Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tacir Dolandırıcılığı”
- Uyuşmazlık: Sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibarıyla oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, katılanların paralarını borsada değerlendirmeleri yönünde telkinde bulunmaları, katılanlar adına yetkili aracı kurum nezdinde hesap açılması, katılanların bu hesaplara para yatırmaları, sözleşme ve müşteri emir formlarındaki imzaların katılanlara ait olması, yetkili kurum olan Sermaye Piyasası Kurulu'nun sanıkların eylemlerini idari para cezası ile yaptırım altına alması, katılanların hesaplarında bir dönem kâr elde edilmesi, borsalardaki genel düşüş eğiliminin zarara sebep olması, katılanların açtıkları alacak davaları sonucunda zararlarının tazmin edilmesi hususları birlikte değerlendirildiğinde sanıkların eylemlerinin dolandırıcılık suçunun maddi konusunun hareket unsurunu oluşturan hileli davranış olarak nitelendirilemeyeceği ve sanıklara atılı dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin beraat kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, umre vizesi alımı konusunda anlaştığı katılana karşı hileli bir davranışta bulunmadığı, taraflar arasında sözleşme hükümlerinin yerine getirilememesinden kaynaklanan hukuki bir uyuşmazlık bulunduğu ve sanığa atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların, aralarında adi ortaklık sözleşmesi bulunan katılanlara karşı, ortaklıktan elde edilen geliri ödemeyerek nitelikli dolandırıcılık suçunu işleyip işlemedikleri.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...'ın adi ortaklığın yönetiminde fiilen yetkili olduğu ve katılanlara ödenmesi gereken kâr payını ödemediği sabit olsa da, haksız menfaat elde etmeden önce hileli bir davranışta bulunmadığından eyleminin dolandırıcılık suçunu oluşturmadığı, diğer sanıkların ise suça iştiraklerine dair yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme beraat kararının onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık ...'e atılı nitelikli dolandırıcılık ve resmî belgede sahtecilik suçları ile sanık ...'ya atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun sabit olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ...'in, şirket yetkilisi olarak katılanları araç satış vaadiyle aldatarak haksız kazanç sağladığı ve bu eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu, resmî belgede sahtecilik suçuna ilişkin ise eksik araştırma yapıldığı gözetilerek beraat kararının bozulmasına, sanık ...'in ise nitelikli dolandırıcılık suçunu inceleme dışı sanık ile fikir birliği içinde işlediğine dair yeterli delil bulunmadığı değerlendirilerek beraat kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik, tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasındaki dolandırıcılık suçlarının unsurlarının oluşup oluşmadığı ve mahkumiyet kararının isabetli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yokluğunda karar verilen katılana tebligat yapılmadan temyiz incelemesine geçilemeyeceği ve bu eksikliğin giderilmesi gerektiği gözetilerek, Özel Daire bozma kararı kaldırılarak dosya, eksik tebligatın yapılması için yerel mahkemeye gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmiştir. - Uyuşmazlık: Ayıplı nohut tohumu satışı nedeniyle davacı çiftçinin uğradığı zararın tazmini talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, ürün kaybının sadece ayıplı tohumdan kaynaklandığını ispatlayamaması ve zamanında zirai mücadelede bulunmaması gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında var olduğu iddia edilen adi ortaklık ilişkisinin ispat edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafın, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispatlayacak yazılı delil sunamaması, davanın senetle ispat sınırının üzerinde olması, davalı tarafın tanık dinlenmesine muvafakat etmediği ve dosyada yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge bulunmadığı gözetilerek mahkeme kararının onanmasına hükmedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıklara atılı nitelikli dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunda yerel mahkeme ile Yargıtay dairesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Aleyhe olan bozma kararına karşı sanıkların beyanı alınmadan direnme kararı verilmesinin CMK m. 307/2 ve 1412 sayılı CMUK m. 326/2’ye aykırı olması ve savunma hakkının kısıtlanması nedeniyle direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya gönderilen havalenin mal bedelini mi yoksa borç ödemesini mi oluşturduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Havalenin mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığına dair yasal karinenin aksini iddia eden tarafın bu iddiasını ispatlaması gerektiği, davacının havaledeki açıklamanın sonradan eklendiği ve davalı tarafından kabul edilmediği hususunda karineyi çürütecek delil sunamadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların holding hisselerini paravan şirketlere devretmek suretiyle gerçekleştirdikleri eylemlerin nitelikli dolandırıcılık mı yoksa hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu mu oluşturduğu, eylemlerin katılan sayısınca zincirleme suç mu yoksa tek bir suç mu olduğu ve sanık ... hakkında TCK'nın 167. maddesindeki şahsi cezasızlık hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların şirket yönetimindeki yetkilerini kullanarak şirket malvarlığı üzerinde tevdi amacına aykırı tasarrufta bulunmalarından sonra bu tasarrufların ortaya çıkmaması için hileli davranışlar sergilemelerinin eylemlerini dolandırıcılık suçuna dönüştürmeyeceği, şirket aleyhine hizmet ilişkisiyle bağdaşmayan tasarruflar yapmalarının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı, şirketin tüzel kişilik kazanması ve doğrudan şirketin zarar görmesi nedeniyle eylemlerin zincirleme suç değil tek bir suç teşkil edeceği, tüzel kişiye karşı suç işlenmesi nedeniyle TCK'nın 167. maddesindeki şahsi cezasızlık hükmünün uygulanamayacağı ve sanık ... hakkında katılan ...'e yönelik nitelikli dolandırıcılık suçundan dava açılmadığı halde mahkumiyet kararı verilmesinin usule aykırı olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının sanık ... yönünden kaldırılmasına ve diğer sanıklar yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sahte temlikname ile icra takibindeki hacizlerin kaldırılması nedeniyle davacı alacaklının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Noterin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu ve nedensellik bağının davacının ağır kusuru ile kesildiğinin ispat yükünün davalı notere düştüğü, davacının sahte kimlik belgesinin kullanılması ile uğradığı zarar arasındaki illiyet bağının kesildiğini gösteren delillerin davalı noter tarafından sunulması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin davalı noter hakkındaki davanın reddine ilişkin kararının gerekçesi değiştirilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin marka hakkına tecavüz suçu mu yoksa dolandırıcılık suçu mu oluşturduğunun tespiti bakımından eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın, katılan şirketlerin bayisi olmadığı halde markalarını izinsiz kullanarak hizmet sunduğu eylemlerinin marka hakkına tecavüz suçunu oluşturduğu, iddianamede nitelenen bu eylemlerin marka hakkına tecavüz suçunun unsurlarını kapsadığı halde dolandırıcılık suçunun unsurlarını kapsamadığı, dolandırıcılık ve marka hakkına tecavüz suçlarının birbirinden bağımsız suçlar olduğu ve gerçek içtima hükümlerinin uygulanacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.