Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Zararın Miktarı”
- Uyuşmazlık: Sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanmamasına ilişkin gerekçenin kanuni ve yeterli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kasten yaralama suçunun mağdurda maddi zarar oluşturduğu, sanığın bu zararı gidermediği ve gidermeyeceğini beyan ettiği, CMK 231'in uygulanması için aranan zararın giderilmesi şartının gerçekleşmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat davasında, zararın tespitine ilişkin yapılan soruşturma ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Gerçek zarar ilkesi gereğince tazminat miktarının, zarar görenin haksız fiil nedeniyle yaptığı gerçek masraflar dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği, yerel mahkemenin ise davacı kurumun onarım giderleri belgelerinde yer alan miktarları doğru kabul ederek eksik araştırma ve soruşturma sonucu hüküm kurduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Daha önce kısmi dava olarak açılan ve kesinleşen tazminat davasından sonra, kalan maddi tazminatın tahsili için açılan ek davada, kesinleşen ilk davada hesaplanan zarar miktarının usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı ve davalı yararına oluşan bu hakkın ihlal edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Kesinleşen ilk davada davacının maddi zararının 14.781,08 TL olarak hesaplandığı ve 100 TL'sinin hüküm altına alındığı, kalan kısım için açılan ek davada ise mahkemenin davalı yararına oluşan usuli kazanılmış hakkı göz ardı ederek 149.193,80 TL gibi daha yüksek bir miktara hükmetmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Haksız el koyma nedeniyle araçlarda oluşan zararın tazmininde, araçların değer kaybının dikkate alınıp alınmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Haksız el koyma sebebiyle oluşan zararın, el koyma öncesi ve sonrası araç değerleri arasındaki farktan ibaret olduğu ve tazminatın bu gerçek zararı karşılaması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak zarar miktarının tespiti Özel Daireye bırakılmıştır. - Uyuşmazlık: Sanığın katılanlara, mağdurlara ve şikayetçilere yönelik eylemlerinin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarını oluşturup oluşturmadığı ve TCK'nın 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşullarının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık ile katılanlar, şikayetçiler ve mağdurlar arasında hukuken geçerli bir sözleşme ilişkisi kurulduğu, sanığın bu sözleşme sonucu oluşan güvene bağlı olarak emaneten bırakılan altın ve paralar üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine sahip olduğu, sanığın bu yetkiyi kötüye kullanarak zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunup iş yerindeki tüm altınları ve paraları alarak ortadan kaybolduğu ve bu eyleminin hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu, ayrıca ele geçirilen altınların kolluk tarafından yapılan tahkikat sonucu elde edilmiş olması ve sanığın pişmanlığını gösterir bir irade ortaya koymaması nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının reddine ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İnşaat sigorta poliçesi kapsamında, çevre binalardaki güçlendirme eksikliğinin zarar miktarına etkisinin nazara alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Çevre binalarda güçlendirme yapılmamış olmasının zarar miktarını artırdığının bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olması ve sigorta şirketinin gerçek zarar miktarıyla sorumlu olması gözetilerek, gerçek hasar miktarının tespitinde bu hususun dikkate alınması gerektiği ve kesin hesaplama yapılamaması halinde tazminat miktarının hakim tarafından takdiren belirleneceği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin işyerinde meydana gelen patlama sonucu davacı şirkete ait kabloların zarar görmesi nedeniyle açılan tazminat davasında, hükmedilen tazminat miktarının davacının gerçek zararını karşılayıp karşılamadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Hükmedilen tazminatın, davacının onarım giderleri belgelerindeki miktarlara dayanılarak hesaplandığı, ancak gerçek zararın tespiti için davacının haksız eylem nedeniyle yaptığı gerçek masrafların ayrıntılı olarak araştırılıp, denetlenebilir ve gerekçeli bir bilirkişi raporu alınması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Özet bulunamadı.
- Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken verilen kişisel ilişki kararı sonucu çocuğun babası tarafından öldürülmesi nedeniyle, hâkimin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davasında Devletin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı annenin dava dilekçesinde çocuğun babası tarafından daha önce öldürülmeye teşebbüs edildiği belirtilmesine rağmen, hâkimin gerekli önlemleri almaksızın kişisel ilişki tesisine karar vermesi ve bu karar sonucu çocuğun babası tarafından öldürülmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 46/1-c maddesindeki koşulların gerçekleştiği, ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesinin isabetli olmadığı gözetilerek Özel Daire kararının değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından davacı aleyhine yapılan çok sayıda asılsız şikâyet nedeniyle hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının fazla olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının şikâyetlerinde hak arama özgürlüğü sınırlarını aştığı, Anayasal şikâyet hakkını kötüye kullanarak davacının kişilik haklarına saldırıda bulunduğu, maddi ve manevi zarara neden olduğu; manevi tazminat miktarının olay tarihi, olayın gelişimi, tarafların sosyo-ekonomik durumu ve davalının eylemlerinin ağırlığı dikkate alınarak takdir edildiği, maddi tazminatın ise davacının şikâyetler nedeniyle uğradığı zaman ve emek kaybı ile iş kaybı iddiaları gözetilerek belirlendiği, her iki tazminat miktarının da objektif kriterler ışığında makul olduğu gerekçesiyle direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hâkimin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davasında, davanın belirsiz alacak davası olarak açılıp açılamayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava tarihi itibariyle zararın miktar ve değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenemeyeceği, davacının iddia ettiği zararın varlığının ve miktarının belirlenmesinin ancak yargılama aşamasında delillerin toplanıp değerlendirilmesi sonucu mümkün olabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.