Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tapulama Dışı Bırakma”
- Uyuşmazlık: Davacı, 4721 sayılı TMK ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'na dayanarak, zilyetliği yoluyla olağanüstü zamanaşımı ile taşınmazın mülkiyetinin kazanıldığının tespitini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazların daha önce tapulama mahkemesi kararıyla orman sayılan yer olarak tescil dışı bırakıldığı ve bu kararın davacı için kesin hüküm teşkil ettiği gözetilerek, taşınmazın zilyetlikle kazanılamayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş mahkeme kararıyla orman olarak tespit edilen bir alanın, daha sonraki orman kadastrosuyla orman sınırları dışında bırakılmasının hukuki geçerliliği.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/1. maddesi uyarınca, evvelce kadastrosu yapılmış yerlerin yeniden kadastro yapılarak farklı bir nitelendirmeye tabi tutulamayacağı ve kesinleşmiş mahkeme kararıyla orman olduğu tespit edilen bir alanın daha sonra yapılan orman kadastrosu ile orman sınırları dışında bırakılmasının hukuka aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sular altında kalmış bir taşınmazın mülkiyetinin tespiti davasında, mirasçıların haklarının doğru tespiti ve taraf teşkili hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, kadastro tespit tutanağında adı geçen diğer tespit maliklerinin mirasçılarını davaya dahil etmeyerek ve davacıların mirasbırakanının veraset ilamındaki payları oranında hüküm kurmayarak, HMK'nın 297. maddesini ihlal ettiği ve eksik taraf teşkili ile hüküm kurduğu gözetilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil davasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerinde kadastro tespitinden önce 20 yılı aşkın süredir zilyetliğinin bulunduğu ve zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş mahkeme kararı ile orman olarak tespit edilen taşınmazın daha sonra yapılan orman kadastrosu ile orman sınırları dışında bırakılması ve davacının bu kısım üzerinde zilyetliğe dayanarak tapu tescili talep etmesi üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi gereğince daha önce kesinleşmiş mahkeme kararı ile orman niteliği tespit edilen taşınmaz üzerindeki kadastro işleminin geçerli olduğu, bu nedenle sonradan yapılan orman kadastrosu ile taşınmazın orman sınırları dışında bırakılmasının hukuka aykırı olduğu ve zilyetliğe dayalı tescil talebinin reddedilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında yol olarak tescil dışı bırakılan taşınmazın, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenine dayanılarak tapuya tescili talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tescil dışı bırakılan yer hakkında kadastro tutanağı düzenlenmeden pafta düzenlenmesi suretiyle hukuksal durumu belirlenerek işlem tamamlanmış ise paftanın düzenlendiği tarihin kazanma süresinin ve koşullarının hesaplanmasında esas alınması ve bu durumda da davanın makul sürede açılmadığına ilişkin Özel Daire bozma kararının isabetli olmadığı gözetilerek direnme kararı onanmış, ancak diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastrodan önceki hukuki nedenlere dayanarak dava açılmasını sınırlayan bir sürenin (makul süre) bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro Kanunu ve Türk Medeni Kanunu'nda tespit harici bırakılan yerler hakkında kadastro öncesi nedenlere dayanarak dava açılmasını sınırlayan bir süre öngörülmediği, Anayasa'nın 36. maddesi gereği herkesin hak arama özgürlüğüne sahip olduğu ve bu özgürlüğün ancak kanunla sınırlandırılabileceği, dolayısıyla yasal dayanağı bulunmayan "makul süre" kısıtlamasının yerinde olmadığı ve ayrıca yasal hasım olarak ilgili idarelerin davaya dahil edilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapulama çalışmaları sırasında tescil harici bırakılan bir taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılıp kazanılamayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın, tapulama dışında bırakılma nedeni gözetilerek imar ve ihya koşullarının incelenmesi gerektiği, mahkemece bu hususun yeterince araştırılmadığı ve hava fotoğrafları gibi delillerin değerlendirilmesinde eksiklik bulunduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yenileme kadastrosu sırasında taşınmazın bir kısmının yola terk edilmesi nedeniyle açılan davanın görevli mahkemesinin Kadastro Mahkemesi mi yoksa Asliye Hukuk Mahkemesi mi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yenileme kadastrosunun, mülkiyet hakkını yeniden incelemeyen, teknik çalışmalarla paftaların yenilenmesini amaçlayan, önceki kadastroya ek bir işlem olduğu ve 2859 sayılı Kanun'un 5. maddesindeki atıf gereği bu tür davalarda 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerinin uygulanması ve davanın Kadastro Mahkemesinde görülmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.