Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Usul Kanunlarının Zaman Bakımından Uygulanması”
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında cinsel taciz ve kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçlarından verilen mahkûmiyet hükümleriyle ilgili olarak basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan direnme.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olmayıp hakimin takdir yetkisinde olması, CMK m.251'de belirtilen temel ölçütlerin gerçekleşmesi halinde basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin değerlendirmenin asliye ceza mahkemesince yapılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararına isabet edildiği ve esas inceleme yapılmak üzere dosyanın Yargıtay 9. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı cinsel taciz suçu bakımından, CMK'nın 251. maddesine 7188 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle getirilen basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suçun, TCK'nın 105/2-d maddesinde düzenlenen ve cezanın yarı oranında artırılmasını gerektiren nitelikli halinin uygulanması nedeniyle, basit yargılama usulünün uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı cinsel taciz suçu bakımından CMK'nın 251. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu bir süreç olmayıp hakimin takdir yetkisinde olması, her hâlükârda sanık lehine sonuç doğurmaması ve dosyanın olağanüstü kanun yolu aşamasına gelmiş olması gözetilerek, basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olmadığı kabul edilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı cinsel taciz suçu bakımından CMK'nın 251. maddesiyle getirilen basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün yargılama sırasında uygulanmasının zorunlu bir süreç olmayıp hakimin takdirine bırakıldığı, her halükarda sanık lehine sonuç doğuracak hükümler içermediği ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararları da gözetilerek basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin değerlendirme yapılması gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararının isabetli olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığa atılı reşit olmayanla cinsel ilişki suçu bakımından, CMK’nın 251. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasının zorunlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün asliye ceza mahkemelerine hasredilmiş özel bir muhakeme usulü olması ve kanun koyucunun bu usulün uygulanıp uygulanmayacağını hakimin takdirine bırakması gözetilerek yerel mahkemenin basit yargılama usulü uygulamamasına ilişkin direnme kararının yerinde olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında uygulanan tekerrür hükümlerinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tekerrüre esas alınan hükmün verildiği tarihte yürürlükte olan hükümlere göre temyiz edilebilir nitelikte olması ve usul kanunlarının derhal uygulanması ilkesi gereğince hükmün verildiği tarihteki kesinlik sınırının dikkate alınması gerektiği, bu nedenle hükmün usul ve yasaya aykırı olarak kesinleştirildiği ve tekerrüre esas teşkil etmeyeceği gözetilerek, yerel mahkeme hükmünün tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin bölümü çıkarılarak düzeltilmesine ve onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan verilen mahkûmiyet hükmünde basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Basit yargılama usulünün asliye ceza mahkemelerine hasredilmiş olması ve kanun koyucunun açık düzenlemesi gereğince ağır ceza mahkemelerinde uygulanmasının mümkün olmaması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında silahla kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında hüküm kurulduktan sonra yürürlüğe giren 7188 sayılı Kanun'la değişik CMK’nın 251. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanmasının mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakkındaki hükümlerin kesinleşmesinden sonra Anayasa Mahkemesi'nin CMK'nın geçici 5. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan "hükme bağlanmış" ibaresini iptal etmesine rağmen, "kesinleşmiş" ibaresinin yürürlükte kalması ve Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeme ilkesi gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın basit yargılama usulünün uygulanması talebine ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında uygulanan tekerrür hükümlerinin miktar itibariyle kesinleşmiş bir hükme dayalı olup olamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmün kesin niteliğinin, hükmün verildiği tarihte yürürlükte olan CMUK'nun 305/1. maddesine göre değerlendirilmesi ve hükmün verildiği tarihte kesin nitelikte olmayan hükmün sonradan yapılan kanun değişikliği ile kesin hale gelmiş sayılamayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Birleştirilen iki davadan birinin daha önce Yargıtay'da bozulmuş olması nedeniyle, ikinci sanık hakkında verilen hükmün temyiz mi yoksa istinaf yoluna mı tabi olduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kurulmasıyla üç dereceli yargı sistemine geçildiği, usul kanunlarının hemen ve derhal uygulanması ilkesi gereği 20.07.2016 tarihinden sonra verilen hükümlerin 5271 sayılı CMK hükümlerine göre istinaf yoluna tabi olduğu ve sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünün de bu tarihten sonra verildiği gözetilerek Özel Daire'nin görevsizlik kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sahte fatura kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine dair verilen hükmün, fatura asıllarına ulaşılamadığı gerekçesiyle bozulması üzerine, suça konu faturaların şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespiti için fatura asıllarının dosyada bulunmasının zorunlu olup olmadığı ve bulunmadığı takdirde diğer delillerle mahkumiyet kararı verilip verilemeyeceği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vergi Usul Kanunu'nun 227/3. maddesindeki şekil şartlarına ilişkin hükmün idari nitelikteki vergi cezaları için öngörüldüğü, ceza hukuku kapsamındaki sahte fatura kullanma suçunun ise vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetine ilişkin olup bu mahiyetin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, dolayısıyla fatura asıllarının dosyada bulunmasının zorunlu olmadığı ve diğer delillerle sanığın mahkumiyetine karar verilebileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının kabulüne ve Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.