Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Ticari Teamüller”
- Uyuşmazlık: Kiralanan petrol istasyonunda satılacak akaryakıtı tedarik edecek dağıtım şirketini belirleme yetkisinin kimde olduğu ve kiracının farklı bir dağıtım şirketiyle anlaşmasının akde aykırılık oluşturup oluşturmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık nedeniyle açılan tahliye davası.
Gerekçe ve Sonuç: Kira sözleşmesinde dağıtım şirketini belirleme yetkisine ilişkin açık bir hüküm bulunmaması ve davalı kiracının farklı bir dağıtım şirketiyle anlaşmasının kiralananın *kullanımı* ile ilgili bir akde aykırılığı oluşturmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin tahliye kararına yönelik direnme kararının bozulmasına hükmedilmiştir. - Uyuşmazlık: Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, davalı tarafından düzenlenen kapalı faturaların, alacağın ödendiğine dair karine teşkil edip etmediği ve ispat yükünün kimde olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kapalı faturanın ticari teamüle göre borcun ödendiğine karine teşkil etmesi ve davacının bu karinenin aksini ispatlayamaması, ayrıca davalının ticari defterlerindeki kayıtların kapalı faturalarla çelişmesi ve davacının bu çelişkiyi giderememesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların, ilişkili şirkete mal satışı yapıp kira alacağını tahsil etmemeleri nedeniyle örtülü kazanç aktarımı yasağına aykırılık suçunu mu yoksa hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu mu işledikleri ve suç tarihinden sonra TCK 155'in uzlaştırma kapsamına alınmasının sanıkların hukuki durumunu etkileyip etkilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların eylemlerinin örtülü kazanç aktarımı suçunun unsurlarını oluşturmadığı, ancak şirket malvarlığı üzerinde tevdi amacına aykırı tasarrufta bulunarak şirketi ve ortaklarını zarara uğratmaları suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, ayrıca suç tarihinden sonra güveni kötüye kullanma suçunun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle mahkemece uzlaştırma yoluna gidilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının, davacıya teslim aldığı malları iade ettiğine dair sunduğu irsaliyeli faturanın geçerli bir ispat aracı olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının yerinde olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının iadeye ilişkin sunduğu tek bir irsaliyeli faturanın, iade edilen mal miktarı, iade süreci ve ticari teamüller gözetildiğinde tek başına yeterli bir ispat aracı olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca mahkemece davalının savunmasındaki çelişkiler ve eksiklikler üzerinde yeterince durulmadığı değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Faturaya dayalı olarak yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, takibe konu alacağın likit olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekip gerekmediği hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, önceki ticari ilişkileri ve ticari teamüller gereği asfalt malzemesinin piyasa fiyatını ve maliyetini bilmesi gerektiği, bu nedenle fatura bedelinin gerçek borç tutarına uygun olup olmadığını belirleyebilecek durumda olduğu ve alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el konulan bir anonim şirketin eski yönetim ve denetim kurulu üyelerinin, şirketin grup şirketlerinden hisse devralınması nedeniyle oluşan zarardan sorumlu olup olmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: Yönetim kurulu üyelerinin, ödeme gücü olmayan grup şirketlerinin hisselerini devralarak şirketi zarara uğrattıkları, denetim kurulu üyelerinin ise bu işlemlere karşı gerekli özeni göstermedikleri ve kusursuzluklarını ispatlayamadıkları gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Çeklerin çalınması ve ciro edilmesi nedeniyle açılan menfi tespit davasında, son hamilin iyi niyetli olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Çekin son hamili olan davalının, çeklerin karşılıksız olduğunu bildiği ve ticari teamüllere aykırı hareketlerde bulunduğu, deliller ve ticari defter kayıtları ile ispat edildiğinden, davalının iyi niyetli hamil olmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Şirket yetkilisinin sözlü yetkilendirmesiyle, ticari mümessil sıfatı taşımayan babasının şirket adına düzenlediği çek nedeniyle şirketin sorumlu tutulup tutulamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Şirket yetkilisinin, babasının daha önce de şirket adına kambiyo senedi düzenlediğini kabul etmesi ve bu durumun teamül haline gelmesi, babanın ticari mümessil sıfatı olmasa dahi, söz konusu çekle ilgili şirketin sorumluluğunu doğurduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmayan durumlarda, faturaya "bedelin belirli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir" ibaresinin konulması ve karşı tarafça Türk Ticaret Kanunu'nun 23/2. maddesi uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde vade farkının ödenip ödenmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Faturanın, sözleşmenin ifa aşamasıyla ilgili olup sözleşmeyi değiştiren veya diğer tarafın durumunu ağırlaştıran kayıtların faturanın olağan içeriğinden sayılamayacağı, vade farkı kaydının da faturanın zorunlu içeriğinden olmayıp yasal sürede itiraz edilmediği gerekçesiyle kabul edilmesinin ağır bir sonuç doğuracağı ve faturanın sözleşme niteliği taşımadığı gözetilerek, faturaya itiraz edilmemesinin vade farkı ödenmesi konusunda borç doğurmayacağına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı sahte fatura kullanma suçunun sübutu için yeterli araştırmanın yapılıp yapılmadığı ve 2007 yılındaki eylemlerinin zincirleme suç oluşturup oluşturmadığına dair uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Suça konu faturaları düzenleyen firmaların sahte fatura düzenlemekten yargılanıp yargılanmadığının araştırılmamış olması ve 2007 yılındaki faturaların bir veya birden fazla KDV beyannamesinde kullanılıp kullanılmadığının tespit edilmemesi nedeniyle eksik araştırma yapıldığı gözetilerek, 2007 yılına ait mahkumiyet hükmü bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) paylarının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, alacakların zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve davalı tarafından uygulanan iskontoların ticari iletişim gelirlerine dahil edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: RTÜK alacaklarının zamanaşımı ve uygulanacak zamanaşımı süresi konusunda Bölge Adliye Mahkemesi'nin yanılgılı değerlendirme yaptığı, 6112 sayılı Kanun'un 42/8. maddesiyle getirilen düzenleme öncesi ve sonrası için farklı zamanaşımı sürelerinin uygulanması gerektiği, idare mahkemesinde açılan davanın zamanaşımını kesen bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Marka devir sözleşmelerinin muvazaalı olduğu iddiasıyla iptali istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının marka devir sözleşmesiyle elde ettiği bayi açma hakkının devre konu markanın sonraki devirleriyle etkilenmediği ve davacının bu hakkını kullanmasına engel olunmadığı gözetilerek, mahkemelerin muvazaa iddiasını kabul ederek marka devir sözleşmelerinin iptaline karar vermesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.