Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Genel Sağlık Sigortası”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin net ücretinin brüt ücrete çevrilmesi sırasında uygulanacak kesintilerin doğru hesaplanıp hesaplanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan bir ülkede çalıştığı ve 5510 sayılı Kanun'un 5. maddesi 1. fıkra (g) bendi gereğince yalnızca %5 genel sağlık sigortası primi kesintisi uygulanması gerekirken, yurt içinde çalışan işçiler gibi %14 SGK primi ve %1 işsizlik sigortası primi kesintisi uygulanarak brüt ücretin hatalı hesaplandığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenip ödenmediği, ödendiği iddia edilen ücretin miktarı ve brüt ücret hesabında yapılması gereken kesintilerin neler olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıya ait ibranamenin içeriğinin davacıya sorulmadan hükme esas alınmasının yanı sıra, yurt dışında çalışan işçinin brüt ücret hesabında %5 genel sağlık sigortası primi dışında başka kesintiler yapılması gerektiği yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğu gözetilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının yurt dışında çalıştığı dönemdeki ücretinin brütleştirilmesi hesabında, genel sağlık sigortası priminin doğru uygulanıp uygulanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay’ın önceki bozma ilamında belirtilen, uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi bulunmayan bir ülkede çalışan davacının ücretinin brütleştirilmesinde sadece %5 genel sağlık sigortası primi eklenmesi gerektiği yönündeki tespit, kesin hüküm oluşturduğu ve İlk Derece Mahkemesi'nin bozmaya uygun karar verdiği gözetilerek, davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin iş akdinin feshi nedeniyle açtığı alacak davasında, net ücretin brüt ücrete çevrilmesi sırasında yapılacak kesintilerin neler olduğu ve buna bağlı olarak alacakların hesabı.
Gerekçe ve Sonuç: Yurt dışında, sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan bir ülkede çalışan işçinin net ücretinin brüt ücrete çevrilmesi işleminde, 5510 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi gereğince yalnızca %5 genel sağlık sigortası primi eklenmesi gerektiği, mahkemece yurt içinde çalışan işçiler gibi %14 SGK primi ve %1 işsizlik primi eklenerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin iş sözleşmesinin feshi nedeniyle açtığı alacak davasında, işçinin brüt ücretinin nasıl hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yurt dışında çalışan işçinin sigortalılık durumunun (isteğe bağlı sigortalılık veya topluluk sigortasından yararlanıp yararlanmadığı) ve 5510 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (g) bendi gereğince brüt ücret hesabında yalnızca %5 genel sağlık sigortası primi eklenip eklenmeyeceğinin belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yurt içinde çalışan işçiler gibi brüt ücret hesaplaması yapılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin kıdem ve ihbar tazminatının hesabında brüt ücretin tespitine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yurt dışında, Türkiye ile sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan bir ülkede çalışan işçinin brüt ücretinin hesabında, 5510 sayılı Kanun'un 5/g maddesi gereğince yalnızca %5 genel sağlık sigortası primi eklenmesi gerektiği gözetilmeden, yurt içinde çalışan işçiler gibi hesaplama yapılması hatalı bulunarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin yurt dışında çalıştığı dönemde ödenmeyen işçilik alacaklarının hesabı yapılırken brüt ücretin tespitinde hangi kesintilerin uygulanacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 5/g maddesi gereğince, sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan ülkelerde çalışan Türk işçileri için brüt ücret hesabında yalnızca %5 genel sağlık sigortası primi ekleneceği gözetilerek, yerel mahkemenin yurt içinde çalışan işçilere uygulanan kesintileri dikkate alarak yaptığı hesaplama hatalı bulunmuş ve karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumu'na karşı açılan tespit, iptal ve istirdat davasında görevli ve yetkili mahkemenin belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 88/19. maddesi uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda, Kurum'un alacaklı biriminin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu gözetilerek İzmir 16. İş Mahkemesi'nin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen ödeme emrinin iptali davasında hangi iş mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin yetki uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 88/19. maddesi uyarınca SGK'nın prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıklarda Kurum'un alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, ödeme emrini düzenleyen İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü'nün bulunduğu yerdeki iş mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının fahri imam olarak 19.02.1996-01.08.2002 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemli davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi mi yoksa İş Mahkemesi mi olduğu.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanların emeklilikleri bakımından 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği, davacının da 2002 yılından itibaren emekli sandığı iştirakçisi olması ve 5434 sayılı Kanun'un ek 47/c hükmü gereğince hizmet tespiti talebinde bulunması nedeniyle görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen ve annesinin ölümü nedeniyle hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla ölüm aylığı alan davalıya, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan sağlık harcamalarının iadesinin talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, ölüm aylığı almak için eşinden boşanmasına rağmen fiilen birlikte yaşamaya devam ederek, hak kazanmadığı halde genel sağlık sigortasından yararlanmasının ve bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi kapsamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmasının 5510 sayılı Kanun'un Geçici 45. maddesindeki istisnadan yararlanmasına engel teşkil etmesi gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu kapsamında emekli olan eşine peşin ödenen emekli aylığından vefat sonrası fazla ödenen kısmın davacıya bağlanan dul aylığı ile kendi emekli maaşından kesilmesi işleminin tespiti ve iadesi istemiyle açılan davada adli yargının görevli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5434 sayılı Kanun kapsamındaki emekliye yapılan ödemelerden kaynaklı uyuşmazlıklarda 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4. maddesi gereğince 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, Anayasa Mahkemesi'nin iptal başvurusunu reddeden kararının gerekçesi ve emsal kararlar gözetilerek, uyuşmazlığın idari işlem niteliğinde olduğundan idari yargının görevli olması nedeniyle direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.