Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sona Erme Tarihi”
- Uyuşmazlık: Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, davalı eşin boşanma davasından kısa süre önce sattığı taşınmazların katılma alacağını azaltmak amacıyla devredilip devredilmediği, davalı eşin borçlarının tasfiyede dikkate alınıp alınmayacağı, davalı eşe ait şirketlerin öz varlığının hesabında bu borçların düşülüp düşülemeyeceği, takas işleminin ve faiz başlangıç tarihinin doğru belirlenip belirlenmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı eşin, boşanma davasından önce sattığı dört adet taşınmazın, davacı eşin katılma alacağını azaltmak amacıyla devredildiğinin kabulü gerektiği, bu nedenle söz konusu taşınmazların 4721 sayılı Kanun'un 229. maddesi uyarınca eklenecek değer olarak tasfiyede dikkate alınması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Katılma alacağı davasında, davalı tarafından evlilik birliği içerisinde satılan taşınmazların tasfiyede eklenecek değer olarak kabul edilip edilmeyeceği, faizin başlangıç tarihi ve hükmün kapsamına hangi hususların dahil edilmesi gerektiği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, şirket borçlarını ödemek için sattığını iddia ettiği taşınmazların satışının, davacının katılma alacağını azaltmak amacıyla yapıldığının ve bu nedenle tasfiyede eklenecek değer olarak değerlendirilmesi gerektiğinin, ayrıca Yargıtay’ın ilk bozma kararında onanmayan hususlar yönünden de usuli kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek mahkemenin yeniden hüküm kurması gerektiği, faizin ise ilk hüküm tarihinde başlaması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçundan sanık limited şirketin mahkumiyetine ilişkin hükmün temyiz edilmesi üzerine, limited şirketlerin İcra ve İflas Kanunu'nun 44. maddesi uyarınca mal beyanında bulunma yükümlülüğü bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümleri uyarınca limited şirketlerin tasfiye sürecinde aktif ve pasiflerinin zaten ortaya konulduğu, şirketin ticaret sicilinden silinmesiyle tüzel kişiliğinin sona erdiği ve mal beyanında bulunmasının fiilen mümkün olmadığı, İİK'nın 44. maddesinin gerçek kişi tacirleri kapsadığı, TTK 545/2. maddesiyle de TTK hükümlerine göre tasfiye edilen şirketlere İİK'nın 44. ve 337/a maddelerinin uygulanmayacağının açıkça belirtildiği gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Adi ortaklığın tasfiyesi, kar payı ve cezai şart alacağı taleplerinin reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Adi ortaklığın dava tarihinden önce sona erip ermediğinin tespit edilmemesi, sona ermiş ise bu tarihe göre, ermemiş ise davanın açıldığı tarih itibariyle tasfiye işlemlerinin yapılması ve davacının tasfiye alacağı isteminin 6098 sayılı Kanun’un 639. maddesinin 7. fıkrası uyarınca ortaklığın haklı sebeple feshi ve tasfiyesi olduğu gözetilerek değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Ticaret şirketinin tasfiye edilmesinden sonra İcra ve İflas Kanunu'nun 337/a maddesi uyarınca "ticareti usulüne aykırı terk etmek" suçundan mahkumiyet kararı verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tasfiye edilen ticaret şirketlerinin İcra ve İflas Kanunu'nun 44. maddesi uyarınca mal beyanında bulunma yükümlülüğü bulunmadığı, TTK'nın 545. maddesinin ikinci fıkrasına 6728 sayılı Kanun’un 69. maddesiyle eklenen “Bu Kanun hükümlerine göre tasfiye olunan şirketlerde, 2004 sayılı Kanunun 44 üncü ve 337/a maddesi hükümleri uygulanmaz” hükmü gözetilerek yerel mahkemenin mahkumiyet kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mal rejiminin tasfiyesinde, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması/tenfiz kararının kesinleşme tarihinin değil, yabancı mahkemede boşanma davasının açıldığı tarihin esas alınarak tasfiyeye dahil edilecek malların belirlenmesi gerekirken, hatalı tarih esas alınarak hüküm kurulması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK’nın 225/II. maddesi uyarınca mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarihte sona ereceği ve yabancı mahkeme kararının tanınması/tenfiz kararının kesinleşme tarihinin değil, yabancı mahkemede boşanma davasının açıldığı tarihin mal rejiminin sona erme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK kapsamı dışında İŞKUR üzerinden istihdam edilen işçiler için yapılan yetki tespiti başvurusunun reddedilmesine ilişkin itiraz davası.
Gerekçe ve Sonuç: Yetki tespitine esas alınan işçilerin 696 sayılı KHK kapsamında olup olmadığının ve işyerlerinin yeni tescil edilip edilmediğinin tespiti yapılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğu ve davaya katılma hakkı olan diğer sendikaya davanın ihbar edilmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına ve istinaf başvurusunun reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Belediye şirketine ait işyerlerinde çalışan işçiler bakımından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından verilen yetki tespit kararına karşı açılan iptal davasının kabulüyle yetki tespitinin iptaline ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Sürekli işçi kadrosuna geçişten önce asıl işveren işyeri ile aynı işkolunda yer alan alt işveren işyerlerinde yetki başvuru yasağı bulunmadığı, 696 sayılı KHK ile sadece sürekli işçi kadrolarına geçişi yapılan işçilerin ücreti ile diğer mali ve sosyal haklarının üst sınırının tespit edildiği ve herhangi bir toplu iş sözleşmesi oluşturulmadığı, bu itibarla yetki tespitinde hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek mahkeme kararlarının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Adi ortaklıktan kaynaklanan alacak davasında zamanaşımı def'inin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, adi ortaklığın sona erdiği tarihten itibaren zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, mahkemece ortaklığın sona erme tarihinin tespit edilerek zamanaşımı def'inin bu tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Belirli süreli hizmet sözleşmesinin sona erme tarihi itibarıyla tarafların sessiz kalmasıyla sözleşmenin uzaması ve davalı tarafından yapılan fesih sonucu eğitim giderleri ile cezai şart talebinin hukuki niteliğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararında belirtilen hususlar doğrultusunda belirli süreli sözleşmenin sona ermesinden sonra taraflar arasında yeni bir sözleşme kurulmadığı, belirli süreli sözleşmenin sona ermesi için fesih ihbarına gerek olmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf lehine kazanılmış hak doğduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının SSK sigortalılığı ile çakışan Bağ-Kur sigortalılığının sona erme tarihi ve 1479 sayılı Kanun'un Ek 19. maddesinin uygulanabilirliği.
Gerekçe ve Sonuç: 1479 sayılı Kanun'un Ek 19. maddesinin çakışan sigortalılık durumlarında uygulanması gerektiği, vergi kaydının sona ermesinin kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın sona erdiğine karine teşkil etse de aksinin ispatlanabileceği ve bu hususun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından daha önce açılan hizmet tespiti davasında iş sözleşmesinin 27.05.2008 tarihinde, işçilik alacakları davasında ise 20.06.2008 tarihinde feshedildiği belirtildiğinden, çalışma süresinin tespitinde hangi tarihin esas alınacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının hizmet tespiti davasındaki beyanının işçilik alacakları davasını bağlayıcı nitelikte olmadığı, davalı tarafından da 20.06.2008 tarihine itiraz edilmediği ve resmi kayıtların bu tarihi desteklediği gözetilerek direnme kararı onanmış, ancak davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.