Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tanık Delili”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalıya ait evin tadilat işlerini vekaletnameye dayanarak yaptığını ve bedelini ödediğini, davalının ise borcunu ödemediğini ileri sürerek başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, yerel mahkemenin yetki itirazını incelemeden ve davacının dava dilekçesinde belirtmediği tanık deliline dayanarak hüküm kurması ile davacı şirkete adli yardım talebinin kabulü hususunda kararın hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İtirazın iptali davasında öncelikle yetki itirazının incelenmesi gerektiği, davacının dava dilekçesinde belirtmediği tanık delillerine dayanılamayacağı ve sermaye şirketlerinin adli yardımdan yararlanamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının kanun yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya borç olarak verildiği iddia edilen paranın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve bakiye alacağın tahsili talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, ispat yükü kendisinde olmasına rağmen, parayı davalıya borç olarak verdiği hususunu yemin ve tanık delili sunmaksızın ispatlayamaması ve davalının kötüniyetli olduğuna dair de bir ispat sunulamaması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacılar ile davalı şirket arasında adi ortaklığın bulunup bulunmadığı ve davacılar tarafından adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, adi ortaklık iddiasını kanıtlayacak yazılı delil veya HMK madde 203’te belirtilen istisnai durumları ispatlayamamaları ve tanık dinletme talebinin davalı tarafından reddedilmesi gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında mirasçılar arasında yapılan taşınmaz satış vaadine ilişkin bedelin tahsili istemiyle açılan itirazın iptali davasında, sözleşmenin geçerliliği ve ispat yükü hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakan hayatta iken mirasçılar arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesinin, mirasbırakanın izni veya katılımı olmadıkça geçersiz sayılamayacağı, böyle bir iznin olup olmadığının tespiti gerektiği ve davacı tarafından bildirilen tanıkların dinlenilmemesi ve yemin delili hususunda gerekli işlemlerin yapılmaması sebebiyle eksik inceleme yapıldığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacıların murisi ile davalı arasında adi ortaklık kurulup kurulmadığı ve buna bağlı olarak dava konusu taşınmazlar üzerinde davacıların hak sahibi olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, adi ortaklığın yakın akrabalar arasında sözlü olarak kurulabileceği, gizli adi ortaklık iddiasının varlığı ve tanık delillerinin bu durumda değerlendirilebileceği gözetilerek yerel mahkemenin yazılı delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararını bozmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine karşı davacının borcu olmadığını iddia etmesiyle açılan menfi tespit davasında, davacının vekaleten aldığı parayı davalıya ödeyip ödemediği noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı vekilin vekalet görevi gereği aldığı parayı iade etme borcunu, dinlenen tanık beyanıyla ispatladığı ve taraflar arasındaki ilişki nedeniyle tanık delilinin geçerli sayılabileceği gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Murisin sağlığında vekaletname ile yapılan taşınmaz satışlarının vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle geçersiz olduğu iddiasıyla açılan tazminat davasında, vekalet alanın satış bedelini vekil edene ödediğinin ispat yükü kime aittir ve ispat için hangi deliller kullanılabilir?
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı tazminat davalarında, vekalet alanın vekil edene satış bedelini ödediğini ispat yükünün kendisinde olduğu ve satış işleminin değeri yüksek olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 200. maddesi gereğince senetle ispatlanması gerektiği, ancak ilk derece mahkemesi tarafından bu hususlar gözetilmeden hatalı değerlendirme ile karar verildiği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı kadının, eşinin evlilik birliğini temelden sarsan davranışları nedeniyle açtığı boşanma davasında, bölge adliye mahkemesinin davacı delillerini usulüne uygun bildirmediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararının temyiz incelemesidir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının dava dilekçesinde eşinin evlilik dışı ilişkisine dair tanık deliline dayandığı, ilk derece mahkemesinin de bu delile dayanarak evlilik birliğinin temelden sarsıldığına ve erkeğin tam kusurlu olduğuna karar verdiği, HMK'nın 191/1-e maddesi uyarınca davanın dayanağı vakıaların dava dilekçesinde belirtilmesinin yeterli olduğu ve davacının tanık delilini usulüne uygun olarak bildirdiği gözetilerek direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davacı erkeğin dava dilekçesinde tanık deliline dayanmaması nedeniyle, bölge adliye mahkemesinin davacı tanığının beyanına itibar etmeyerek davanın reddine karar vermesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemesinin HMK 355. madde uyarınca istinaf incelemesini, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapması gerekirken, davalı tarafından istinaf sebebi olarak ileri sürülmeyen "davacı tanığının dinlenmesi" hususunu re'sen inceleyerek hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davacı kadının dava dilekçesinde delil bildirmeyip ıslah dilekçesiyle yeni deliller sunması ve bu delillerin mahkemece kabul edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: HMK'nın ıslah hükümleri uyarınca tarafların dava dilekçelerini ıslah ederek yeni vakıa ve deliller ileri sürebilecekleri, davacı kadının ıslah dilekçesinde sunduğu yeni vakıa ve delillerin, ıslahın yapıldığı andan itibaren hüküm doğuracağı ve usul ekonomisi gereği daha önce dinlenmiş tanıkların tekrar dinlenilmeyebileceği gözetilerek, yerel mahkemenin ıslah dilekçesini reddeden direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davacı kadının ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü yeni vakıalara yönelik delil bildirip bildirmediği ve davalı erkeğe kusur yüklenerek maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının ıslah dilekçesi ile yeni bir vakıa ileri sürmediği ve usulüne uygun şekilde süresinde dayanılmayan tanık deliline göre dinlenen tanık beyanlarına dayanılarak davalı erkeğe kusur yüklenmesinin ve bu kusur nedeniyle tazminata hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olması gözetilerek hükmün tazminat yönünden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan diğer hususlar yönünden ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı kadının boşanma davasının reddine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine dair temyiz incelemesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından ileri sürülen tanıkların korktuğu ve tanıklık yapmak istemedikleri iddiasının, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına dair ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği ve dosya kapsamında diğer delillerin de boşanma kararı verilmesi için yeterli olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.