Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kadastro Tespit”
- Uyuşmazlık: Kadastro tespit tutanağının tapuda kaybolması üzerine tutanağın ihya edilerek yeniden askıya çıkarılması halinde, ihya edilen tutanağa karşı askı ilan süresi içerisinde açılan davanın görevli mahkemesinin kadastro mahkemesi mi yoksa genel mahkeme mi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanağının kaybolması ve sonrasında ihya edilerek yeniden askıya çıkarılması sebebiyle, görev konusunun kamu düzenine ilişkin olduğu ve tescile esas teşkil edecek belgelerin eksikliği nedeniyle kadastro mahkemesinin görevine devam ettiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan tapu iptal ve tescil davasında, on yıllık hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihin tapu kaydında 30.06.2009 olarak belirtilmesine rağmen, kadastro tutanağındaki belirsizliklere rağmen davanın 27.03.2019 tarihinde açılmasıyla on yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulması suretiyle davanın usulden reddine dair istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın sağlığında yaptığı tasarrufların tenkisine, tapu iptaline ve tesciline ilişkin davalarda, yerel mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararı arasında çelişki bulunup bulunmadığı ve davaların birlikte mi yoksa ayrı ayrı mı değerlendirilmesi gerektiği noktasında uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin kısa kararı ile gerekçeli kararının çelişkili olması, tenkis davası için mirasbırakanın terekesinin belirlenmesi gerektiği ve bu hususun tapu iptal tescil davalarının sonuçlanmasına bağlı olduğu, ayrıca 6100 sayılı HMK'nın 167. maddesi gereğince birlikte görülen davaların ayrılmasına karar verilebileceği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 2/B alanında kalan imar parsellerinde kullanım kadastrosu yapılırken, geldi parselin tamamının 2/B alanında kalmaması durumunda, kullanım ve muhdesat tespitinin imar parseli üzerinden mi yoksa geldi parselin 2/B alanında kalan kısmı üzerinden oranlama yapılarak mı gerçekleştirileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu imar parsellerinin tamamının Hazine adına kayıtlı ve 2/B alanında kaldığı, 3402 sayılı Kanun'un Ek 4. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmalarında taşınmazlar üzerinde fiili kullanımı bulunanlar ve muhdesatların tespit edilerek tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesi gerektiği, paydaşlık durumunun bulunmaması karşısında, dava konusu taşınmazlarda zeminde fiili kullanım alanları belirlenerek davacılar lehine kullanıcı şerhi verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davanın yalnızca kadastro tespitine mi yoksa hem kadastro tespitine hem de mülkiyete ilişkin bir uyuşmazlığı da içerip içermediği ve buna bağlı olarak görevli mahkemenin hangisi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinin içeriğinden davacı idarenin isteminin yalnızca kadastro tespitine itiraz mı, yoksa hem kadastro tespitine itiraz hem de mülkiyet iddiasını mı içerdiği açıkça anlaşılamadığından, davacıdan açıklaması istenerek; yalnızca kadastro tespitine itiraz olması halinde kadastro mahkemesinin, yalnızca mülkiyet iddiası olması halinde genel mahkemenin, her ikisini de içermesi halinde ise her iki istem yönünden ayrı ayrı görevli mahkemece yargılama yapılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davaya konu taşınmazlar hakkında tamamlanmış bir kadastro tespitinin bulunup bulunmadığı ve buna bağlı olarak davanın görülmesinin mümkün olup olmadığı hususundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Özel Daire bozma kararında belirtilen hususlara rağmen, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, çekişmeli taşınmazlar hakkında kadastro tespitinin yapılıp askıya çıkarıldığı ve dava açma süresi içinde dava açıldığı anlaşıldığından, tamamlanmış bir kadastro tespitinin bulunduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına ve dosyanın esas incelemesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitlerine karşı açılan tapu iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde öngörülen on yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitlerinin kesinleşme tarihlerinden itibaren on yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve davanın bu sürenin dolmasından sonra açılmış olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca orman niteliğinde tespit edilip kesinleşen taşınmazlar hakkında, vergi kaydı ve zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davalarında 30 günlük askı ilan süresi mi yoksa 10 yıllık hak düşürücü süre mi uygulanacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa'nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkının özüne dokunan sınırlamaların ancak kanunla yapılabileceği, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda orman niteliğindeki taşınmazlar için 30 günlük askı ilan süresi dışında bir hak düşürücü süre öngörülmediği, bu nedenle zilyetlik ve vergi kaydına dayalı tapu iptali ve tescil davalarının 3402 sayılı yasanın 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davanın yalnızca kadastro tespitine mi yoksa mülkiyet hakkına da ilişkin olup olmadığı ve buna bağlı olarak hangi mahkemenin görevli olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinin içeriğinden istemin yalnızca kadastro tespitine mi yoksa hem kadastro tespitine hem de mülkiyete ilişkin mi olduğunun anlaşılamaması nedeniyle, davacının bu hususu açıklamasının istenmesine ve sonucuna göre; 1) yalnızca kadastro tespitine itiraz olması halinde kadastro mahkemesince 3402 sayılı Yasa ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygunluk incelemesi yapılması, 2) yalnızca mülkiyete ilişkin olması halinde kadastro mahkemesinin görevsizliğine, 3) her iki istemi de içermesi halinde ise hem kadastro tespitine itiraz yönünden inceleme yapılması hem de mülkiyet yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca orman olarak tespit edilip Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan orman tespitlerinde de, diğer kadastro tespitleri gibi, aynı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağı, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11/1. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanmasının Anayasal mülkiyet hakkına aykırı olacağı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda farklı bir süre öngörülmediği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sırasında miras bırakanların taşınmazlarını haricen sattıklarına dair beyanda bulunmaları üzerine yapılan tescil işleminin muris muvazaası olarak nitelendirilip iptal edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespiti sırasında yapılan temliklerde Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil şartının, 766 sayılı Tapulama Kanunu'nun 32/b maddesi uyarınca aranmayacağı ve davacı murislerinin tapu sicil memuru huzurunda bir irade açıklamasında bulunmadıkları gözetilerek 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında muris muvazaasından söz edilemeyeceği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.