Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Harici Ortaklık Sözleşmesi”
- Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan ve “ortaklık sözleşmesi” olarak adlandırılan sözleşmenin hukuki niteliğinin ne olduğu ve buna bağlı olarak hangi mahkemenin görevli olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşme metninde kullanılan ifadelere, tarafların yükümlülüklerine ve sözleşmenin amacına bakıldığında, sözleşmenin gerçekte bir adi ortaklık sözleşmesi değil, bir kira sözleşmesi niteliğinde olduğu; dolayısıyla dava tarihi itibarıyla yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nun 8. maddesinin 2. bendi gereğince görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi değil, sulh hukuk mahkemesi olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin, dava dışı kişiyle yaptığı harici ortaklık sözleşmesindeki edimini yerine getirmesine rağmen, diğer tarafın edimlerini yerine getirmemesi ve davalının bu durumu bilerek hileli bir şekilde taşınmazları devralması nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasının reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı ile dava dışı kişi arasında yapılan sözleşme gereğince davacı şirketin edimini yerine getirdiği, karşı tarafın edimlerini yerine getirmediği ve davalının bu durumu bilerek hileli bir şekilde taşınmazları devraldığına dair savcılık dosyasındaki ifadeler ve tanık beyanları da gözetilerek, taşınmazın değerine yönelik olarak davalı tarafından ödenmesi gereken tazminat miktarının belirlenmesi ve davanın bedel talebi yönünden kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmayarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı ile dava dışı şirket arasında yapılan adi ortaklık sözleşmesi gözetildiğinde davacının davalıya devredilecek ortaklık payının bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak taraflar arasında akdedilen adi ortaklık pay devir sözleşmesinin geçerli olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Diğer ortağın pay devrine örtülü muvafakat etmiş olması, sonradan muvafakat etmediğini bildirmesinin çelişkili davranış yasağına aykırılığı ve adi ortaklığın feshinin ancak mahkeme kararıyla mümkün olması hususları değerlendirilerek mahkemenin direnme kararı, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için Yargıtay’a gönderilmek üzere onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan ve reklam alanlarının satış ve pazarlamasına ilişkin sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi mi yoksa vekalet sözleşmesi mi olduğu ve sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle davacının zarar görüp görmediği hususunda uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki sözleşmenin vekalet sözleşmesi niteliğinde olduğu, davacının sözleşmeye dair yükümlülüklerini yerine getirmediği ve davalı şirketin zararının net olarak belirlenemediği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilmek suretiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Harici satış sözleşmesi ile alınan ancak teslim edilmeyen konut sebebiyle, ödenen bedelin arsa sahiplerinden iadesi talebi üzerine arsa sahiplerine husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Arsa sahipleri ile yüklenici arasında yapılan satış vaadi ve hasılat paylaşımlı konut yapım sözleşmesinin, arsa sahiplerinin paylarının brüt satış bedeli üzerinden ödenmesi kararlaştırılması ve zarar sorumluluklarının bulunmaması, ayrıca sözleşmede ortak amaca erişmek için ortak çaba ve gayret göstereceklerine dair hüküm veya irade açıklaması olmadığından adi ortaklık değil, gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi niteliğinde olduğu ve bu sebeple sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince arsa sahiplerine husumet yöneltilemeyeceği değerlendirilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan 11.06.1998 tarihli sözleşmenin hukuki niteliğinin ne olduğunun ve bu sözleşme kapsamında davacının davalıdan alacak isteminin olup olmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin, tarafların iradeleri ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde adi ortaklık sözleşmesi değil, sonuca katılmalı ödünç sözleşmesi olduğu, bu nedenle uyuşmazlıkta ödünç sözleşmesine dair hükümlerin uygulanması gerektiği ve davacının zamanaşımı süresi içinde dava açtığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesinde, yükleniciden konut satın alan davacının, konutun teslim edilmemesi sebebiyle sözleşmeden dönerek arsa sahiplerine karşı da bedel iadesi talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Arsa sahipleri ile yüklenici firma arasında yapılan sözleşmenin hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesi niteliğinde olup adi ortaklık ilişkisi oluşturmadığı, dolayısıyla davacının yüklenici firma ile akdettiği sözleşmeye taraf olmayan arsa sahiplerine karşı bedel iadesi talebinde bulunamayacağı ve arsa sahipleri yönünden husumet bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının arsa sahipleri yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin iş sözleşmesine mi yoksa adi ortaklığa mı dayandığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının işverenin iş organizasyonu içinde, hukuki ve kişisel olarak bağımlı bir şekilde, iş görme edimi karşılığında ücret alarak çalıştığı, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin iş sözleşmesi niteliğinde olduğu ve işçilik alacakları davasının esastan incelenmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma sonrasında düzenlenen mal ortaklığı sözleşmesine göre edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen taşınmazın mülkiyetinin devri talep edilebilir mi?
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 203. maddesi uyarınca mal rejimi sözleşmesinin kanunda belirtilen sınırlar içinde düzenlenebileceği, geçmişe etkili düzenleme yapılamayacağı ve edinilmiş mallara katılma rejimi döneminde edinilen taşınmaz için mülkiyetin değil, alacağın talep edilebileceği gözetilerek, yerel mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Ticari taksi şoförünün, araç sahibiyle arasındaki hukuki ilişkinin hizmet sözleşmesine mi yoksa ürün kirasına mı dayandığı ve buna bağlı olarak sigortalı çalışmanın tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taraflar arasındaki ilişkinin niteliğini belirlerken, Anayasa’nın 60. maddesi ile güvence altına alınan sosyal güvenlik hakkının ve sigortalılık yükümlülüğünün önemini göz önünde bulundurmayarak, olayı tüm yönleriyle araştırıp, yeterli delil toplamadan eksik incelemeyle hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olduğundan, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında vinç işletilmesi amacıyla kurulduğu iddia edilen adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında adi ortaklığın varlığına ve mahkemece yapılan tasfiye işlemlerinin hukuka uygun olduğuna kanaat getirilerek, yerel mahkemenin davayı kabulüne ilişkin kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalılar arasında adi ortaklığın bulunduğu iddiasıyla ortaklığın feshine, tasfiyesine ve davalıya düşen payın davacıya ödenmesine ilişkin istemin reddine yönelik kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalılar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğuna dair HMK 200. maddesi kapsamında yasal delil sunulamadığı ve daha önce aynı konu hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunduğu gözetilerek, mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.