Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Arkeolojik Sit Alanı”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında, fiili el atmanın olup olmadığı ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu Ek-1. maddesinin uygulanabilirliği hususunda Yargıtay 5. Hukuk Dairesi ile yerel mahkeme arasında oluşan görüş ayrılığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazda bilimsel kazı çalışması yapılmadığı ve fiili el atma bulunmadığı, ayrıca 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu Ek-1. maddesinin olayda uygulanabilirliği olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nca incelenmek üzere dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından, arkeolojik sit alanı ilan edilen taşınmazlarına kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla açılan bedel ve ecrimisil davasının reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazlarda sadece sınırlı mevsimlik tarımsal faaliyetlere izin verilmesinin ve herhangi bir kazı yapılmamasının mülkiyet hakkının kullanımını engellemediği, dolayısıyla kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleşmediği değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ve ecrimisil istemine ilişkin davada, geçici el atmanın niteliği ve davacının talepte bulunabileceği zaman hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmaza davalı idare tarafından 1969-1970 yıllarında yapılan arkeolojik kazılar nedeniyle geçici bir süre el atıldığı, davacının ise taşınmazı 2005 yılında satın aldığı, el atma tarihinde davacının hak sahibi olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hazine tarafından satılan taşınmazın tapu kaydında bulunan arkeolojik sit alanı şerhi nedeniyle alıcıların uğradığı zararın tazmin edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine'nin taşınmazın satıcısı konumunda olması ve tapudaki arkeolojik sit alanı şerhi nedeniyle oluşan ayıptan sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek, mahkemenin Hazine'yi tazminata mahkum eden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından irsen intikal, taksim, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyetinin kazanıldığı iddiasıyla tapu iptali ve tescili istenmesi üzerine, taşınmazın tespit tarihinde 1. Derece arkeolojik sit alanı içinde bulunması nedeniyle Hazine mülkiyetinde kalıp kalmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kadastro tespiti tarihinde 1. Derece arkeolojik sit alanı içerisinde olduğunun tespit edilmesi ve sonradan sit derecesinin değiştirilmesinin geçmişe etkili sonuç doğurmaması gözetilerek, davacının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından satın alındığı ve zilyetliğinin bulunduğu iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın arkeolojik sit alanı içerisinde bulunmasının zilyetlikle iktisaba engel teşkil edip etmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kadastro tespiti tarihinde 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde bulunması nedeniyle zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, sonradan sit derecesinin değiştirilmesinin geçmişe etkili sonuç doğurmayacağı gözetilerek, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından zilyetliği ileri sürülerek tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, taşınmazın tespit tarihinde 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde bulunması nedeniyle zilyetliğin kazanılıp kazanılamayacağı hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın tespit tarihinde 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalması ve 2863 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca bu tür alanlardaki taşınmazların zilyetlik yoluyla iktisap edilememesi gözetilerek, davacı lehine verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya ait taşınmazın bir kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali ve üzerindeki yapıların yıkımı istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece kıyı kenar çizgisinin tespitinde usul ve yasaya aykırı davranılarak eksik inceleme ile hüküm kurulduğu, 3621 sayılı Kıyı Kanunu'nun 9/2. maddesinde belirtilen bilirkişi heyeti oluşturulmadığı, idarece belirlenen kıyı kenar çizgisi ile keşfen belirlenen kıyı kenar çizgisinin çakışıp çakışmadığı hususunun incelenmediği, taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanı sınırları içinde kaldığı hususunun araştırılmadığı ve bu konuda Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan görüş alınmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın kendi zilyetliğinde olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil davası açmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki yirmi yılı aşkın süredir devam eden zilyetliğinin ve taşınmazın 3402 sayılı Yasa'nın 18. maddesi anlamında zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan taşınmazlardan olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının, taşınmazın 3. derece arkeolojik sit alanı kapsamında kaldığının tapu kaydına şerh edilmesi gerektiği hususunda düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacının kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet iddiasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerinde kadastro tespitinden önce en az 20 yıl boyunca zilyetliğinin bulunduğu ve taşınmazın 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalmadığı gözetilerek, mahkemenin tapu kaydının iptali ve davacı adına tesciline ilişkin kararının, hüküm fıkrasının HMK 297. maddeye uygun olarak düzenlenmesi gerektiği hususu düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen doğal ve arkeolojik sit alanı niteliğindeki taşınmazlar üzerinde davacının zilyetliğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteyip isteyemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların doğal ve arkeolojik sit alanı niteliğinde olmasına rağmen 1. grup tescilli kültür varlığı veya 1. ve 2. derece arkeolojik sit alanı olmadığı, davacı lehine zilyetlikle kazanım koşullarının gerçekleştiği ve bozma ilamına uyularak hüküm kurulduğu gözetilerek, mahkeme kararının tapu kaydına sit alanı şerhi eklenmesi suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1. Derece arkeolojik sit alanı içinde kalan taşınmazın Hazine adına tescil edilmesine karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlik iddiasının kabul edilip mülkiyetin kazanılıp kazanılmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kalması nedeniyle 2863 sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince zilyetlikle kazanımının mümkün olmadığı gözetilerek, davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine ve davalı Hazine lehine verilen yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.