Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“BK 603”
- Uyuşmazlık: Araç kiralama sözleşmesine dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, sözleşmeye müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla imza atan davalının kefil olarak değerlendirilmesinin doğru olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının kira sözleşmesinde müşterek ve müteselsil borçlu olarak imza atmasına rağmen, davalının iradesinin bu yönde olduğuna dair bir delil bulunmadığı ve BK 603. maddesi gereğince, gerçek kişilerce verilen kişisel güvencelerin kefalet hükümlerine tabi olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davalıyı kefil olarak değerlendirmesi ve davayı reddetmesi doğru bulunarak Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma talebi reddedilmiştir. - Uyuşmazlık: Bonoda aval veren eş için, Türk Borçlar Kanunu'nun kefalet sözleşmesinde eş rızası şartını düzenleyen hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Avalin kambiyo senetlerine özgü bağımsız bir teminat türü olduğu, Türk Ticaret Kanunu'nda özel olarak düzenlendiği ve ticari hayatın hız ve güven gerekleri gözetilerek, kefalet sözleşmesinden farklı olarak avalde eş rızası aranmaması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan alacak davasının belirsiz alacak davası niteliğinde olup olmadığı ve dava şartlarının oluşup oluşmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, iddia ettiği alacağın miktarını hesaplayabilecek durumda olması ve davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yararının bulunmaması nedeniyle, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ilişkin yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefilin, şekle aykırı kefalet sözleşmesinin geçerliliğini kabul etmesi durumunda, mahkemenin bu aykırılığı re'sen gözetip gözetmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde TBK m. 583’te aranan şekil şartlarına uyulmamasının sözleşmeyi kesin hükümsüz kıldığı, kefilin geçerlilik kabulünün bu hükümsüzlüğü ortadan kaldırmayacağı ve hâkimin bu durumu re'sen gözetmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında düzenlenen "kefalet sözleşmesi" başlıklı belgenin hukuki niteliğinin kefalet mi yoksa garanti sözleşmesi mi olduğu ve buna bağlı olarak davalının davacıya karşı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin başlığı "Kefalet Sözleşmesi" olsa da, içeriği incelendiğinde davalının borçlu şirketin akaryakıt borçlarını ödememesi halinde sorumluluk altına girdiği, bu yükümlülüğün asıl borca bağlı olduğu, davalının borçlu şirketin şahsına yönelik bir teminat verdiği, ayrıca kefalet sözleşmesi için öngörülen şekil şartlarından olan kefilin sorumlu olduğu miktarın belirtilmemiş olması gözetilerek, sözleşmenin geçersiz bir kefalet sözleşmesi olarak nitelendirilmesi ve davalının sorumluluğunun olmadığı gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı şirket ortağının, ortaklıktan ayrılmadan önce kefil sıfatıyla ödediği şirket borcunu, hisse devrine ilişkin protokol hükümleri de gözetilerek, asıl borçlu şirketten talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, şirket ortaklığından ayrılmış olsa dahi kefaleten ödediği borcu, hisse devri protokolünde aksine bir hüküm bulunmadığı ve kefilin BK m. 496 hükmü gereği alacaklının haklarına halef olarak rücu hakkına sahip olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, belediyenin trampa yoluyla devraldığı ve daha sonra meraya dönüştürülen taşınmaz nedeniyle uğradığı zararın tazmini talebinin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile belediye arasında dava konusu alacak talebiyle ilgili harici bir sözleşme ilişkisi bulunduğu ve bu nedenle davanın Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi (6098 sayılı BK'nın 146. maddesi) uyarınca on yıllık zamanaşımına tabi olduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin zamanaşımından red kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kira sözleşmesinde müşterek ve müteselsil borçlu olarak imza atan davalının, kiracı şirketin borçlarından sorumlu olup olmadığına ilişkin itirazın iptali davası.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının kira sözleşmesindeki imzasının kefalet niteliğinde olduğu ve BK m.603 gereğince BK m.583'te belirtilen şekil şartlarına uyulmadığı gözetilerek, davalının borçtan sorumlu olmadığı kabul edilmiş ve yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle davalıya devrettiği taşınmazların, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın yaşı, sağlık durumu, davalı ile yakın ilişkisi ve bakım ihtiyacının ağırlığı gibi olgular birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakanın asıl amacının bakımının sağlanması olduğu, mirasçılardan mal kaçırma kastının bulunmadığı ve davalının bakım yükümlülüğünü yerine getirdiği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Miras bırakan tarafından bakıcısına ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devredilen taşınmazın mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın tüm malvarlığını oluşturan taşınmazları ve hakları bakıcısına devretmesinin, miras bırakan ile mirasçıları arasında husumet bulunması, miras bırakanın gelir düzeyinin iyi olması ve bakıcının ailesiyle birlikte miras bırakanın evinde yaşaması gibi olgular birlikte değerlendirildiğinde, mirasçılardan mal kaçırma amacıyla hareket edildiği ve işlemin muvazaalı olduğu kanıtlandığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Miras bırakanın ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle yaptığı temlikte muris muvazaası bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın gerçek irade ve amacının tespiti için, terekesindeki tüm malvarlığının ve temlik edilen taşınmazın değerinin tespit edilerek temlikin makul sınırlar içerisinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın, davalı oğluna ölünceye kadar bakma akdiyle yaptığı temlikin, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mirasbırakanın, bakımı için bir parça taşınmazını devretmesi yeterli iken, mal varlığının önemli bir kısmını oluşturan üç taşınmazını davalıya temlik etmesinin gerçek amacının bakım değil, mirasçılardan mal kaçırmak olduğu değerlendirilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.