Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sağlık Yardımı”
- Uyuşmazlık: Davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edildikten sonra, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla aldığı ölüm aylığı kesilen davacıya yapılan sağlık harcamalarının tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşamaya devam ederek, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla haksız yere genel sağlık sigortasından yararlandığı ve bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu gözetilerek, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 45. maddesinden yararlanamayacağı ve 31.01.2012 tarihinden sonraki sağlık giderlerini ödemesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sosyal güvenlik sözleşmesi kapsamında, Almanya'dan emekli aylığı alan ve Almanya'da ikamet eden davacının, Türkiye'de geçici ikamet ettiği dönemde yapılan sağlık harcamalarının geri ödenmesi talebiyle açtığı menfi tespit davasının reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Türkiye ile Almanya arasındaki sosyal güvenlik sözleşmesinin ilgili maddeleri uyarınca, her iki ülkeden de emekli aylığı alan kişilerin sağlık yardımları, daimi ikamet ettikleri ülke tarafından karşılanırken, geçici ikamet edilen ülkede sağlık yardımlarından yararlanma hakkının sağlık yardımı hak sahipliği formülleri ile düzenlendiği ve davacının bu formüller yerine sağlık karnesi kullanarak yersiz sağlık harcaması yaptığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen ve annesinin ölümü nedeniyle hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı alan davalıya, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan sağlık harcamalarının iadesinin talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, ölüm aylığı almak için eşinden boşanmasına rağmen fiilen birlikte yaşamaya devam ederek, hak kazanmadığı halde genel sağlık sigortasından yararlanmasının ve bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmasının 5510 sayılı Kanun'un Geçici 45. maddesindeki istisnadan yararlanmasına engel teşkil etmesi gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı banka tarafından, davalıların haksız sağlık yardımı alarak sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle açılan alacak davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ... tüzel kişiliği olsa da ... adına hareket ettiği ve Türkiye ...’nın sosyal güvenlik kurumu niteliğinde olduğu gözetilerek, 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesi gereğince uyuşmazlığın iş mahkemesinde görülmesi gerektiği değerlendirilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının kıdem tazminatı alacağının hesaplanması ve yıllık izin alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kıdem tazminatının tavan tutardan hesaplanması ve yıllık izin ücretine ilişkin zamanaşımı süresinin beş yıl olarak kabulü gerektiği ve Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin içtihat değişikliğinin bu davada uygulanabileceği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen davacıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla yapılan sağlık harcamalarının SGK tarafından tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespit edilmesi ve bu durumun ölüm aylığı almaya engel teşkil etmesi nedeniyle yapılan sağlık giderlerinin 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesi ve dürüstlük kuralı gözetilerek tahsil edilebileceğine, davacı vekilinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin ise miktar itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altında kalması nedeniyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kendisi de Bağ-Kur sigortalısı olan davacının, aynı zamanda Bağ-Kur sigortalısı olan eşi üzerinden sağlık yardımı alıp alamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun'un ek 11. maddesindeki düzenlemelerin farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olanlar için geçerli olduğu, aynı sosyal güvenlik kurumuna tabi olan eşlerin birbirleri üzerinden sağlık yardımı alabilmelerine engel bir hüküm bulunmadığı, ayrıca Anayasal sosyal güvenlik hakkı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının hesabı ile zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İlk derece mahkemesinin ücret, ücret zammı, ikramiye, yemek ücreti gibi alacakları geniş anlamda ücret alacağı olarak kabul edip 5 yıllık zamanaşımı süresini uygulamasının ve kıdem tazminatının da ödenen miktarla sınırlı olduğunu kabulünün yerinde olduğu gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sağlık kurulu raporu ile kullanımı uygun görülen portatif merdiven çıkma cihazı bedelinin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Yasa'nın 13. maddesi ve ILO 102 sayılı Sözleşme'nin 10/3. maddesi gözetilerek, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun karşılayacağı cihazların sigortalı veya hak sahibinin iyileşmesine, sağlığını korumasına, çalışma gücünü yeniden kazanmasına veya kendi ihtiyaçlarını görme kabiliyetini artırmasına doğrudan katkı sağlaması gerektiği, portatif merdiven çıkma cihazının ise hasta tarafından değil bir yardımcı tarafından kullanılmasından dolayı bu koşulları sağlamadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İşe iade davası sonucu işe başlatılmayan işçinin boşta geçen süre ücretine primlerin dahil edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Boşta geçen süre ücretinin hesabında, işyerinde düşük performans durumunda dahi ödenen teşvik primlerinin de dikkate alınması gerektiği gözetilerek, eksik inceleme ile hüküm kurulması nedeniyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bağ-Kur sigortalılarının sağlık giderlerine ilişkin alacaklarının davacı şirkete temlik edilmesi sonucu açılan davada görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu'nun 70. maddesi uyarınca, Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda iş mahkemelerinin görevli olduğu, sağlık giderlerine ilişkin alacağın temliki ile uyuşmazlığın kaynağının değişmediği ve uyuşmazlığın temelinde Bağ-Kur'dan kaynaklanan bir sağlık yardımı talebi bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.