Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Gerçek Hak Sahipliği”
- Uyuşmazlık: Mülga 2510 sayılı İskân Kanunu'na göre hak sahibi olup, sonradan hak sahipliği iptal edilen kişiler hakkında, 5543 sayılı İskân Kanunu'na sonradan eklenen geçici 7/3. maddenin uygulanıp uygulanmayacağı, uygulanacaksa bu kişilerin mülkiyet haklarının devam edip etmediği hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6495 sayılı Kanun ile 5543 sayılı İskân Kanunu'na eklenen geçici 7/3. maddenin, 2510 sayılı Kanun'a göre hak sahibi olanların hak sahipliklerinin herhangi bir koşul aranmaksızın devam edeceğini düzenlediği, davalıların hak sahipliğinin iptaline ilişkin kararın bu düzenlemenin yürürlüğe girmesinden önce verilmiş olsa dahi, hükmün amacının 2510 sayılı Kanun'a göre hak sahibi olanların haklarını korumak olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 2510 sayılı İskân Kanunu kapsamında hak sahipliği iptal edilen davalıların, 5543 sayılı İskân Kanunu'nun geçici 7/3. maddesi uyarınca hak sahipliklerinin devam edip etmediği ve buna bağlı olarak tapu iptali ve tescil davasının reddinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 5543 sayılı İskân Kanunu'nun geçici 7/3. maddesinin, 2510 sayılı Kanun uyarınca hak sahibi olanların hak sahipliklerini herhangi bir koşul aranmaksızın devam ettirdiğini ve davalıların hak sahipliğinin iptal kararından sonra yürürlüğe giren bu düzenleme ile korunduğu gözetilerek, yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının, davacının tescilli markası olan "..." ibaresini izinsiz kullanması nedeniyle marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının bazı ürünlerde davacıdan önceki kullanım hakkı ve taraflar arasında önceden var olan anlaşma gözetilerek, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialarının kısmen kabulü, kısmen reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu oluşan mükerrer tescilin iptali ve tescil davasında, mükerrer tescilin bulunup bulunmadığı ve gerçek hak sahipliğinin tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Mükerrer tescilin bir üst kavram olan yolsuz tescil kapsamında değerlendirilmesi, 455 ve 456 parsel sayılı taşınmazlarla ilgili Tapulama Komisyonu kararı ile 455 parsel sayılı taşınmaza ilişkin Tapulama Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilerek gerçek hak durumunun tespit edilmesi ve buna göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 12.06.1995 tarihinden önce meydana getirilen sinema eserlerinde başrol oyuncusu olarak yer alan icracı sanatçının, eser sahibi yapımcı ile yaptığı sözleşme ile FSEK m. 80 kapsamındaki mali haklarını devrettiğinin kabul edilip edilemeyeceği ve bu bağlamda icracı sanatçının mirasçılarının, eser sahibi/devralandan tazminat talep edip edemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: FSEK m. 80 kapsamındaki icracı sanatçı haklarının 12.06.1995 tarihinden sonra tanındığı, bu tarihten önceki sözleşmelerle bu hakların devredilemeyeceği, FSEK’in 51. maddesi gereğince ileride doğacak hakların devrinin geçersiz olduğu ve davalının iyi niyetli üçüncü kişi olarak korunamayacağı gözetilerek, davacıların tazminat talep etme hakları bulunduğundan direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı adına tescilli markanın, davacının önceki kullanımına dayalı haklara tecavüz edip etmediği ve hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının tescilli markasının, davacının uzun süredir kullandığı ve ticaret unvanını da oluşturan marka ile görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik taşıdığı, aynı sektörde faaliyet gösterildiği ve bu nedenle karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gözetilerek, davacı lehine 6769 sayılı Kanun'un 6/3. maddesi anlamında önceye dayalı gerçek hak sahipliğinin oluştuğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı adına tescil edilmiş bir markanın, davacı tarafından tescil tarihinden önce kullanıldığı iddiasıyla hükümsüzlüğünün tespiti ve sicilden terkini talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmede, dava konusu markanın tescil tarihinden önce davacı tarafından kullanıldığının belirtilmesi ve davalının bunu inkâr etmemesi, davacının markayı münferit değil mutad olarak kullandığını gösterdiğinden, davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalıya ait tescilli markanın, davacının önceki kullanımına dayanarak ve kötüniyet iddiasıyla hükümsüzlüğünün talep edilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının, davacının uzun süredir kullandığı marka işaretini neredeyse birebir kopyalayarak tescil ettirmesinin kötüniyetli olduğu ve tesadüfen meydana gelmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıya ait tescilli markanın, davacının daha önce tescil ettirdiği markayla benzerliği nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taraf markalarının asli unsurlarının aynı olduğu, ortalama tüketici nezdinde iltibas yarattığı ve davacının önceki tarihli tescile dayalı hak sahibi olduğu gözetilerek, davalıya ait markanın hükümsüzlüğüne dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekâlet görevinin kötüye kullanılması suretiyle yapılan taşınmaz satışında, tapu iptali ve tescil kararı kesinleşmeden önceki dönem için el atmanın önlenmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Vekâlet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle yapılan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve gerçek mülkiyet hakkının mirasçılarda devam ettiği gözetilerek, dava tarihinden itibaren el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş mahkeme kararıyla davacıya ait olduğu tespit edilen ancak tapuda henüz tescil edilmemiş taşınmazın, Hazine tarafından davalı kooperatife satılması üzerine açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalı kooperatifin TMK m. 1023 anlamında iyi niyetli üçüncü kişi olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kooperatifin, taşınmaz üzerindeki kesinleşmiş mahkeme kararından ve davacının mülkiyet hakkından, taşınmazı Hazine'den satın aldığı tarih itibariyle haberdar olduğunun anlaşılması nedeniyle, iyi niyetli üçüncü kişi olarak kabul edilemeyeceği ve TMK m. 1023'ten faydalanamayacağı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından kullanılan "..." ibaresinin tescilsiz marka hakkı kapsamında korunup korunmadığı, davalı şirketin "... TARIM" marka başvurusunun bu hakkı ihlal edip etmediği ve davalı şirketin marka başvurusunun kötü niyetli olup olmadığı hususunda YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi'nin, davacının "..." ibaresini 2008 yılından beri tarım makineleri satışı hizmetleri kapsamında yoğun ve ciddi bir biçimde kullandığını ve davalı şirketin başvurduğu "... TARIM" markasının bu kullanımla iltibas yarattığını tespit ederek, davacının SMK'nın 6/3 ve 6/6. maddeleri uyarınca korunmaya hakkı olduğunu ve davalı şirketin marka başvurusunun kısmen iptaline karar vermesi usul ve yasaya uygun bulunarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.