Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“HMK 303”
- Uyuşmazlık: İtirazın iptali davasında takibin devamına ilişkin verilen kararın, takipten itibaren işleyecek faizin yasal faiz oranından fazla olamayacağı iddiasıyla açılan menfi tespit davası yönünden kesin hüküm teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Ödeme emrine itiraz dilekçesinde borca itiraz edildiğine yönelik açıklamanın, ödeme emriyle istenilen asıl alacak, işlemiş ve işleyecek faiz gibi tüm borç kalemlerini kapsaması ve itirazın iptali davasında verilen “takibin devamı” kararının işleyecek faizi de içermesi nedeniyle, itirazın iptali davasında verilen hükümle işleyecek faiz oranının kesinleşmiş olması gözetilerek, aynı takiple ilgili işleyecek faiz miktarına ilişkin menfi tespit istemli davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mirasçılardan birinin açtığı nüfus kaydının düzeltilmesi davasında, daha önce diğer mirasçıların açtığı aynı konulu davanın kesin hükmünün, davacı mirasçı hakkında da geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Üst soy-alt soy hısımlığı bulunmayan davacı mirasçının, önceki davanın taraflarının külli halefi olarak kabul edilmesine olanak bulunmadığından ve nüfus kaydının düzeltilmesi davasının çekişmesiz yargı işi olduğundan, HMK m.303 anlamında kesin hüküm oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından, daha önce açtığı ve kesinleşen bir davada aynı sözleşmeye dayanarak hüküm altına alınan bedellerin, bu kez denkleştirici adalet ilkesi kapsamında yeniden talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, aynı sözleşmeye dayanarak aynı bedellerin tahsilini istediği ilk davanın kesinleşmesi nedeniyle, HMK'nın 303. maddesinde düzenlenen kesin hüküm şartlarının oluştuğu gözetilerek, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Satın alınan aracın ayıplı olup olmadığı ve ayıplı ise bedel iadesine veya misliyle değişimine karar verilip verilemeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, grup araçlara ilişkin diğer dosyalardaki bilirkişi raporları da dikkate alınarak, dava konusu araçta davacı tarafın iddia ettiği ayıbın mevcut olup olmadığı konusunda laboratuvar ortamında inceleme ve araştırma yaptırılarak konusunda uzman bilirkişi kurulundan yeniden rapor alınması ve tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi suretiyle varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı işçinin, davalı işverenin alt işvereniyle arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu iddiasıyla açtığı işçilik alacakları davasında, daha önce açılan işe iade davasında verilen kararın kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı ve bu davanın sonucuna göre eldeki davada değerlendirme yapılıp yapılmayacağı hususunda oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı işveren ile dava dışı şirketler arasında 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesine göre geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunmadığı, davacının başlangıçtan itibaren asıl işveren işçisi sayılması gerektiği, işe iade davasındaki muvazaa tespitinin eldeki davada kuvvetli delil niteliği taşıdığı, bu nedenle davacı ile aynı işi yapan emsal işçilerin ücretlerinin tespiti ile fark alacaklarının hesaplanması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davaya konu çeklerin davalı bankaya temlik cirosuyla mı yoksa rehin cirosuyla mı devredildiği ve buna bağlı olarak davacının menfi tespit talebinin yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Aynı taraflar arasında ve aynı çek tevdi bordrosuna konu diğer bir çek hakkında verilen ve Yargıtay tarafından onanan kesin hüküm, mevcut davanın konusunu oluşturan çekler için de güçlü delil niteliğinde olup hukuki güvenlik ve istikrar ilkeleri gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 9. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi sonucu orman sınırları içinde kaldığı belirlenen taşınmazın tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili ile el atmanın önlenmesi talebinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararına karşı yapılan temyiz üzerine Yargıtay'ın bozma kararına direnilmesi nedeniyle uyuşmazlık Hukuk Genel Kurulu'na gelmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemine karşı açılan davanın reddi yönündeki kesinleşmiş mahkeme kararının taraflar için kesin delil, taraf olmayanlar için ise güçlü delil oluşturduğu, ayrıca orman kadastrosunun ikinci kadastro niteliğinde olmadığı ve kesinleşmiş orman tahdidini değiştiremeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı belediye ile alt işveren şirketler arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinin muvazaalı olup olmadığı, davacının baştan itibaren belediyenin işçisi sayılıp sayılamayacağı ve buna bağlı olarak ilave tediye alacağına hak kazanıp kazanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından daha önce açılan ve kesinleşen bir davada, aynı çalışma dönemine ilişkin olarak davalı belediye ile alt işveren şirketler arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunun tespit edilmiş olması, eldeki davada unsur etkisi yaratarak kuvvetli delil niteliği taşıdığından ve davacının belediyenin işçisi olmadığı anlaşıldığından, ilave tediye alacağına hak kazanamayacağı gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tüketici hakem heyeti kararına itiraz davasında, daha önce açılmış bir davanın kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk davada hakem heyeti kararının hüküm fıkrası düzeltilerek onanmışken, ikinci davada farklı bir hakem heyeti kararının iptali talep edildiğinden, 6100 sayılı HMK'nın 303. maddesindeki kesin hüküm şartlarının oluşmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin kesin hüküm gerekçesiyle davanın reddine ilişkin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasının, daha önce aynı taraflar arasında aynı konu ve sebeple açılmış ve kesinleşmiş bir davanın tekrarı olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Daha önce açılan davanın aynı taraflar arasında, aynı konu ve sebeple açılmış olup kesinleştiği, bu nedenle HMK’nın 303. maddesi uyarınca kesin hüküm oluşturduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı mirasçının, Hazine adına kayıtlı ve sonradan satılan taşınmaz üzerindeki miras payının bedelini talep etmesi üzerine, Hazine'nin pasif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı ve kadastro mahkemesi kararının kesin hüküm oluşturup oluşturmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro mahkemesi kararına davacının da mirasçı sıfatıyla katıldığı ve taraflar arasında 6100 sayılı HMK'nın 303. maddesinde düzenlenen kesin hüküm şartlarının oluştuğu gözetilerek, istinaf mahkemesinin dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşen işe iade davasında feshin haklı nedenle yapıldığı kabul edilmişken, sonradan açılan kıdem ve ihbar tazminatı davasında bu kararın kesin hüküm teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: İşe iade davasında feshin haklı nedene dayandığı yönündeki kesinleşmiş kararın, aynı vakıalara dayanılarak açılan kıdem ve ihbar tazminatı davasında kuvvetli delil olarak kabul edilmesi ve mahkemeyi bağlaması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.