Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kefalet Limiti”
- Uyuşmazlık: Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olacağı miktarın açıkça belirtilip belirtilmediği ve kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde kredi limitinin açıkça belirtilmiş olması ve bu limitin kefalet limiti olarak kabul edilmesi gerektiği, dolayısıyla kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefalet sözleşmesinde limitin sonradan eklenmesi nedeniyle borcun olmadığının tespiti davasında, kefalet limitinin sonradan eklendiğini kabul eden davalı banka görevlisinin ceza yargılamasındaki mahkumiyet kararının kesinleşmesinin beklenip beklenmeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında kefalet limitinin sonradan doldurulduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı ve BK 53. maddesinin uygulanabilmesi için maddi olgunun taraflar arasında ihtilaflı olması gerektiği gözetilerek direnme kararı yerinde görülmüş, ancak işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefillerin, asıl borçlunun Türk Lirası ve döviz cinsinden kullandığı kredilerden dolayı kefalet sorumluluklarının kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Kefillerin, hem Türk Lirası hem de döviz cinsinden kullandırılan kredilere ilişkin sözleşmeleri, kefalet miktarlarını belirterek imzalamış olmaları ve bu sözleşmelere itiraz etmemeleri, ayrıca kefalet limitlerinin takibe konu alacakları kapsadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalıların, davacıya olan borçlarından dolayı kefil sıfatıyla sorumlu tutulup tutulamayacakları.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde kefalet tarihi, limiti ve cinsinin belirtilmemesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde aranan şekil şartlarına aykırılık oluşturduğu gözetilerek, davalıların kefil sıfatıyla sorumlu tutulamayacağına ve ilk derece mahkemesinin reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefil sıfatıyla kredi kartı borcunu ödeyen davacının, kefalet limitini aşan kısım için açtığı istirdat davasında uygulanacak zamanaşımı süresinin ve başlangıç tarihinin belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Uyuşmazlığın, taraflar arasında imzalanan ve daha sonra feshedilen kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanması sebebiyle, sebepsiz zenginleşme hükümleri değil, sözleşme hukuku kuralları çerçevesinde değerlendirilerek, Borçlar Kanunu'nun 125. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği ve davanın bu süre içerisinde açılmış olması gözetilerek direnme kararı, değişik gerekçe ile onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı banka tarafından, davalı şirket ve kefillerine karşı, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin yapılması gerektiği ve kefilin sorumluluğunun kefalet limiti ile sınırlı olduğu iddiaları.
Gerekçe ve Sonuç: İpoteğin, asıl borçlunun ve ipotek malikinin kefaleten olan borcunu da kapsaması nedeniyle, İİK m. 45 uyarınca öncelikle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin yapılması gerektiği, ancak rehnin borcu karşılamaması halinde kalan alacağın takip edilebileceği ve kefilin sorumluluğunun kefalet limiti ile sınırlı olması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesinin kararı kısmen düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kefalet limitinin aşılıp aşılmadığı ve faiz alacağının likit olup olmadığı hususlarında yerel mahkemenin yanılgılı değerlendirme yapması nedeniyle itirazın iptali davasının sonucuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin kefalet limitini hatalı hesaplaması, faiz alacağının likit olup olmadığını değerlendirmemesi ve HUMK'nın 74. maddesine aykırı olarak hüküm kurması gibi hususlar gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, asıl borçlu şirketin kredi borcuna ilişkin kefalet sorumluluğunun kapsamı ve davacı bankanın icra takibinin kısmen iptali istemidir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının kefaletinin sadece 30.06.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunu kapsadığı, bu sözleşmedeki kefalet limitinin 1.000.000 TL olduğu ve davacının açıkça bu sözleşmeye dayandığı gözetilerek, davalının sorumluluğunun bu limitle sınırlı olduğuna ve fazlaya ilişkin takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan nakdi ve gayrinakdi alacakların tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamı talebi.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı ve davalı kefillerden birinin kefaletinin geçersiz olduğu, diğer kefilin ise sorumluluğunun kefalet limiti ile sınırlı olduğu ve gayrinakdi kredilerden sorumlu olmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, kredi borçları nedeniyle 12.03.2010 tarihli genel kredi sözleşmesindeki kefalet limiti ile sorumlu olup olmadığı ve uyulan bozma kararından sonra alınan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının yerinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İtirazın iptali davalarının icra takibine sıkı sıkıya bağlı olması ve uyuşmazlığın icra takibine dayanak yapılan belgelerle sınırlı olarak incelenmesi gerektiği, bu nedenle davacı banka tarafından icra takibinin dayanağı olarak gösterilen çek yapraklarının hangi kredi sözleşmesi kapsamında verildiğinin tespiti gerekirken, eksik inceleme ile direnme kararı verilmesi hatalı görülerek bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.