Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4721 Sayılı TMK m. 203”
- Uyuşmazlık: Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davasında zamanaşımı süresinin ne kadar olduğu hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Katılma alacağının, boşanmanın bir fer'i niteliğinde olmayıp, kanundan doğan bir alacak hakkı olduğu ve Türk Medeni Kanunu'nda bu alacağa özgü bir zamanaşımı süresi öngörülmediği gözetilerek, Türk Medeni Kanunu madde 5 hükmü gereğince kıyasen Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde belirtilen on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğine karar verilerek direnme kararı onanmış ve dosya diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daire’ye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Mal rejimi değişikliği sözleşmesiyle geçmişe etkili olarak mal ayrılığı rejimine geçilip geçilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 203. maddesi uyarınca eşlerin mal rejimi sözleşmesiyle ancak kanunda belirtilen sınırlar çerçevesinde mal rejimi belirleyebilecekleri, geçmişe etkili düzenleme yapamayacakları, bu nedenle sözleşmenin sadece yapıldığı tarihten itibaren geçerli olacağı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davasında uygulanacak zamanaşımı süresinin Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesi uyarınca bir yıl mı yoksa Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi uyarınca on yıl mı olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Katılma alacağının, boşanmanın fer'i niteliğinde olmayıp kanundan doğan bir alacak hakkı olduğu, bu sebeple Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesindeki bir yıllık zamanaşımı süresinin uygulanamayacağı, bunun yerine Türk Medeni Kanunu'nun 5. maddesi yollamasıyla Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesindeki on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 4721 sayılı TMK'nın yürürlüğe girmesinden önce düzenlenen mal ortaklığı sözleşmesindeki, eşlerden birinin ölümü halinde sağ kalan eşe bütün malların kalacağına dair hükmün, yeni yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi karşısında geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin ilgili hükmünün mal rejimi sözleşmesinin kapsamı dışında, ölüme bağlı bir tasarruf niteliğinde olan ve miras sözleşmesi olarak kabul edilen bir irade beyanı olduğu, bu nedenle de yeni yasal mal rejimine geçilmiş olsa dahi geçerliliğini koruduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Murisin banka kredisine kefil olunması nedeniyle ödenmek zorunda kalınan paranın mirasçılarından tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile asıl borçlu olan murisin evlilikleri sırasında gerçekleşen kefalet ve ödeme işlemlerinin, 4721 sayılı TMK m. 6 ve 6100 sayılı HMK m. 203 uyarınca tanık dahil her türlü delille ispatlanabileceği, davacının kefil sıfatıyla yaptığı ödemeler nispetinde murisin haklarına halef olarak mirasçılardan bu bedeli talep edebileceği ve mirasçıların murisin borçlarından müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle oluşan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini veya kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat isteminin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat talebinin zamanaşımına uğraması ve kamulaştırmasız el koyma tazminatı için de davacılarda mülkiyet hakkının bulunmaması, ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca dava açma süresinin geçmesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydındaki yüzölçümü düzeltmesi nedeniyle malikin mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasıyla Hazine aleyhine açılan tazminat davasının kabulü.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemlerinin bir bütün oluşturması ve bu kayıtlarda yapılan hatalardan Devletin 4721 sayılı TMK m. 1007 anlamında sorumlu olması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının hatalı olarak Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine adına tescil edilen taşınmazın bedeline gelir metoduyla değer biçilmesinde ve bu bedelin 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemesi, ayrıca davanın zamanaşımı süresi içinde açılmış olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal eden taşınmazlar üzerindeki mülkiyet hakkının tespiti ve tapu kayıtlarının iptali ile tesciline ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, miras yoluyla intikal eden taşınmaz üzerinde davacıların miras paylarının hesaplanmasında ve tapu kayıtlarının buna göre düzeltilmesinde isabetsizlik bulunması ve davalıların bağış iddiasını ispatlayamamaları gözetilerek, davalıların temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalının, davacı hakkında yaptığı şikayetin hak arama özgürlüğü kapsamında mı yoksa kişilik haklarına saldırı niteliğinde mi olduğu ve davalının manevi tazminat ödeyip ödemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının şikayetinin, şikayeti haklı gösteren birtakım emare ve olgulara dayandığı, ceza mahkemesinde davalı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuk hakimi açısından bağlayıcı olmadığı ve bu sebeple şikayet hakkının kötüye kullanılmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Resmi şekil şartına uyulmaksızın yapılan taşınmaz satış sözleşmesinde, alıcının tüm edimlerini yerine getirmesine rağmen satıcının edimini ifa etmediği durumda, alıcının taşınmazın rayiç değerini talep edip edemeyeceği ve satıcının sözleşmenin geçersizliğine dayanarak rayiç bedeli ödemeyi reddetmesinin hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olup olmadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı şirketin, tüketicinin tüm edimlerini ifa ettiği ve davalı şirketin edimini ifa edememesinde tüketicinin kusurunun bulunmadığı, ayrıca davalı şirketin sözleşmeyi ayakta tutma çabası görünümü yarattığı ve sözleşmedeki şekil eksikliğinden faydalanarak edimini ifa etmekten kaçınmasının açıkça adaletsizlik teşkil ettiği gözetilerek, davalının sözleşmenin geçersizliğine dayanarak rayiç bedeli ödemeyi reddetmesinin hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu ve davacının taşınmazın rayiç değerini talep edebileceği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.