Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sigortalılık Tescili”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: 5510 sayılı Yasanın 41. maddesine göre doğum borçlanması yapılabilmesi için doğumdan önce sigortalı olunması şartının aranıp aranmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 41/1-a maddesindeki doğum borçlanması hakkının sadece 4/1-a kapsamındaki sigortalı kadınlara tanınmış olması ve borçlanılacak sürenin doğum tarihinden sonraki iki yıllık süre ile sınırlandırılmış olması gözetilerek, doğumdan önce sigortalılık tescilinin şart koşulduğu ve bu sebeple direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tarım Bağ-Kur sigortalılık süresinin tespiti davasında, davacının taleplerinin Kurum tarafından karşılanıp karşılanmadığı ve davanın konusuz kalıp kalmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının talep ettiği hizmet tespiti döneminin bir kısmı için Kurum tarafından tescil yapılmış olmasına rağmen, prim borcu nedeniyle durdurulan sürelerin belirsiz olması ve davanın konusuz kalıp kalmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmamış olması gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığı dönemi sonrasında isteğe bağlı sigortalılığının devam edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının tarım Bağ-Kur sigortalılığı dönemi sonrasında isteğe bağlı sigortalılık için yeniden başvuruda bulunmaması ve düzenli prim ödememesi nedeniyle isteğe bağlı sigortalılığının devam etmediği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının aynı dönemde hem SSK'lı hem de Bağ-Kur'lu çalışması nedeniyle hangi kuruma tabi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 506 sayılı Kanun'un 3. maddesi (k) bendi ve 1479 sayılı Kanun'un 24. maddesi uyarınca çifte sigortalılık mümkün olmadığı ve önceden başlayıp kesintisiz devam eden sigortalılık kolunun esas alınması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında sigortalı olup 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa göre tescili bulunmayan davacının, 506 sayılı Kanunun 85. maddesi kapsamında isteğe bağlı sigortalılığına geçerlilik tanınıp tanınamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 2925 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığın 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılığa denk sayılamayacağı, 506 sayılı Kanunun 85. maddesinde aranan isteğe bağlı sigortalılık için gerekli olan zorunlu sigortalılık tescil şartının 2925 sayılı Kanuna göre yapılan tescille sağlanamayacağı ve 2925 sayılı Kanunun 39. maddesinde 506 sayılı Kanunun 85. maddesine atıf yapılmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ve 5458 sayılı Kanun kapsamında prim borçlarının yeniden yapılandırılması talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Ürün bedellerinden yapılan prim tevkifatının sigortalılık tescili olarak kabul edilmesi ve bu nedenle prim borcunun tahakkuk etmiş sayılması gerektiği, dolayısıyla davacının 5458 sayılı Kanun kapsamında yeniden yapılandırma hakkından yararlanabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bağ-Kur prim kesintisi bulunan 1996/06 dönemine ait tevkifat listesinde ismi yazılı kişinin davacı olup olmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tevkifat listesinde adı geçen kişi ile davacının aynı kişi olup olmadığının tespiti için, Antalya ili ve Kumluca ilçesi nüfus müdürlüklerinden kayıtların getirtilmesi ve şüpheye mahal bırakmayacak şekilde araştırma yapılması gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının ilk Bağ-Kur prim kesinti tarihini takip eden aybaşından geçerli olmak üzere Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti talebiyle açtığı davada, davalı kurumun davacı adına sigortalılık tescili yapması nedeniyle davanın konusuz kalıp kalmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kurumun, dava açıldıktan sonra davacının bazı dönemlerini sigortalı olarak kabul ettiğinin anlaşılması, ancak hangi dönemlerde sigortalılık tescili yapıldığının net olmaması ve uyuşmazlık konusu dönemlere ilişkin araştırma yapılmadan davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının anonim şirket kurucu ortağı veya yönetim kurulu üyesi olma koşulunu taşımadığı halde, 1997 yılında 4247 sayılı Kanun hükümleri gereğince ödediği primler nedeniyle 10.09.1992-01.06.1997 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte olan 1479 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri uyarınca sigortalılık için aranan anonim şirket kurucu ortağı veya yönetim kurulu üyesi olma şartlarını taşımadığı, vergi, esnaf sicili ve meslek kuruluş kayıtlarının da bulunmadığı anlaşıldığından, 4247 sayılı Kanun’dan yararlanarak prim ödemiş olsa dahi sigortalılığının başlangıçtan itibaren geçersiz olduğu ve Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 28.07.1999 tarihinde 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalılık tescili yapılan ancak prim ödemesi bulunmayan davacının, 4956 sayılı Kanun ile değişikliğin yürürlüğe girdiği 08.08.2001 tarihine kadar isteğe bağlı sigortalı sayılıp sayılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İsteğe bağlı sigortalılığın kanunla disipline edilmiş bir sigortalılık türü olması, prim ödemesinin ve başvurunun bulunmamasının isteğe bağlı sigortalılık için gerekli şartlardan olması ve davacının uyuşmazlık konusu dönemde prim ödememiş olması gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 1479 sayılı Kanun'un Geçici 18. maddesi kapsamında borçlanma talebinde bulunan sigortalının, Kurum'un talebi işleme koymaması üzerine uzun süre sonra dava açmasının dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kanunda öngörülen süre içinde borçlanma talebinde bulunduğu, ancak Kurum'un talebi işleme koymadığı ve bu nedenle davacının uzun süre sonra dava açmasının dürüstlük kuralına aykırı sayılamayacağı gözetilerek direnme kararı onanmış ve dosya esas incelemesi için Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı süre boyunca eksik bildirilen prime esas kazancının tespiti istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki bilgi ve belgeler ile uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, davacının eksik bildirilen prime esas kazanç talebinin kabulüne dair yerel mahkeme kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması usul ve kanuna uygun bulunmuş ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından da bu karar onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.