Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Nafaka Hükümleri”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme kararının nafaka hükümleri yönünden tanıma ve tenfiz şartlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesince yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi yönünde karar verilmesinde isabet bulunmakla birlikte, yabancı mahkeme ilamında yer almayan düzenlemelere yer verilerek yeniden hüküm kurulması doğru olmadığından, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tedbir nafakasının boşanma davasının kesinleşmesiyle iştirak ve yoksulluk nafakasına dönüşmesiyle birlikte, önceki tedbir nafakası için nafaka hükümlerine uymamaktan dolayı tazyik hapsine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davasının kesinleşmesiyle tedbir nafakasının kendiliğinden kalkacağı ve iştirak/yoksulluk nafakasının ancak yeni bir icra takibi ile tahsil edilebileceği, dolayısıyla kesinleşme tarihinden sonraki tedbir nafakası alacağı için nafaka hükümlerine uymama suçunun oluşamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin sanığı cezalandıran kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Nafaka hükümlerine uymamak suçundan verilen mahkumiyet ve vekalet ücretine hükmedilmesi kararına karşı yapılan kanun yararına bozma talebinin incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: İcra emrinin MERNİS adresine doğrudan tebliğ edilmesinin usulsüzlüğü ve sonradan şikayete konu nafaka miktarlarının ödenmesi nedeniyle cezanın düşürülmüş olması gözetilerek, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nafaka hükümlerine uymamak suçundan açılan davanın, ödeme nedeniyle düşürülmesine ilişkin icra ceza mahkemesi kararına karşı yapılan itirazın hangi mahkemece incelenmesi gerektiği hususunda yaşanan görev uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca, birden fazla icra ceza mahkemesinin bulunduğu yargı çevresinde, itirazın numara olarak sonraki icra ceza mahkemesi tarafından incelenmesi gerektiği, bu kurala aykırı olarak asliye ceza mahkemesince itirazın incelenip reddine karar verilmesinin usul hükümlerine aykırı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Nafaka hükümlerine uymamak suçundan verilen tazyik hapsi cezasına konu nafaka alacağının ödenip ödenmediği ve reşit olan çocuk için iştirak nafakası talep edilip edilemeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Reşit olan çocuğa ödenen iştirak nafakasının talep edilemeyeceği ve 18 yaşından küçük çocuk ile yoksulluk nafakasına ilişkin oluşan borcun şikayet tarihinden sonra ödendiği anlaşıldığından, İİK m. 354/1 hükmü gereğince davanın düşürülmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına ve davanın düşürülmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aynı icra takibine konu farklı aylara ait nafaka borçlarından dolayı borçlunun birden fazla kez nafaka hükümlerine uymamaktan cezalandırılıp cezalandırılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Her bir aylık nafaka borcunun 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 344. maddesi kapsamında ayrı bir suç teşkil ettiği ve aynı icra takibine konu olsalar dahi farklı aylara ilişkin nafaka alacaklarından dolayı borçlunun birden fazla kez cezalandırılabileceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Nafaka hükümlerine uymamaktan verilen mahkûmiyet hükmünün sanığın borcu ödemesi sebebiyle düşürülmesi üzerine, kısa kararda hükmedilen vekalet ücretine gerekçeli kararda yer verilmemesi nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma isteminde bulunulması.
Gerekçe ve Sonuç: Vekalet ücretinin şahsi hakka ilişkin olması ve kanun yararına bozma yolunun şahsi haklara ilişkin konularda kullanılamayacağı gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi reddedilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.