Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ticari Kredi Sözleşmesi”
- Uyuşmazlık: Görünürde finansal kiralama sözleşmesi olarak yapılan, ancak davacı tarafından aslında ticari kredi sözleşmesi olduğu iddia edilen sözleşmenin hukuki niteliğinin belirlenmesi ve davacının ödediği bedelin iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Finansal kiralama sözleşmesine konu taşınmazın satın alma bedelinin bir kısmının davacı tarafından sözleşme tarihinden önce ödenmiş olması ve bu kısmın finansal kiralama şirketi tarafından finanse edilmemiş olması nedeniyle, sözleşmenin kalan bedel yönünden geçerli bir finansal kiralama sözleşmesi olarak kabul edilerek, davacı tarafından taşınmaz maliklerine ödenen bedelin finansal kiralama şirketinden tahsiline karar verilmek suretiyle, ilk derece mahkemesinin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin, davacı banka ile arasındaki kredi sözleşmelerinden kaynaklanan borçlarına ilişkin icra takibine yaptığı itirazın iptali istemidir.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde gayrinakdi alacaklara ilişkin depo talep edilebileceğine dair hüküm bulunmasına rağmen, Bölge Adliye Mahkemesinin bu hususu gözden kaçırarak depo talebini reddetmesi usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hayat sigortası poliçesi düzenlenmemesinden kaynaklanan zararın tazmini isteminin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İşyeri kredisi için imzalanan bireysel kredi sözleşmelerinde hayat sigortasının ihtiyari sigorta kapsamında olması ve mevcut olmayan hayat sigortası nedeniyle sırf aydınlatma yükümlülüğü ihlal edildiğinden bahisle bankanın sorumlu tutulamayacağı değerlendirilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ticari kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan takipte kefilin itirazının iptali talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, takip konusu borcun bir kısmının dava dışı üçüncü kişi tarafından ödendiğini ve kalan kısmının da Kredi Garanti Fonu tarafından ödendiğini iddia etmesi üzerine, mahkemenin bu hususları incelemeden ve borç miktarını belirlemeden kefilin itirazının iptaline karar vermesi doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından, icra takibine konu kredi borcuna ilişkin kefalet sorumluluğunun kapsamı ve faiz oranının tespiti noktasında itiraz edilmesi üzerine, itirazın iptali davasının açılması.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının kefalet sorumluluğunun kapsamının genel kredi sözleşmesi ve ek kart sözleşmeleriyle belirlendiği, davalı tarafından imzalanan sözleşmelerde kefalet sorumluluğunun açıkça yer aldığı, faiz oranının ise taraflar arasındaki sözleşme serbestisi ilkesi gözetilerek belirlendiği ve bilirkişi raporunun da bu hususları desteklediği değerlendirilerek, yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredinin erken kapatılması nedeniyle tahsil edilen erken kapama ücretinin fahiş olup olmadığı ve miktarının nasıl belirleneceği.
Gerekçe ve Sonuç: 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde imzalanan genel kredi sözleşmesinde erken kapama ücreti oranının belirlenmemiş olması ve hesaplama yönteminin belirsizliğe yol açması, bankanın erken kapama talebini kabul etmesiyle faiz kaybı yaşamayacağı, ayrıca alacağına vadeden önce kavuşarak kredi riskini bertaraf edeceği, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı gözetilerek, diğer bankaların benzer kredilerde uyguladığı erken kapama oranları da değerlendirilerek, tahsil edilen erken kapama ücretinin bankacılık uygulamalarına ve TMK m.2'ye uygunluğunun tespiti gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı banka tarafından verilen kredi kartının hem şahsi hem de ticari işletme harcamalarında kullanılması sebebiyle, kart hamilinin biriktirdiği mil puanlarının kullanımına getirilen kısıtlamalar nedeniyle açılan alacak davasının tüketici mahkemesinin görev alanına girip girmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının gerçek kişi tacir olmasına rağmen, kredi kartı sözleşmesinde kartın ticari amaçla kullanılamayacağının düzenlenmesi ve davacının ticari işletmesine ait araçlara yakıt alımı sırasında kredi kartını kullanması sebebiyle oluşan borç ilişkisinin ticari değil özel nitelikte olması, ayrıca 5464 sayılı Kanun'un 44. maddesi uyarınca kart hamilinin tüketici olması halinde 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un uygulanacağı gözetilerek, davanın tüketici mahkemesinin görev alanına girdiğine ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredilerin erken kapatılması sebebiyle bankanın tahsil ettiği erken kapama ücretinin fahiş olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bankanın erken kapama ücreti belirleme yetkisinin dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı ile sınırlandırıldığı, bu nedenle diğer bankaların benzer krediler için uyguladığı erken kapama ücretlerinin de gözetilerek ücretin fahiş olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın, babasının kimlik bilgilerini kullanarak sahte kredi kartı çıkartması ve bu kartı kullanması eylemlerinin tek bir suç mu yoksa birden fazla suç mu oluşturduğu ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın sahte kredi kartı üretmek için sahte belge kullanarak banka görevlisini araç olarak kullandığı, sahte kart üretme suçunun kredi kartı sözleşmesindeki sahtecilik suçunu içerdiği ve tükettiği, dolayısıyla tek bir suç işleme kararı kapsamında birden fazla suç oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesi kapsamında hesabına konulan blokenin kaldırılması talebinin reddine ilişkin temyiz incelemesi sonucu bozulan yerel mahkeme kararına karşı direnme kararının onanıp onanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kefil olduğu kredi sözleşmesinin 6098 sayılı TBK'nın yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş olması sebebiyle genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, davalı bankanın asıl borçlunun aracına koyduğu rehnin kaldırılması karşılığında aldığı 16.000 TL'yi asıl borçlunun diğer borçlarına mahsup etmesinin 818 sayılı BK m. 500/1 gereğince teminatın kefilin zararına azaltılması niteliğinde olduğu ve bu nedenle davacının hesabına konulan blokenin kaldırılması gerektiği gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, kefil olarak imzalamadığı bir kredi sözleşmesi ve teminat senedi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ve sehven ödediği tutarların iadesi istemidir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından yapılan ödemelerin bir kısmının davacı tarafından, bir kısmının ise başka kişiler tarafından yapıldığının tespit edilmesi ve davacının kefil olmadığı kredi sözleşmesi ve teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığının anlaşılması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davacının bir kısmının yaptığı ödemelerin iadesine, kefil olmadığı sözleşme ve bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin kararının onanmasına hükmedilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını oluşturup oluşturmadığı ve resmi belgede sahtecilik suçundan beraat kararında eksik araştırma olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların katılan bankayı hileli davranışlarla aldattıklarının kabulü için, bankanın kendi inceleme ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmemesinin sanıkların lehine değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle sanıkların eylemlerinde dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı, ancak resmi belgede sahtecilik suçlaması yönünden ise, kullanılan belgelerin asıllarının ve sahteliğin aldatma kabiliyetinin incelenmemesi nedeniyle eksik araştırma yapıldığı gözetilerek, nitelikli dolandırıcılık suçundan beraat kararının onanmasına, resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat kararının ise bozulmasına, ancak dava zamanaşımının gerçekleştiği anlaşıldığından kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.