Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tebliğ Mazbatası”
- Uyuşmazlık: İlamsız icra takibinde, ödeme emrinin tebliğ mazbatasındaki imzanın borçluya ait olmadığı iddiasıyla yapılan şikayette, imzanın borçluya ait olup olmadığının tespit edilememesi halinde ispat yükünün kime ait olduğu ve tebliğin geçerli sayılıp sayılmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelikte tebliğ mazbatasındaki imzanın inkarı halinde yapılacak incelemenin usul ve yöntemi belirtilmediğinden, genel ispat kuralları gereği tebliğ mazbatasındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia eden borçlunun bu iddiasını ispatlaması gerektiği, aksi halde tebliğin geçerli sayılacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasında, hasar gören malların bir kısmının davacıya teslim edildiğine ilişkin tutanağın içeriği ve bu malların bedellerinin tazminattan indirilip indirilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun amacının tebligatın muhatabına en kısa sürede ulaşması ve bu hususun belgelenmesi olduğu, tebligatın usulüne uygun yapıldığının tebliğ mazbatası ile ispatlandığı, davalılar vekilinin tebliğ tarihinin yanlış olduğunu iddia etse de bunu ispatlayamadığı gözetilerek direnme kararına yönelik temyiz isteminin süresinde olmadığı gerekçesiyle ek karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Ödeme emrinin muhatap adreste bulunmadığı için aynı çatı altında oturduğu iddia edilen kayınbiraderine tebliğ edilmesi üzerine borçlunun tebliğin usulsüz olduğunu ileri sürerek şikayette bulunması.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 25. maddesi uyarınca, muhatap adreste bulunmadığında aynı konutta oturan kişilere tebligat yapılabilmesi için tebliğ memurunun, muhatabın hangi sebeple adreste bulunmadığını tespit edip tebliğ mazbatasına yazması gerektiği, bu tespitin yapılmadığı somut olayda tebliğin usulsüz olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Gözaltına alınıp serbest bırakıldıktan sonra beraat eden kişinin, 466 sayılı Kanun uyarınca tazminata hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hukuka uygun olarak gözaltına alınan ve akabinde beraat eden kişinin, 466 sayılı Kanun'un 1/6. maddesi gereğince, beraat kararıyla birlikte başlangıçtaki gözaltı işleminin haksız hale geldiği ve zararın gerçekleştiği kabul edilerek, ayrıca bir zarara hüküm gerekmeksizin tazminata hak kazandığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında açılan beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün isabetli olup olmadığı ve bu bağlamda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilip edilmemesi gerektiği ile direnme kararının katılan vekiline usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6284 sayılı Kanun ve ilgili uluslararası sözleşmeler gereğince Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının davadan haberdar edilmesi gerektiği ve katılan vekiline yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı gözetilerek dosyanın, 29.05.2015 tarihli gerekçeli kararın katılan vekiline ve Bakanlığa tebliğinin sağlanması için yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların sahte sürücü sertifikası ve ehliyet kullanma eylemlerinin hangi suçu oluşturduğu ve dava zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların fiillerinin 765 sayılı TCK'nın 350. maddesinde düzenlenen sahtecilik suçunu oluşturduğu, bu suçun 7 yıl 6 aylık kesintili zamanaşımı süresinin dolduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve sanıklar hakkındaki davanın düşmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Haksız tutuklama nedeniyle açılan tazminat davasının zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 466 sayılı Kanun'a göre açılan tazminat davalarında, beraat kararının kesinleşmesinin tebliğinden veya öğrenilmesinden itibaren 3 ay içinde dava açılması gerektiği, ayrıca bu süre dışında kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıllık bir zamanaşımı süresi uygulanması gerektiği gözetilerek, beraat kararının kesinleşmesinden 10 yıl sonra açılan tazminat davasının reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kanun yararına bozma nedeninin sanık hakkında iki yıldan az hapis cezası verilmesini gerektirmesi durumunda erteleme hükmünün uygulanması imkânının bulunup bulunmadığı ve buna ilişkin değerlendirmenin Özel Dairece mi yoksa Yerel Mahkemece mi yapılacağı hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığa tebliğ edilen gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun olmadığı, Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine aykırı şekilde yapıldığı ve tebliğ mazbatasında tebliğin konusunun belirtilmediği tespit edilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kabul edilmiş ve Özel Daire'nin bozma kararı kaldırılmıştır. Dosyanın, gerekçeli kararın sanığa tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İlamsız icra takibinde ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olup olmadığı ve tebliğ tarihinin düzeltilip düzeltilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesi ve Tebligat Yönetmeliği'nin 30/1. maddesi uyarınca tebligatın geçerli olabilmesi için muhatabın geçici olarak adreste bulunmamasının nedeninin tespit edilip tebliğ evrakına yazılması ve tebliğ memurunun komşu, yönetici gibi kişilerden beyan alması gerektiği, somut olayda ise borçlunun tebliğ evrakında beyanı alındığı belirtilen kişinin komşusu olmadığını iddia etmesi üzerine, bu iddianın araştırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle karar verildiği gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcra takibinde, satış ilanının tebligatındaki imzanın borçluya ait olmadığı iddiasıyla ihalenin feshine dair şikayetin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Borçlunun tebliğ mazbatasındaki imzasını inkâr etmesine rağmen, Adli Tıp Kurumu raporu ile imzanın borçluya ait olduğunun kuvvetle muhtemel olduğunun tespit edilmesi ve borçlunun imzanın kendisine ait olmadığını ispatlayamaması gözetilerek, ihalenin feshine dair şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yetki tespitine itiraz davasında, itiraz dilekçesinin görevli makama kaydettirilmesinin dava şartı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yetki tespitine itiraz dilekçesinin, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 43. maddesi gereğince görevli makama kaydettirilmesinin dava şartı olduğu ve davacının bu şartı yerine getirmediği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa tebliğ edilen mahkûmiyet hükmünün usulüne uygun olup olmadığı ve buna bağlı olarak hükmün kesinleşip kesinleşmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın imzası alınmadan yapılan tebliğin Tebligat Kanunu'nun 36. maddesine aykırı ve dolayısıyla geçersiz olduğu, sanığın da hükümden ve içeriğinden 09.04.2013 tarihli uyarlama kararının tebliğine kadar haberdar olmadığı anlaşıldığından 13.05.2013 tarihli temyiz isteminin kesinleşmemiş 03.05.2012 tarihli mahkûmiyet hükmüne yönelik olduğu ve uyarlama kararının hukuki değerden yoksun olduğu gözetilerek Özel Daire'nin temyiz isteminin reddi kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.