Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Usul Hükümlerinin Zaman Bakımından Uygulanması”
- Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi bir davada, davanın 1086 sayılı HUMK döneminde bir kez, 6100 sayılı HMK döneminde bir kez olmak üzere iki defa takipsiz bırakılması halinde, HMK’nın 320/son maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın 448. maddesindeki “tamamlanmış işlemler” istisnasının, usule ilişkin işlemlerin tamamlanmış olmasını ifade ettiği, bu nedenle önceki yasa zamanında yapılmış olan davanın işlemden kaldırılması işleminin kazanılmış hak olarak değerlendirilmesi gerektiği ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi iş mahkemelerinde, eski HUMK döneminde açılıp bir kez işlemden kaldırılan davanın, yeni HMK döneminde tekrar işlemden kaldırılması halinde, davanın hangi yasanın hükmüne göre açılmamış sayılacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mülga HUMK döneminde davanın bir kez işlemden kaldırılmış olması ve hukuki güvenlik ilkesi gözetilerek yeni HMK'nın 320/4. maddesinin değil, eski HUMK'nun 409. maddesinin uygulanması gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında cinsel taciz ve kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleriyle ilgili olarak basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan direnme.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olmayıp hakimin takdir yetkisinde olması, CMK m.251'de belirtilen temel ölçütlerin gerçekleşmesi halinde basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin değerlendirmenin asliye ceza mahkemesince yapılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararına isabet edildiği ve esas inceleme yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı cinsel taciz suçu bakımından, CMK'nın 251. maddesine 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle getirilen basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suçun, TCK'nın 105/2-d maddesinde düzenlenen ve cezanın yarı oranında artırılmasını gerektiren nitelikli halinin uygulanması nedeniyle, basit yargılama usulünün uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı reşit olmayanla cinsel ilişki suçu bakımından, CMK’nın 251. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün asliye ceza mahkemelerine hasredilmiş özel bir muhakeme usulü olması ve kanun koyucunun bu usulün uygulanıp uygulanmayacağını hakimin takdirine bırakması gözetilerek yerel mahkemenin basit yargılama usulü uygulamamasına ilişkin direnme kararının yerinde olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Basit yargılama usulüne tabi bir davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğünden önce 1086 sayılı HUMK döneminde bir kez işlemden kaldırılan davanın, yeni HMK döneminde tekrar takipsiz bırakılması halinde davanın hangi kanuna göre açılmamış sayılacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden önce 1086 sayılı HUMK döneminde bir kez işlemden kaldırılıp yenilenen davanın, yeni HMK döneminde tekrar takipsiz bırakılması halinde, önceki kanun döneminde yapılmış olan işlemler ve kazanılmış haklar gözetilerek 1086 sayılı HUMK'nın uygulanması ve davanın bu kanuna göre açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkemenin HMK'ya göre davanın açılmamış sayılmasına dair direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı cinsel taciz suçu bakımından CMK'nın 251. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu bir süreç olmayıp hakimin takdir yetkisinde olması, her hâlükârda sanık lehine sonuç doğurmaması ve dosyanın olağanüstü kanun yolu aşamasına gelmiş olması gözetilerek, basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olmadığı kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı cinsel taciz suçu bakımından CMK'nın 251. maddesiyle getirilen basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün yargılama sırasında uygulanmasının zorunlu bir süreç olmayıp hakimin takdirine bırakıldığı, her halükarda sanık lehine sonuç doğuracak hükümler içermediği ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları da gözetilerek basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin değerlendirme yapılması gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının isabetli olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansı alınması ve bu avansın yatırılmaması nedeniyle davanın reddinin hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK'nın 448. maddesi gereğince yeni kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı, dava dilekçelerinin teatisi aşamasının 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tamamlandığı ve davada tahkikat aşamasına geçildiği, bu aşamada HMK'nın 120. maddesinde düzenlenen gider avansı yerine 324. maddesinde düzenlenen delil avansı hükümlerinin uygulanması gerektiği, gider avansı alınması talebinin ve davacının bu konuda kesin süre verilerek uyarılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce açılmış ve 1086 sayılı HUMK uyarınca bir kez işlemden kaldırılmış bir davanın, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra tekrar işlemden kaldırılması halinde, davanın açılmamış sayılıp sayılmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Usul hukuku kurallarının derhal uygulanırlığı ilkesi geçerli olsa da, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden önceki kanun döneminde dava bir kez işlemden kaldırılıp yenilendiği için bu işlemin tamamlanmış bir usul işlemi olarak kabul edilmesi, hukuki güvenlik ilkesi ve kazanılmış hak gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan bir davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra gider avansının dava şartı olarak talep edilip edilemeyeceği ve bu talebin reddine rağmen davanın reddinin hukuka uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihte davanın dilekçeler aşamasının tamamlanmış ve tahkikat aşamasına geçilmiş olması, HMK’nın 448. maddesi gereğince tamamlanmış işlemlere yeni kanun hükümlerinin uygulanamayacağı ve gider avansının HMK'nın 120. maddesi gereğince dava dilekçesi ile birlikte yatırılması gereken bir avans olması gözetilerek, davalıya gider avansı yatırması için verilen kesin sürenin yasal dayanağı olmadığı ve bu süreye uyulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1086 sayılı HUMK döneminde açılan bir davada, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesiyle gider avansının dava şartı haline gelmesi üzerine, mahkemece davacıya gider avansı yatırması için verilen kesin sürenin usulüne uygun olup olmadığı ve gider avansı yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın açıldığı tarihte gider avansı dava şartı olmadığı, davacının dava dilekçesi ve cevap dilekçesi aşamasının tamamlandığı, HMK'nın 448. maddesi gereğince tamamlanmış işlemlerin etkilenmeyeceği ve bu aşamadan sonra sadece HMK'nın 324. maddesi uyarınca delil avansı istenebileceği gözetilerek, davacıya gider avansı yatırması için verilen kesin sürenin usulüne uygun olmadığı ve gider avansı yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.