Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sanık Beyanı”
- Uyuşmazlık: Silahlı terör örgütüne üye olma suçundan tutuklu yargılanan sanığa zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği ve yargılama sırasında dosyada mevcut delillerin hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan davada, suçun cezasının alt sınırının TMK'nın 5/1. maddesi gereğince yapılacak arttırımla 5 yıldan fazla olması ve CMK 150/3 gereğince zorunlu müdafi atanması gerektiği, ayrıca hükmün dayandığı delillerin dışında ByLock kullanıcısı olduğuna dair rapor ve tanık beyanlarının sanık ve müdafiine okunmadan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkum olan sanık hakkında TCK'nın 192/3. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, suçu ortaya çıkaran beyanlarının suçun resmi makamlar tarafından öğrenilmesinden sonra yapılmış olması, beyanlarının suçun ispatına yeni bir katkı sağlamaması ve sanığın üzerine atılı suçu kabul etmeyip aksine inkarda bulunması nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmasının mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu, suç üstlenme suçunu mu, yoksa müşterek faillik veya yardım suretiyle suçluyu kayırma suçunu mu oluşturduğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, alkollü olarak trafik kazasına sebebiyet veren babasının suçunu üstlenerek, karakolda gerçeğe aykırı beyanda bulunması ve bu beyanla yetkililerin babasının işlediği suçtan dolayı soruşturma yürütmesini engellemeye çalışmasının suçluyu kayırma suçunu oluşturduğu gözetilerek, yerel mahkemenin resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyandan verdiği mahkumiyet kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında teşebbüs aşamasında kalan kasten öldürme suçundan beraat kararı verilmesine dair Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın suçunun ispatı için yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, katılanın ilk ifadesinde saldırganı görmediğini söylemesi, daha sonra sanığı suçlaması ve diğer tanık beyanlarının görgüye dayanmaması gibi hususlar gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazı reddedilerek yerel mahkemenin beraat kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında isnat edilen infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçunun sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın suçu işlediğine dair diğer sanık beyanları dışında kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, bu beyanların da diğer tanık ifadeleriyle çeliştiği ve sanığın suçlamayı reddettiği gözetilerek, yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı nitelikli cinsel saldırı suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mağdurun beyanlarının çelişkili olması, olayla ilgili anlatımlarının tutarsızlıklar içermesi, sanığın mahkumiyetine yeterli delil bulunmaması ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kovuşturma aşamasında müdafi atanması talebinde bulunmayan ve tutuklu yargılanan sanık hakkında, müdafi atanmamasının CMK'nın 101/3. maddesine aykırılık oluşturup oluşturmadığı ve bu bağlamda savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ile TCK’nın 314/2 ve 3713 sayılı Kanun’un 5. maddeleri uyarınca silahlı terör örgütüne üye olma suçundan yargılanan sanığa, CMK'nun 150/3. maddesi uyarınca zorunlu müdafi atanması gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın soruşturma aşamasında ve tutuklama talebiyle sevk edildiğinde müdafii bulunduğu, kovuşturma aşamasında ise kendisine müdafi seçme veya görevlendirme talebinde bulunmadığı, CMK m. 150/3'te düzenlenen zorunlu müdafilik hükmünün sanığa atılı suçun temel cezası dikkate alındığında uygulanmayacağı, CMK 101/3'ün ise ilk tutuklamaya ilişkin olduğu ve tutuklu olarak yargılanmanın tek başına zorunlu müdafilik nedeni olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma suçundan eksik araştırma ile mahkûmiyet hükmü kurulup kurulmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıktan ele geçirilen telefon üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan ve sanığın dinlenilmesini talep ettiği tanıklar dinlenilmeden, gizli tanık beyanlarının da ayrıntılı olarak araştırılmadan hüküm kurulmasının eksik araştırmaya sebebiyet verdiği değerlendirilerek yerel mahkeme hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, hasta olduğunu ve kullandığı ilaçların etkisiyle savunma yapamayacağını beyan etmesi üzerine talebinin reddine karar verilerek yargılamaya devam edilmesiyle savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı ve ayrıca silahlı saldırıda kullanılan tehlikeli maddelerin izinsiz bulundurulması suçunun sanık tarafından işlenip işlenmediği hususunda Yargıtay 16. Ceza Dairesi ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, daha önceki celselerde savunma yapmayı reddetmesi ve son celsede sağlık sorunlarını ileri sürerek savunma yapmaması, davanın karmaşıklığı ve sanığın sağlık durumu da göz önünde bulundurularak savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurduğu, ayrıca tehlikeli maddelerin sanık tarafından taşınıp taşınmadığı hususunda kesin delil bulunmadığından şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği mahkumiyetine yeterince delil olmadığı değerlendirilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı reddedilmiş ve yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Terör örgütüne üyelik suçundan yargılanan tutuklu sanığa, kovuşturma aşamasında müdafi atanmasının zorunlu olup olmadığı ve sanığın açıkça müdafi istemediğini beyan etmesi halinde zorunlu müdafi görevlendirilmesinin gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiğinde CMK m. 101/3 uyarınca kendisine zorunlu müdafi atandığı, kovuşturma aşamasında ise CMK m. 147/1-c'deki hakkı hatırlatılarak müdafi talep edip etmediği sorulduğu, sanığın müdafi istemediğini beyan ederek savunmasını yaptığı, dosyaya erişim ve dosyadan örnek alma hususunda kısıtlandığına dair bir savunmasının da bulunmadığı, "adaletin selameti" ilkesinin adli yardım müessesesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Salduz/Türkiye kararının CMUK dönemine ilişkin olduğu ve sanığın müdafiye erişim hakkının kısıtlanmadığı gerekçeleriyle, zorunlu müdafi atanmamasında isabetsizlik olmadığına ve sanığın savunma hakkının kısıtlanmadığına karar verilerek yerel mahkeme kararının onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın trafik kontrolü sırasında kolluk görevlilerine gerçek kimliği yerine başka bir isim söylemesinin TCK'nın 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunu mu yoksa 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesindeki kimliği bildirmeme kabahatini mi oluşturduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın verdiği yalan beyan üzerine henüz resmi bir belge düzenlenmediği, aksine gerçek kimliğinin tespit edilerek tutanakların bu bilgilere göre düzenlendiği, dolayısıyla resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşmadığı, eylemin Kabahatler Kanunu'nun 40. maddesindeki kimliği bildirmeme kabahatini oluşturduğu, ancak bu kabahat için öngörülen zamanaşımının dolduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve sanık hakkında idari para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların ülke topraklarının bir kısmını devlet egemenliğinden ayırmaya yönelik eylemlerde bulunma suçunu işlediklerine dair delillerin yeterliliği ve hükümlerin usule uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların Hizbullah örgütüyle bağlantılı olduklarına dair örgüt dökümanları, kolluk ifadeleri, başka dosyalarda kesinleşmiş mahkumiyet kararları ve çeşitli eylemlere katılımlarının tespit edilmesi, ayrıca bu delillerin bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanıkların eylemlerinin çeşitlilik ve yoğunluk arz etmesi gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ve sanıkların mahkumiyetine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.