Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kadastro Tespit Çalışmaları”
- Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4/3. maddesi hükmü gereğince orman niteliği ile Hazine adına tespit edilip kesinleşen taşınmaz hakkında vergi kaydına ve zilyetliğe dayalı olarak 10 yıl içinde dava açılabilmesinin mümkün olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesine göre yapılan kadastro işlemi sonucu bir yerin orman olarak belirlenmesi durumunda, sonuçların ilanı, hak düşürücü süreler ve itirazlar bakımından kanunda farklı bir prosedür öngörülmediği, Anayasal mülkiyet hakkının özüne dokunan 30 günlük hak düşürücü sürenin adil yargılanma hakkına aykırı olduğu ve 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılabileceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı hak düşürücü süre yönünden onanmış, ancak davanın esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca orman olarak tespit edilip Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil davasında uygulanacak hak düşürücü süre.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca yapılan orman tespitlerinde de, diğer kadastro tespitleri gibi, aynı Kanun'un 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanacağı, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 11/1. maddesindeki hak düşürücü sürenin uygulanmasının Anayasal mülkiyet hakkına aykırı olacağı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda farklı bir süre öngörülmediği gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespit tutanağının tapuda kaybolması üzerine tutanağın ihya edilerek yeniden askıya çıkarılması halinde, ihya edilen tutanağa karşı askı ilan süresi içerisinde açılan davanın görevli mahkemesinin kadastro mahkemesi mi yoksa genel mahkeme mi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespit tutanağının kaybolması ve sonrasında ihya edilerek yeniden askıya çıkarılması sebebiyle, görev konusunun kamu düzenine ilişkin olduğu ve tescile esas teşkil edecek belgelerin eksikliği nedeniyle kadastro mahkemesinin görevine devam ettiği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Muhdesatın tespiti davasında, taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle davacıların hukuki yararının bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın mülkiyetinin kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edildiği, davacıların iddia ettiği muhdesatın kadastro tespit tarihinden önce inşa edilmiş olması halinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19. maddesi uyarınca davacıların hukuki yararının bulunduğu, bu nedenle taşınmazın kadastro tutanağı ve tescile esas kayıtlar ile ilk tesis kadastro çalışmalarına ait belgeler getirtilerek binanın inşa tarihi ile kadastro tespit tarihi karşılaştırılıp ona göre karar verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 2/B alanında kalan imar parsellerinde kullanım kadastrosu yapılırken, geldi parselin tamamının 2/B alanında kalmaması durumunda, kullanım ve muhdesat tespitinin imar parseli üzerinden mi yoksa geldi parselin 2/B alanında kalan kısmı üzerinden oranlama yapılarak mı gerçekleştirileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu imar parsellerinin tamamının Hazine adına kayıtlı ve 2/B alanında kaldığı, 3402 sayılı Kanun'un Ek 4. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmalarında taşınmazlar üzerinde fiili kullanımı bulunanlar ve muhdesatların tespit edilerek tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesi gerektiği, paydaşlık durumunun bulunmaması karşısında, dava konusu taşınmazlarda zeminde fiili kullanım alanları belirlenerek davacılar lehine kullanıcı şerhi verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz için açılan tapu iptal ve tescil davasında, on yıllık hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitinin kesinleştiği tarihin tapu kaydında 30.06.2009 olarak belirtilmesine rağmen, kadastro tutanağındaki belirsizliklere rağmen davanın 27.03.2019 tarihinde açılmasıyla on yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulması suretiyle davanın usulden reddine dair istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davanın yalnızca kadastro tespitine mi yoksa hem kadastro tespitine hem de mülkiyete ilişkin bir uyuşmazlığı da içerip içermediği ve buna bağlı olarak görevli mahkemenin hangisi olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinin içeriğinden davacı idarenin isteminin yalnızca kadastro tespitine itiraz mı, yoksa hem kadastro tespitine itiraz hem de mülkiyet iddiasını mı içerdiği açıkça anlaşılamadığından, davacıdan açıklaması istenerek; yalnızca kadastro tespitine itiraz olması halinde kadastro mahkemesinin, yalnızca mülkiyet iddiası olması halinde genel mahkemenin, her ikisini de içermesi halinde ise her iki istem yönünden ayrı ayrı görevli mahkemece yargılama yapılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Arazi kadastrosu çalışmalarının başlamasından sonra ilan edilen orman kadastrosu sonuçlarına karşı, arazi kadastrosu askı ilan süresi içinde açılan davanın, orman kadastrosuna da itiraz niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca arazi kadastro ekibinin çalışmalara başladığı tarihte kesinleşmiş bir orman kadastrosu bulunmaması ve kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarihten sonra orman kadastrosu sonuçlarının ilan edilmesi halinde, arazi kadastrosuna karşı açılan davanın aynı zamanda orman kadastrosuna da itiraz niteliği taşıdığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanıkların eylemlerinin irtikap mı yoksa görevi kötüye kullanma suçunu mu oluşturduğu ve görevi kötüye kullanma suçu ise dava zamanaşımının gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanık hakimin, görevi nedeniyle kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak, hileli davranışlarla kendisine ve yazı işleri müdürüne haksız menfaat sağlamak amacıyla, dava harcı ve masrafı adı altında gereğinden fazla para tahsil ettirdiği ve bu eylemden haberdar olan yazı işleri müdürünün de fiile katıldığı gözetilerek sanıklar hakkında kurulan ikna suretiyle irtikap suçundan mahkumiyet hükümlerinin onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taşınmazın bulunduğu köyün idari sınırları dışındaki bir kadastro çalışma alanına alınması durumunda yapılan tespitin, taşınmazın bulunduğu köyde ayrıca ilan edilmesinin gerekip gerekmediği ve buradan hareketle davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro tespitine ilişkin ilanın hem kadastro çalışma alanında hem de taşınmazın idari olarak bulunduğu köyde yapılması gerektiği, aksi halde hak arama özgürlüğü ve mahkemeye erişim hakkının kısıtlanacağı gözetilerek, sadece çalışma alanında yapılan ilanın geçerli olmadığı ve davacının davasının hak düşürücü süre içinde açılmış sayılması gerektiği karşı oy gerekçesinde belirtilmiş ise de, çoğunluk görüşüyle, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine dayanak Kadastro Komisyonu çalışmasının ve kadastro tutanağının mutlak butlanla sakat ve yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali istemine ilişkin olup, davalı Hazine, Kadastro Müdürlüğü ve Tapu Müdürlüğü aleyhine açılan tespit ve iptal davasının reddine ilişkin yargılama.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması, davalı Tapu ve Kadastro Müdürlükleri yönünden husumet yokluğu ve tespit davasının öncü niteliği gözetilerek, davacı tarafın hukuki yararının bulunmaması nedeniyle yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.