Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Hesap Verme Yükümlülüğü”
- Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasında, taşınmaz satış bedelinin ödenmemesi nedeniyle zamanaşımının başlangıç tarihinin taşınmazın satıldığı tarih mi yoksa vekil edenin satıştan haberdar olduğu tarih mi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekil edene karşı hesap verme borcunun vekalet ilişkisinin sona ermesinden sonra dahi devam etmesi ve vekil edenin davalı vekil tarafından satıştan haberdar edilmediği gözetilerek zamanaşımının vekil edenin satıştan haberdar olduğu tarihte başlayacağına karar verilmiş ve yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacıya ait aracın, davalıya verilen vekaletname ile satışı sonrasında doğan vergi borçlarının, davalıdan tahsili gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının aracı resmi olarak devretmeyerek vergi borcunun doğmasına sebebiyet vermesi, ancak davacının da vekalet gereği hesap sorma yükümlülüğünü yerine getirmeyerek zararın artmasında kusurlu olması gözetilerek, direnme kararı kusur oranlarının belirlenmesi ve uygun tazminat miktarının tespiti için bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vekâleten satılan taşınmazların bedellerinin vekâlet verene ödenip ödenmediği ve vekilin hesap verme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vekil edenin vefatından önceki on yıllık süreçte taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlığın çıkmamış olması ve vekil edenin gelir vergisi beyannamelerinde taşınmaz satış gelirlerini beyan etmiş olması, satış bedellerinin vekil edene ödendiğine dair karine oluşturduğu, dolayısıyla gelir vergisi beyannamesi bulunan yıllara ilişkin ödeme yapılmadığının ispat yükünün davacılarda olduğu, beyanname bulunmayan yıllar ile vefatından önceki yıl içinde fiili ve hukuki olarak beyanname verme imkânı bulunmayan dönemdeki satışlar için ise ispat yükünün davalı vekilde olduğu gözetilerek, direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı avukatın, davacı müvekkilinden aldığı parayı iş görmeksizin geri ödememesinden kaynaklanan alacak davasında, davalının verdiği iddia edilen senedin borcu sona erdirip erdirmediği ve ispat yükünün kimde olduğu noktasında uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mevcut bir borç için kambiyo senedi verilmesinin, aksi kararlaştırılmadıkça borcun yenilenmesi anlamına gelmediği, davalının bu yönde bir anlaşma olduğunu ispatlayamaması ve davalının ikrar savunmasının bağlantısız bileşik ikrar niteliğinde olup ispat yükünün kendisinde olduğu, ayrıca vekilin müvekkiline hesap verme borcunu yerine getirdiğine dair de ispat yükünün davalıda olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vekilin, vekaletname ile satışı yapılan taşınmazlardan elde edilen bedelden murisin payına düşen miktarı ödeyip ödemediği.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin hesap verme ve iade borcunu yerine getirdiğine dair savunmasını ispat yükümlülüğünü yerine getiremediği, mahkemenin ise eksik inceleme ile hüküm kurduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı avukatın vekâlet ücretine mahsuben fazladan aldığı iddia edilen para için zamanaşımının ne zaman başlayacağı ve davalının zamanaşımı def'inin yerinde olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekil edenin hesap sormasını beklemeden hesap verme yükümlülüğü bulunduğu ve vekil edenin alacağın varlığından ancak vekilin hesabı vermesi veya yargılama sonucuyla haberdar olabileceği gözetilerek, zamanaşımının mahkeme kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlamasına karar verilmesi nedeniyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Vekâleten satılan taşınmazın bedelinin vekile ödenip ödenmediği ve vekilin hesap verme yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği noktasında çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin, vekalet verenin adına veya yararına yaptığı tüm işlerden dolayı hesap verme yükümlülüğü bulunduğu ve satış bedelini vekalet verene ödeyip ödemediğini ispat yükünün davalı vekilde olduğu gözetilerek, davalının bu hususu ispatlayamaması nedeniyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekilin, vekaletname ile sattığı taşınmazların bedelini vekalet verene ödememesi nedeniyle vekalet verenin açtığı alacak davasında, vekilin hesap verme yükümlülüğünden doğan dava ve zamanaşımı itirazlarının değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilin, taraflar arasında gerçek bir vekalet ilişkisi bulunmadığı yönündeki savunmasını ispatlayamadığı ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davrandığı gözetilerek, davalının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı vekilin, davacı müvekkil adına yaptığı gayrimenkul satışlarında vekalet ücretini ödeyip ödemediği ve hesap verip vermediği noktasında çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının vekaletname ile yaptığı satışlarda tapuda gösterilen satış bedellerinin yüksek gösterilmesi hususunda kendi muvazaasına dayanarak hesap vermekten kaçınamayacağı, vekilin hesap verme yükümlülüğünün bulunduğu ve davalı tarafından davacıya yapılan ödemenin delil başlangıcı sayılamayacağı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vekilin, vekaletname ile sattığı taşınmazın bedelini vekalet verene ödememesi nedeniyle açılan davada, hükmedilen tazminata uygulanacak faizin başlangıç tarihi.
Gerekçe ve Sonuç: Vekilin hesap verme yükümlülüğünden kaynaklanan davalarda, vekalet verene teslim edilmeyen paranın faizinin, paranın alındığı tarihten itibaren işleyeceği ve önceki bozma kararlarına uyularak verilen kararlarda faizin başlangıç tarihi olarak dava tarihinin kabul edilmesinin davalı lehine kazanılmış hak oluşturduğu gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kararı düzeltilerek onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.