Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Önceki Kullanıma Dayalı Hak”
- Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalı şirketin ticaret unvanında bulunan ve davacı şirketin tescilli markası olan "Modatimkar" ibaresinin kullanımının önlenmesi ve ticaret unvanının terkini talebinde, davacı şirketin önceki davranışları nedeniyle hak kaybına uğrayıp uğramadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin, davalı şirketin ticaret unvanında "Modatimkar" ibaresini kullanmasını önceki davranışlarıyla (aynı binada faaliyet gösterme, işçi devrine ilişkin belgede davalı şirketi kendi bünyesindeki bir şirket olarak kabul etme gibi) zımnen onayladığı ve bu nedenle davalı şirkette haklı bir beklenti yarattığı, daha sonra açtığı davanın ise bu beklentiyle çeliştiği ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı adına tescilli markanın, davacının önceki kullanımına dayalı haklara tecavüz edip etmediği ve hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının tescilli markasının, davacının uzun süredir kullandığı ve ticaret unvanını da oluşturan marka ile görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik taşıdığı, aynı sektörde faaliyet gösterildiği ve bu nedenle karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gözetilerek, davacı lehine 6769 sayılı Kanun'un 6/3. maddesi anlamında önceye dayalı gerçek hak sahipliğinin oluştuğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 12.06.1995 tarihinden önce meydana getirilen sinema eserlerinde başrol oyuncusu olarak yer alan icracı sanatçının, eser sahibi yapımcı ile yaptığı sözleşme ile FSEK m. 80 kapsamındaki mali haklarını devrettiğinin kabul edilip edilemeyeceği ve bu bağlamda icracı sanatçının mirasçılarının, eser sahibi/devralandan tazminat talep edip edemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: FSEK m. 80 kapsamındaki icracı sanatçı haklarının 12.06.1995 tarihinden sonra tanındığı, bu tarihten önceki sözleşmelerle bu hakların devredilemeyeceği, FSEK’in 51. maddesi gereğince ileride doğacak hakların devrinin geçersiz olduğu ve davalının iyi niyetli üçüncü kişi olarak korunamayacağı gözetilerek, davacıların tazminat talep etme hakları bulunduğundan direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalının, davacının tescilli markası olan "..." ibaresini izinsiz kullanması nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının bazı ürünlerde davacıdan önceki kullanım hakkı ve taraflar arasında önceden var olan anlaşma gözetilerek, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialarının kısmen kabulü, kısmen reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı adına tescil edilmiş bir markanın, davacı tarafından tescil tarihinden önce kullanıldığı iddiasıyla hükümsüzlüğünün tespiti ve sicilden terkini talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmede, dava konusu markanın tescil tarihinden önce davacı tarafından kullanıldığının belirtilmesi ve davalının bunu inkâr etmemesi, davacının markayı münferit değil mutad olarak kullandığını gösterdiğinden, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından kullanılan işaretin, davacının tescilli markasına tecavüz teşkil edip etmediği ve haksız rekabete yol açıp açmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacının marka tescilinden önce yurt dışında ve Türkiye'de fiili kullanım yoluyla marka üzerinde önceye dayalı hak sahibi olduğu, davacının da bu kullanımdan haberdar olması gerektiği ve davalının tescilli marka hakkı sahibinin kullanımını engelleyemeyeceği gözetilerek, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialarının reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin ticaret unvanı ile aynı olan davalıya ait markaların hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının önceki kullanımlarına dayalı gerçek hak sahipliği iddiasının davalının tescilli markalarının hükümsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı, ticaret unvanının fiilen kullanıldığı mal ve hizmetler bakımından 6769 sayılı Kanun'un 6. maddesinin altıncı fıkrası anlamında sahibine öncelik hakkı sağladığı ve davacının ticaret unvanını kullandığı mal ve hizmetler ile davalı markalarının kapsamındaki mal ve hizmetlerin benzerliği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından, babasından beri zilyetliğinde olduğunu iddia ettiği taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tesciline ilişkin talep.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin mülkiyete dayalı olmadığı, kadastro tespitinden sonraki zilyetlik iddiasında ise Türk Medeni Kanunu'nun 713/2. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı ve kadastro tespitinden önceki hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebinin de hak düşürücü süreye uğradığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya ait markaların, davacının daha önce kullandığı işaretle benzerlik taşıması nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, marka hükümsüzlüğü davasını 556 Sayılı KHK'nin 42. maddesinde öngörülen beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açmaması nedeniyle, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadının evlendikten sonra nüfus kütüğünün eşinin kütüğüne taşınmasının cinsiyete dayalı farklı bir muamele olup olmadığı ve kadının evlenmeden önceki kütüğüne kaydının yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. ve 14. maddeleri ile Anayasa'nın 90. maddesi gözetilerek, kadının evlendikten sonra sadece kızlık soyadını kullanmasının özel hayata ve aile hayatına saygı ilkesi gereğince bir hak olduğu ve bu hakkın kullanılmasının cinsiyete dayalı ayrımcılık yasağına aykırı olmayacağı değerlendirilerek, kadının evlenmeden önceki soyadını kullanmasına izin verilmesine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına, ancak evlenmeden önceki nüfus kütüğüne kaydının yapılmasına ilişkin talebin ise yasal düzenlemeler ve kamu düzeni gereği reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirketin "Yayla Tarifi Kulağında Tadı Damağında" marka başvurusunun, davacının "Yayla" ibareli tescilli markalarıyla karıştırılma ihtimali yaratıp yaratmadığı ve davalı şirketin müktesep hak iddiasının kabul edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin marka başvurusunun, müktesep hakka dayanak oluşturan önceki markalarından farklı olarak davacının markalarına yakınlaşma/benzeme amacı taşıdığı ve karıştırılma ihtimali yarattığı, dolayısıyla davalı şirketin müktesep hak iddiasının kabul edilemeyeceği gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında, davalının kullandığı markanın davacının tescilli markasına tecavüz teşkil edip etmediği ve davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının marka kullanımının davacının tescilli markasına tecavüz teşkil ettiği ancak davacının davalının uzun süreli kullanımına sessiz kalması nedeniyle hak düşürücü süreye tabi hak kaybına uğradığı gözetilerek, mahkemenin davalı markasının hükümsüzlüğüne, tecavüzün tespiti talebinin ise reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.