Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Satış Vaadi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Sözleşmenin satış vaadi mi yoksa alacağın temliki mi olduğunun tespiti ve taşınmaz üzerine şerh konulması istemiyle açılan tespit davasında hangi mahkemenin görevli olduğuna ilişkin yetki uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının yerleşim yeri olan Gaziosmanpaşa'da bulunan mahkemenin genel yetki kuralı gereğince yetkili olduğu gözetilerek, Gaziosmanpaşa 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti davasında görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın aynına ilişkin bir talep bulunmadığı, davanın sözleşmeden dönülmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu ve davacının seçimlik yetki hakkını kullanarak davalı şirketlerden birinin yerleşim yeri mahkemesinde dava açabileceği gözetilerek İstanbul 7. Tüketici Mahkemesinin görevli ve yetkili mahkeme olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan tazminat davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığın konusu, niteliği itibariyle asliye hukuk mahkemesinde görülecek bir dava olup, Yargıtay’ın önceki kararında davacının taraf sıfatının değerlendirilmesi için 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na atıf yapılmasının uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği anlamına gelmeyeceği değerlendirilerek asliye hukuk mahkemesinin görevli mahkeme olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, davacının zarara uğrayıp uğramadığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazminat talep edip edemeyeceği noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, tapu kaydı iptal edilen taşınmazı daha önce satış vaadi sözleşmesi ile devretmiş olması ve tapu iptal kararının kesinleşmesinden önce taşınmazı devretmesi nedeniyle, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi anlamında zarara uğramadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazineye karşı tazminat davası açılıp açılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının tapu kaydındaki tescil işlemlerinden kaynaklanan bir zararının bulunmadığı, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan zararını sözleşmenin diğer tarafından talep edebileceği, tapu memurunun hatalı bir işleminden kaynaklanan bir zararın ispatlanamadığı, ve 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesinde düzenlenen Devletin tazmin sorumluluğu şartlarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi ve bedel iadesi davasında görevli ve yetkili mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davanın taşınmazın aynına ilişkin bir talep içermemesi ve tüketici davalarında tüketicinin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili sayılması, ayrıca yetkisizlik itirazında bulunulmaması gözetilerek davanın ... 7. Tüketici Mahkemesinde görülmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yüklenicinin payına düşen henüz inşa edilmemiş dairenin alacağın temliki yoluyla satın alınmasına rağmen dairenin teslim edilmemesi sebebiyle alıcının açtığı tazminat davasında, arsa sahiplerine husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği ve alıcının talep edebileceği tazminatın kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının arsa sahipleri ile doğrudan bir sözleşmesi bulunmadığı, alacağın temliki sözleşmesinin tarafı olmadıkları ve ödemelerin arsa sahiplerine yapılmadığı gözetilerek arsa sahiplerine husumet yöneltilemeyeceğine, ayrıca davacının geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle menfi zarar talebinde bulunabileceği ve taşınmazın ifasının imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebileceği değerlendirilerek, yerel mahkemenin kararının davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin ve bağlı kredi sözleşmesinin feshi, yapılan ödemelerin iadesi, borçlu olunmadığının tespiti ve menfi zararların tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıya kullandırılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olduğu ve bankanın sorumluluğunun sadece kullandırılan kredi miktarı ile sınırlı olması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına, bölge adliye mahkemesi kararının ise ortadan kaldırılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın teslim edilmemesi sebebiyle alıcının sözleşmeden dönerek bedel iadesi ve kira tazminatı talep etmesi üzerine, ifanın imkansız hale gelmesi nedeniyle ödenecek bedelin tespiti ve kira tazminatı talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, dava konusu olmayan başka bir taşınmaz hakkında değerlendirme yapması ve gerekçe değiştirilmesine rağmen ilk derece mahkemesi kararını kaldırıp esas hakkında yeniden hüküm kurması gerekirken davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Satış vaadi sözleşmesinde taahhüt edilen ancak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeniyle konutta oluşan değer kaybının alıcıya ödenmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararına rağmen, hüküm kurmaya yeterli, çelişkileri giderecek ve Yargıtay denetimine elverişli ayrıntılı ve açıklayıcı bir bilirkişi raporu almaksızın, yetersiz rapora dayanarak eksik inceleme ile karar vermesi bozmayı gerektirmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı vekilin, davacı adına yapılan taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde özen yükümlülüğüne aykırı davranıp davacıyı zarara uğratıp uğratmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilin, satış vaadi sözleşmesini tapuya şerh ettirmemesi ve sözleşmede belirtilen devir işlemleri için başvuruda bulunmaması gibi özen yükümlülüğüne aykırı davranışları nedeniyle davacının zarara uğramasında kusurlu olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalı vekil lehine verdiği karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen cezai şartın tenkisi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının cezai şartın tenkisi yönünden doğru olduğu, ancak tenkise tabi tutulan kısım için davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru olmadığından, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.