Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Bloke Edilen Para”
- Uyuşmazlık: Kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın tapudan terkini istemine ilişkin davada, ilk derece mahkemesince hükmedilen bedelin davalıya ödenme zamanı ve davacı idarece fazla bloke edilen paranın iadesine ilişkin hüküm kurulmaması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge adliye mahkemesinin istinaf incelemesinde ilk derece mahkemesince belirlenen kamulaştırma bedelinin ödenme zamanına ve fazla bloke edilen paranın iadesine ilişkin eksik hususlar bulunduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine'ye ait taşınmaz üzerindeki muhtesat bedelinin tespiti davasında, mahkeme kararının kamulaştırma bedelinin ödenmesi, yasal faiz ve fazla bloke edilen bedellerin iadesi konularında hatalı olduğu iddiasıyla düzeltilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine adına asli müdahil sıfatının hatalı yazılması, ödeme hükmünün hatalı kurulması, faiz hesaplamasının hatalı yapılması, fazla bloke edilen bedelin iadesine karar verilmemesi ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gibi hususlardaki hataların düzeltilmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Soruşturma aşamasında el konulan para ve eşyaların müsaderesine veya iadesine dair karar verilmesinin gerekliliği ve tarafların mülkiyet hususunda hukuk mahkemesinde dava açma haklarının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Suçtan elde edilen para ve eşyaların müsadere edilemeyeceği, mağdurun belli olması sebebiyle iade de edilemeyeceği, el konulan değerlerin suçtan elde edilen kazancın dönüştürülmesiyle oluşup oluşmadığının tespiti için yapılacak araştırmanın yargılamayı uzatacağı ve mağdurun hukuk mahkemesinde tazminat davası açabileceği gözetilerek yerel mahkemenin, tarafların mülkiyet hususunda hukuk mahkemesinde dava açmakta muhtariyetlerine karar vermesinin isabetli olduğu gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itirazının reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Çekişmesiz kamulaştırma bedelinin ödenmemesine dayalı munzam zarar ve faiz isteminin kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların munzam zararlarını ispatlayamamaları ve tezyidi bedel davasında belirlenen bedelin güncellenmesi suretiyle fazlaya hükmedilmesi hatalı görülerek, davacıların payına düşen kamulaştırma bedelinin bankaya bloke edildiği tarihten kamulaştırmanın kesinleştiği tarihe kadar yasal faizi ile, sonrasında ise kamu alacaklarına uygulanan en yüksek faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya sehven ödenen ve sonrasında ceza davasıyla bloke edilen paranın, ceza davasının zaman aşımına uğramasından sonra davalı tarafından çekilmesi nedeniyle davacı bankanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak iade talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, hesabına havale edilen miktar kadar döviz satışı yaptığı, blokenin sehven kaldırılmasıyla da satış bedelini tahsil ettiği ve ceza davasının zaman aşımı nedeniyle düşmesiyle davalının parayı geri ödemesini gerektirecek bir sebebin kalmadığı, dolayısıyla davalının sebepsiz zenginleşmediği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş bir kamulaştırma bedelinin tespiti davasında, fazla bloke edilen bedelin davalıya iadesine ilişkin hüküm fıkrasının açıklığa kavuşturulması talebiyle yapılan tavzih isteminin kabulünün hukuka uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: HMK m.305 hükmü uyarınca hükmün icrasında tereddüt oluşturabilecek şekilde açık olmaması durumunda hükmün açıklanmasının talep edilebileceği, davacı idarenin fazla bloke edilen bedelin davalı tarafından çekilmesi halinde iadesine ilişkin hükmün açıklığa kavuşturulması talebinin bu kapsamda değerlendirilerek tavzih isteminin kabulünün hukuka uygun olduğuna karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi kapsamında, kişisel malların edinilmiş mala katkısı, eklenecek değerler ve katılma alacağının belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı kadının kişisel mallarının satışından elde edilen paranın, uyuşmazlığa konu taşınmazın ediniminde kullanıldığı iddiasının ispatlanamaması ve uyuşmazlığa konu 45019 ada 1 parseldeki 50 nolu dairenin mal rejiminin sona ermesinden önce satılmış olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın tarafından açılan birleşen dava yönünden bozulmasına, diğer yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin nitelikli dolandırıcılık mı yoksa basit dolandırıcılık mı oluşturduğu ve eyleme katkıları aynı olmadığı halde hepsine aynı ceza verilip verilemeyeceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların, mağdur şirketi, şirketin muhasebe programını kullanarak ve banka hesabını araç olarak kullanarak dolandırdıkları, bu eylemin bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturduğu ve tüm sanıkların eyleme aktif katılımları göz önünde bulundurularak aynı cezanın verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin mağdur sayısınca ayrı ayrı nitelikli dolandırıcılık suçunu mu yoksa zincirleme suç mu oluşturduğu, resmi belgede sahtecilik suçunun tek mi yoksa iki ayrı suç mu olduğu ve Özel Dairenin “kabule göre” bozma nedenine direnmenin mümkün olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Sanıkların mağdurlarla aynı anda mı yoksa ayrı ayrı mı görüşerek dolandırıcılık eylemini gerçekleştirdiğinin tespiti için eksik araştırma yapıldığı, TCK'nın 158/1-f. maddesindeki ceza alt sınırı ve adli para cezası miktarına ilişkin hükme aykırı ceza verildiği, Anayasa Mahkemesi’nin TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerini iptal etmesi nedeniyle hükmün bu hususta yeniden değerlendirilmesi gerektiği ve resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin yerel mahkemenin kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek, nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hüküm sanık yararına bozulmuş, resmi belgede sahtecilik suçuna ilişkin yeni hüküm ise Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Eski bir kamulaştırma işleminin tespiti ve kamulaştırma bedelinin güncel rayice uyarlanarak tespiti ve tahsili istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmaz için daha önce kamulaştırma işlemi yapılıp, bedel tespiti davası kesinleştiğinden, hak düşürücü süre geçtikten sonra açılan davanın, ister bedel artırımı ister kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebi olarak nitelendirilsin, dinlenilmesine olanak bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesi kapsamında hesabına konulan blokenin kaldırılması talebinin reddine ilişkin temyiz incelemesi sonucu bozulan yerel mahkeme kararına karşı direnme kararının onanıp onanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kefil olduğu kredi sözleşmesinin 6098 sayılı TBK'nın yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş olması sebebiyle genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, davalı bankanın asıl borçlunun aracına koyduğu rehnin kaldırılması karşılığında aldığı 16.000 TL'yi asıl borçlunun diğer borçlarına mahsup etmesinin 818 sayılı BK m. 500/1 gereğince teminatın kefilin zararına azaltılması niteliğinde olduğu ve bu nedenle davacının hesabına konulan blokenin kaldırılması gerektiği gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tüketici kredisi sözleşmesi kapsamında, borçlunun emekli maaşına konulan blokenin kaldırılması ve kesilen tutarların iadesi talebinin hukuki dayanağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İcra ve İflas Kanunu'nun 83/a maddesi gereğince, haczedilemezlikten önceden feragatin geçersiz olduğu ve tüketicinin henüz hakkında bir icra takibi başlatılmadan önce emekli maaşından kesinti yapılmasına rıza göstermiş olmasının 5510 sayılı Kanun'un 93. maddesi kapsamında geçerli bir muvafakat olarak değerlendirilemeyeceği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.