Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Genel Kredi Sözleşmesi”
- Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredilerin erken kapatılması sebebiyle bankanın tahsil ettiği erken kapama ücretinin fahiş olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bankanın erken kapama ücreti belirleme yetkisinin dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı ile sınırlandırıldığı, bu nedenle diğer bankaların benzer krediler için uyguladığı erken kapama ücretlerinin de gözetilerek ücretin fahiş olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Takip talebinde alacağın dayanağı olarak "kredi kartı üyelik sözleşmesi, ihtarname ve hesap özeti” şeklinde açıklama bulunmaktayken, takibe ekli ihtarnamede bahsi geçen genel kredi sözleşmesinin itirazın iptali davasında esas alınıp alınamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İtirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava türü olduğu ve takip talebinde yer almayan genel kredi sözleşmesinin, takibe ekli ihtarnamede bahsedilse dahi, itirazın iptali davasında dayanak olarak gösterilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesi kapsamında kullanılan kredinin erken kapatılması nedeniyle tahsil edilen erken kapama ücretinin fahiş olup olmadığı ve miktarının nasıl belirleneceği.
Gerekçe ve Sonuç: 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde imzalanan genel kredi sözleşmesinde erken kapama ücreti oranının belirlenmemiş olması ve hesaplama yönteminin belirsizliğe yol açması, bankanın erken kapama talebini kabul etmesiyle faiz kaybı yaşamayacağı, ayrıca alacağına vadeden önce kavuşarak kredi riskini bertaraf edeceği, dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı gözetilerek, diğer bankaların benzer kredilerde uyguladığı erken kapama oranları da değerlendirilerek, tahsil edilen erken kapama ücretinin bankacılık uygulamalarına ve TMK m.2'ye uygunluğunun tespiti gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, kefilin sorumluluğunun kapsamı uyuşmazlığa konu olmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin, kefalet tarihini müteakip kullandırılan kredilerden sorumlu olduğu, ancak takip talebinde yer alan alacak miktarının hangi kredi sözleşmelerinden kaynaklandığının tespiti için davacı bankadan izahat istenmesi ve banka kayıtlarının bilirkişi incelemesine tabi tutulması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kredi sözleşmesinde erken kapama ücreti hesaplama yöntemi belirlenmiş olmasına rağmen, bu hesapta kullanılacak faiz oranlarının nasıl belirleneceği ve buna bağlı olarak tahsil edilen erken kapama ücretinin fahiş olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Erken kapama ücretinin belirlenmesinde bankanın dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına uyma yükümlülüğü bulunduğu, bu nedenle diğer bankaların benzer krediler için uyguladığı erken kapama oranları ve tarafların erken kapatma ile elde ettikleri menfaatler de değerlendirilerek davanın çözümlenmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Bölge Adliye Mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde yer almayan bir hususa ilişkin yaptığı tespitin, ilk derece mahkemesi gerekçesinin değiştirilmesi olarak kabul edilip edilemeyeceği ve buradan hareketle HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulmasının gerekip gerekmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesinin, istinaf sebeplerini karşılar şekilde yazdığı gerekçenin ilk derece mahkemesi gerekçesini değiştirecek nitelikte olmadığı ve ilk derece mahkemesinin kararını benimsediği gözetilerek, direnme kararının usule ilişkin uyuşmazlık noktası bakımından uygun bulunmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, kefil olarak imzalamadığı bir kredi sözleşmesi ve teminat senedi nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ve sehven ödediği tutarların iadesi istemidir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından yapılan ödemelerin bir kısmının davacı tarafından, bir kısmının ise başka kişiler tarafından yapıldığının tespit edilmesi ve davacının kefil olmadığı kredi sözleşmesi ve teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığının anlaşılması gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davacının bir kısmının yaptığı ödemelerin iadesine, kefil olmadığı sözleşme ve bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin kararının onanmasına hükmedilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesi kapsamında hesabına konulan blokenin kaldırılması talebinin reddine ilişkin temyiz incelemesi sonucu bozulan yerel mahkeme kararına karşı direnme kararının onanıp onanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kefil olduğu kredi sözleşmesinin 6098 sayılı TBK'nın yürürlüğe girmesinden önce düzenlenmiş olması sebebiyle genel işlem koşullarına ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı, davalı bankanın asıl borçlunun aracına koyduğu rehnin kaldırılması karşılığında aldığı 16.000 TL'yi asıl borçlunun diğer borçlarına mahsup etmesinin 818 sayılı BK m. 500/1 gereğince teminatın kefilin zararına azaltılması niteliğinde olduğu ve bu nedenle davacının hesabına konulan blokenin kaldırılması gerektiği gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Borca itiraz edilen bir icra takibinde, takibe konu bonoların kredi sözleşmesinin teminatı olarak verilip verilmediği ve bu durumun borca itirazın kabulünü gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Bonoların üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmaması, alacaklı vekilinin bonoların kredi borcundan mahsup edilmek üzere verildiğine dair beyanının teminat amacıyla verildiği anlamına gelmemesi ve borçlunun bonoların teminat senedi olduğuna dair iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, kredi borçları nedeniyle 12.03.2010 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalet limiti ile sorumlu olup olmadığı ve uyulan bozma kararından sonra alınan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İtirazın iptali davalarının icra takibine sıkı sıkıya bağlı olması ve uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenmesi gerektiği, bu nedenle davacı banka tarafından icra takibinin dayanağı olarak gösterilen çek yapraklarının hangi kredi sözleşmesi kapsamında verildiğinin tespiti gerekirken, eksik inceleme ile direnme kararı verilmesi hatalı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, kefil olmadığı bir kredi sözleşmesi ve buna bağlı bono nedeniyle bankaya borçlu olup olmadığının tespiti ve sehven yaptığı ödemelerin iadesi istemidir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kefil olarak imzalamadığı 19.03.2013 tarihli kredi sözleşmesi ve ilgili bonodan kaynaklanan bir borcu olmadığı ve sehven yaptığı ödemeleri geri alma hakkı bulunduğu gözetilerek, mahkemenin davacının menfi tespit ve istirdat taleplerini kabulüne ilişkin kararının onanmıştır. - Uyuşmazlık: Bankaların genel kredi sözleşmeleri kapsamında müşterilerine kullandırdıkları kredilerin geri ödenmemesi sebebiyle başlatılan icra takiplerinde icra tahsil harcından muaf olup olmadıkları.
Gerekçe ve Sonuç: 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 123/son maddesindeki yargı harçlarından istisna kapsamının bankaların kendi öz kaynaklarından veya diğer kredi kurumlarından temin ettikleri ve genel kredi sözleşmesiyle müşterilerine kullandırdıkları kredileri kapsamadığı, dolayısıyla bu kredilerin tahsili için yapılan icra takiplerinde icra tahsil harcının alınmasının hukuka uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.