Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Affe Mahkeme”
- Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlenmesi ve buna bağlı olarak tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesince kadına yüklenen kusurlu davranışlardan birinin ispatlanamaması ve diğerinin affedilmiş olması nedeniyle kadının daha az kusurlu olduğu, bu nedenle de lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının kusur belirleme ve tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Karşılıklı açılan boşanma davalarında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, manevi tazminat taleplerinin yerindeliği ve erkeğin ileri sürdüğü af olgusunun geçerliliği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmışsa kusurun kimde olduğu, hangi tarafın tazminata ve nafakaya hak kazandığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, tanık beyanları ve dosya kapsamındaki deliller değerlendirilerek, erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun anlaşılması ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu hareketlerinin sabit olması gözetilerek, yerel mahkeme kararını onayan istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edildikten sonra, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla aldığı ölüm aylığı kesilen davacıya yapılan sağlık harcamalarının tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşamaya devam ederek, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla haksız yere genel sağlık sigortasından yararlandığı ve bu durumun Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde düzenlenen hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğu gözetilerek, 5510 sayılı Kanun'un Geçici 45. maddesinden yararlanamayacağı ve 31.01.2012 tarihinden sonraki sağlık giderlerini ödemesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen davacıya, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla yapılan sağlık harcamalarının SGK tarafından tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının tespit edilmesi ve bu durumun ölüm aylığı almaya engel teşkil etmesi nedeniyle yapılan sağlık giderlerinin 5510 sayılı Kanun'un 56/2. maddesi ve dürüstlük kuralı gözetilerek tahsil edilebileceğine, davacı vekilinin temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı Kurum vekilinin temyiz isteminin ise miktar itibariyle temyiz edilebilirlik sınırının altında kalması nedeniyle reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava tarihinde fiil ehliyetine sahip olmayan davacının açtığı boşanma davasına, davacının vefatı üzerine mirasçısının TMK 181/2 maddesi gereğince davalı eşin kusurunun tespiti amacıyla devam edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava dilekçesini vekil aracılığıyla vermiş olması, dava harcının yatırılmış olması ve davanın usulüne uygun açılmış sayılması hususları ile TMK m.181/2'nin amacının mirasçılara sağ kalan eşin kusurunun tespitini sağlamak suretiyle miras hakkını korumak olduğu gözetilerek, davacının fiil ehliyetinin bulunmamasının mirasçısının davaya devam etmesine engel teşkil etmeyeceği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, varsa kusurun kimde olduğu ve boşanma davalarının kabul edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların yargılama aşamasında barıştıkları ve birbirlerini affettikleri, bu nedenle de affeden tarafın dava hakkı kalmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin her iki boşanma davasının reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların maktulü öldürmelerine sebep olan eylemlerin, sanıklar bakımından haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Sadakat yükümlülüğünün ve konut dokunulmazlığının ihlalinin maktulün eşi dışındaki kişilere yönelmediği, sanıkların maktulün eylemlerinden dolayı duydukları öfke ve elemin haksız tahrik indirimi yapılmasını gerektirecek yoğunlukta olmadığı ve sanıklara haksız tahrik indirimi yapılmasının haksız tahrik hükmünün kapsamını aşırı genişleteceği gözetilerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın sanıklar lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı-karşı davacı kadının, TMK'nın 162. maddesi uyarınca açtığı boşanma davasının reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine verilen bozma kararına direnilmesi nedeniyle, boşanma koşullarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı-karşı davalı erkeğin, eşine fiziksel şiddet uygulaması ve hakaret içeren sözler sarf etmesinin TMK'nın 162. maddesinde düzenlenen onur kırıcı davranış kapsamında değerlendirilerek boşanma sebebi oluşturduğu ve kadının affına dair bir delil de bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı erkeğin, evlilik dışı çocuğunun olması sebebiyle açılan boşanma davasında, kullanılan delillerin hukuka uygunluğu, sadakatsizlik eyleminin affedildiği iddiası, evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, boşanma, velayet, nafaka ve tazminat kararlarının yerindeliği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, toplanan deliller ve tarafların kusur durumları değerlendirilerek, davalı erkeğin sadakatsizlik eyleminin affa uğramadığı, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı ve boşanma kararının yerinde olduğu, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında da isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davalı erkek vekilinin temyiz başvurusunun reddine ve istinaf kararının onanmasına karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eşinin maktul ile olan ilişkisinin sanıklara haksız tahrik indirimi uygulanması için yeterli olup olmadığı ve indirim uygulanacaksa oranının nasıl belirleneceği.
Gerekçe ve Sonuç: Sadakat yükümlülüğünün sadece eşler arasında olması ve maktulün haksız fiilinin doğrudan sanıklara yönelmemesi nedeniyle sanıklara eşleri için haksız tahrik indirimi uygulanamayacağı, ancak maktulün sanıklara olay esnasında sarf ettiği hakaret içerikli sözlerin haksız tahrik oluşturacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, erkeğin zina sebebiyle boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, kusur belirlemesi, kadın yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekip gerekmediği ve miktarları uyuşmazlık konusudur.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, boşanma halinde yoksulluğa düşmeyeceğinin anlaşılması ve erkeğin kusurlu bulunması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmedilmesi hatalı olup, maddi ve manevi tazminat miktarlarının da düşük olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, maddi ve manevi tazminat yönünden de bozulup yeniden hüküm kurulması için dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.