Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yalan Tanıklık”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kesinleşen kiracılık sıfatının tespiti davasına ilişkin olarak, sonradan elde edilen başka bir davanın kesinleşmiş kararının yargılamanın iadesi sebebi oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sonradan elde edilen kesinleşmiş kararın, HMK’nın 375/1-ç maddesindeki “yargılama sırasında aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belge” kapsamında olmadığı, davaların taraflarının farklılığı ve sonradan elde edilen kararın mevcut davaya kesin hüküm teşkil etmediği gözetilerek, yargılamanın iadesi talebinin reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşen kiracılık sıfatının tespiti davasına ilişkin olarak, sonradan elde edilen deliller ve iddialarla yargılamanın iadesi talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Yargılamanın iadesi için ileri sürülen nedenlerin HMK 375. maddede öngörülen şartları taşımadığı, özellikle sonradan ortaya konulan delilin yargılama sırasında elde edilemeyen belge olarak nitelendirilemeyeceği ve diğer iddiaların da yargılamanın iadesi sebebi oluşturmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşen kiracılık sıfatının tespiti davasına ilişkin, sonradan elde edilen başka bir davanın kesinleşmiş kararı ile davanın reddine karar verilmesi gerektiği iddiasıyla yargılamanın iadesi talep edilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Sonradan elde edilen kesinleşmiş kararın, HMK m. 375/1-ç'de düzenlenen "yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belge" kapsamında olmadığı, tarafları ve konusu farklı olan ikinci davada verilen kararın kesin hüküm teşkil etmediği ve yargılamanın iadesi sebeplerinin gerçekleşmediği gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay'ca onanmış bir nihai karar hakkında, tanıkların yalan beyanda bulunduğu iddiasıyla yargılamanın iadesi talep edilip edilemeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tanık beyanlarının yalan olduğunun kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı ile sabit olmaması ve HMK'nın 375. maddesinde öngörülen yargılamanın iadesi sebeplerinin oluşmaması gözetilerek, yargılamanın iadesi talebinin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalılar tarafından, daha önce aleyhlerine kesinleşmiş bir tapu iptali ve tescil davasının, yargılamanın iadesi hükümlerine göre yeniden görülmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların yargılamanın iadesi talebinin, HMK’nın 375. maddesinde sayılan ve sınırlı sayıda olan yargılamanın iadesi sebeplerinden hiçbirine uymadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararını onayan istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargılamanın iadesi talebinde bulunulabilecek sürenin geçmiş olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargılamanın iadesi talebinde bulunulabilecek on yıllık sürenin, hükmün kesinleşmesinden itibaren işlemeye başladığı ve davacının bu süreyi geçirdiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir tapu iptal ve tescil davasında, davacının tanıkların yalan beyanda bulunduğunu iddia ederek yargılamanın yenilenmesini talep etmesi üzerine, yargılamanın yenilenmesi koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargılamanın yenilenmesine konu olan davada verilen hükmün tanık beyanlarına değil yolsuz tescile dayandığı, davacının taşınmazların ihale ile satıldığını bilen konumda olduğu ve iddia edilen hususların ilk yargılamada da ileri sürüldüğü gözetilerek, HUMK 445. maddenin uygulanma olanağı bulunmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Elli yedi kişinin ölümüyle sonuçlanan uçak kazasında, havayolu şirketinin hissedarı, eğitim müdürü ve kiralayan havayolu şirketinin genel müdürü ile genel müdür yardımcısının taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan kusur ve sorumluluklarının bulunup bulunmadığı; uçakta görev yapan bir pilotun olaydan sonra verdiği ifadede yalan tanıklık suçunu işleyip işlemediği; Sivil Havacılık Genel Müdürü ve yardımcısının görevlerini kötüye kullanıp kullanmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: Havayolu şirketinin hissedarının şirketin tüm faaliyetleriyle bizzat ilgilenip karar alma mekanizmasına müdahale etmesi, uçaktaki hayati arızaları bildiği hâlde uçağın kiralanmasında belirleyici rol oynaması, kiralayan havayolu şirketinin genel müdürü ve genel müdür yardımcısının ise uçağın teknik durumunu kontrol etme yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle kazanın oluşumunda asli ve tali kusurlu oldukları; eğitim müdürünün pilotların eğitimlerinin eksik verilmesi nedeniyle kazada kusurlu olduğu; pilotun verdiği ifadenin teknik raporlarla çelişmesi ve gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu, Sivil Havacılık Genel Müdürü ve yardımcısının ise şirketin uçuş ruhsatını iptal etmeyerek görevlerini kötüye kullandıkları gerekçesiyle yerel mahkeme kararları kısmen onanmış, kısmen bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında yalan tanıklık suçundan açılan kamu davasında, yerel mahkemece iftira suçundan hüküm kurulmasının usul ve yasaya uygun olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İddianamede yalan tanıklık suçu isnat edildiği, yerel mahkemenin ise sanığın yalan tanıklık yapmadığını kabul ederek iftira suçundan hüküm kurduğu, sanık hakkında iftira suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığından, yerel mahkemenin iddianamede belirtilen suçun kapsamı dışında hüküm vermesinin CMK 225. maddesine aykırı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına dair Yargıtay 9. Ceza Dairesinin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında iftira suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne karşı, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında uyuşmazlık oluşmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın iftirasından dönmesinin, gerçeğin kolluk kuvvetleri tarafından ortaya çıkarılmasından sonra gerçekleştiği ve bu nedenle sanığın gerçeğin ortaya çıkmasına herhangi bir katkısının bulunmadığı gözetilerek, TCK'nın 269. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanamayacağına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında yalan tanıklık suçunda Türk Ceza Kanunu'nun 274. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın yalan tanıklığı lehe tanıklık şeklinde gerçekleştirmiş olması ve TCK m.274'ün etkin pişmanlık hükümlerinin sadece aleyhe tanıklık durumunda uygulanabilir olması gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.