Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kullanım Kadastrosuna İtiraz”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan kullanım kadastrosuna itiraz davasında, davacının kadastro tarihi itibarıyla fiili kullanımını ispat edip edemediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı adına emlak vergisi kaydı ve tapu kaydındaki kullanıcı şerhlerinin araştırılmadan, taraf teşkili eksikliği giderilmeden ve fiili kullanımın belirlenmesi için yeterli inceleme yapılmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, Özel Daire bozma kararında belirtilen hususların incelenmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkarılan ve Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan kullanım kadastrosuna itiraz davasında, davacının kadastro tarihi itibarıyla fiili kullanımının ispat edilip edilmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazı satın aldığına dair harici satış senedi, yıllarca vergi ödemesi, tanık beyanları ve taşınmazın yerleşim yeri içinde olması gibi olguların, davacının fiili kullanımını ispatlamaya yeterli olduğu değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz davasında, dava konusu taşınmazın yargılama aşamasında 6292 sayılı Kanun uyarınca davalıya satılması nedeniyle davanın kabul edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kullanım kadastrosuna itiraz davalarının taşınmazın Hazine adına kayıtlı olması şartına bağlı olduğu, 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satışla taşınmazın mülkiyetinin Hazine’den çıktığı ve davacının tapu kaydındaki şerhe ilişkin şahsi hakkını ileri süremeyeceği gözetilerek, zilyetliğin davacı tarafta olduğunun tespiti halinde zilyetlik tespiti ile yetinilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz sonucu davalılar adına tescil edilen taşınmazın tapu iptali ve tescili istemiyle açılan davanın reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6292 sayılı Kanun uyarınca yapılan satış işlemleri neticesinde taşınmazın davalılar adına tescil edilmesinden sonra açılan tapu iptal ve tescil davasının, kesinleşmiş idari işlemin yargısal denetimi niteliğinde olması ve davacı tarafça idari işlemin iptaline yönelik bir girişimde bulunulmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz davasında Orman Yönetimi'nin davada taraf olup olmadığı ve İlk Derece Mahkemesi'nin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararının doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kullanım kadastrosuna itiraz davalarında tespit maliki Hazine ve lehine kullanıcı şerhi verilen kişi veya kişilerin davalı olması gerektiği, Orman Yönetimi'nin davada taraf sıfatının bulunmadığı, bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesi'nin kamu düzeni nedeniyle istinaf başvurusunu kabul edip, İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırarak davanın kabulüne karar vermesinin usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz edilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacılar, kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen ve beyanlar hanesinde başkasının kullanımında olduğu görülen taşınmazlar üzerindeki kullanım hakkının kendilerine ait olduğunu ileri sürerek, kullanım kadastrosuna itiraz etmişlerdir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların taşınmazlar üzerindeki kullanım hakkını ispatlayamamaları ve taşınmazların kullanım hakkının kadastro çalışmaları ve güncellemeler sonucu davalıya verildiğinin tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkemelerin davacıların talebini reddeden kararları onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hazine adına tespit edilen taşınmazın 2/B kadastro çalışmaları sonucu davacıların kullanımındaki taşınmaz olduğunu iddia ederek, adlarına beyanlar hanesine şerh verilmesi talebiyle açılan kadastro itiraz davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların dava konusu taşınmazı 30 yılı aşkın süredir kullandıklarına dair tanık beyanlarının bulunması ve diğer deliller gözetilerek, davacıların kullanım kadastrosuna itirazlarının kabulüne dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz davasında, davacıların taşınmaz üzerindeki kullanım ve zilyetlik iddialarının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, kadastro çalışmaları öncesinde ve sırasında taşınmazı fiilen kullandıklarını ispatlayamadıkları, hava fotoğrafları, uydu görüntüleri, bilirkişi raporları ve tanık beyanları ile sabit olduğundan, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından kullanılan taşınmazın kadastro tutanağında Hazine adına tespit edilmesi nedeniyle açılan kullanım kadastrosuna itiraz davasında, davacının taşınmazı kadastro tespiti tarihinden önce kullanıp kullanmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kadastro tespit tarihinden önce taşınmaz üzerinde ekonomik amaca uygun bir kullanımının bulunmadığının tespiti ve taşınmazın kadastro sırasında kullanımsız olduğunun anlaşılması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması, Yargıtay tarafından da uygun görülerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı, tapu kaydındaki "kullanımsızdır" şerhine rağmen uzun süredir taşınmazı kullandığını iddia ederek kullanımının tespitini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın tapu kaydındaki "kullanımsızdır" şerhinin 2001 yılında kesinleşen kadastro tespiti sonucu konulduğu ve davacının bu şerhe itirazının kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıllık hak düşürücü süreyi geçirdiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden davacı lehine kullanım kadastrosuna itiraz üzerine yapılan tespit davasında, davacının zilyetliğinin tespit edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 6292 sayılı Kanun'un 12. maddesi 6. fıkrası uyarınca dava konusu taşınmazın Orman İdaresine tahsis edilmiş olması sebebiyle davacı lehine kullanıcı şerhi verilmesinin mümkün olmaması ve davacının kullanım kadastrosu tarihi itibariyle zilyet olduğunun tespitine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna itiraz davasında, taşınmazın hangi kısımlarının kimler tarafından kullanıldığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın vasfını belirlemeden, infaza elverişli olmayan bir hüküm kurması, gerekli belgeleri toplamaması ve krokiye bağlı bilirkişi raporu almaması, eksik araştırma ile hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.