Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kefalet Sözleşmesinin İptali”
- Uyuşmazlık: Davalının müteselsil kefil olduğu kredi sözleşmesinde kefalet tarihini içeren şekil şartlarına uyulmaması nedeniyle kefalet sözleşmesinin geçersiz olup olmadığı ve davacı lehine verilen kısmi kabul kararının, sadece davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince bozulmasının aleyhe hüküm verme yasağına aykırılık oluşturup oluşturmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde Kanunen aranan şekil şartlarının bulunmaması halinde sözleşmenin geçersiz olacağı ve hakimin bunu re'sen göz önünde bulundurması gerektiği, ancak bu hususun kamu düzeninden olmadığı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmadığı durumda, sadece davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince davanın reddine karar verilmesinin aleyhe hüküm verme yasağını ihlal ettiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı eşin, aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine konulan ipoteklerin rızası olmadan tesis edildiği ve yine rızası olmadan eşinin kefil olduğu bir kredi sözleşmesinin iptali talepleri karşısında, ipoteğin kaldırılıp kaldırılmayacağı ve kefalet sözleşmesinin iptal edilip edilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine eşin rızası olmadan konulan ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesi doğru bulunurken, eşlerden birinin diğerinin rızası olmadan kefil olamayacağına ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 584. maddesi hükmü gözetilerek, kefalet sözleşmesinin iptali talebine ilişkin davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefilin, şekle aykırı kefalet sözleşmesinin geçerliliğini kabul etmesi durumunda, mahkemenin bu aykırılığı re'sen gözetip gözetmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde TBK m. 583’te aranan şekil şartlarına uyulmamasının sözleşmeyi kesin hükümsüz kıldığı, kefilin geçerlilik kabulünün bu hükümsüzlüğü ortadan kaldırmayacağı ve hâkimin bu durumu re'sen gözetmesi gerektiği değerlendirilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kefilin sorumlu olduğu sürenin kefalet sözleşmesinde el yazısıyla belirtilmemesi halinde kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde kefilin sorumlu olduğu azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olması durumunda bu hususların el yazısıyla belirtilmesi şartının, kefilin sorumlu olduğu süreyi kapsamadığı ve belirli süreli kira sözleşmelerinde kefalet süresinin kira sözleşmesinin süresiyle sınırlı olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin kefalet sözleşmesini geçersiz sayan kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eşin, diğer eşin rızası olmadan kefil olması ve aile konutu olmayan taşınmaz üzerine ipotek vermesi nedeniyle açılan kefilliğin iptali ve ipoteğin kaldırılması davasında, Aile Mahkemesi'nin görevli olup olmadığı ve kefalet ile ipotek işlemlerinin geçerliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin, eşlerden birinin diğerinin yazılı rızası olmadan akdedilmesi ve bu hususta yasal bir istisnanın da bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğu, ancak ipotek verilen taşınmazın aile konutu olmadığından eş rızası aranmayacağı, dolayısıyla ipoteğin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması yerinde görülerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı da onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kira sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibine kefiller tarafından yapılan itirazın iptali talebinin, kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarını taşıyıp taşımadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesinde öngörülen şekil şartlarına, özellikle kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve kefalet tarihinin kefil tarafından el yazısıyla belirtilmesi şartına uyulmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davalı kefillerin takip borcundan sorumlu olmadığı yönündeki direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, asıl borçlu şirketin kredi borcuna ilişkin kefalet sorumluluğunun kapsamı ve davacı bankanın icra takibinin kısmen iptali istemidir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının kefaletinin sadece 30.06.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunu kapsadığı, bu sözleşmedeki kefalet limitinin 1.000.000 TL olduğu ve davacının açıkça bu sözleşmeye dayandığı gözetilerek, davalının sorumluluğunun bu limitle sınırlı olduğuna ve fazlaya ilişkin takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kefilin, asıl borçlunun birden fazla kredi sözleşmesinden kaynaklanan borçlarından sorumlu tutulup tutulamayacağı ve mahkemece banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp yaptırılmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin türü, borçlunun kullandığı kredilerin hangi sözleşmeyle ilişkili olduğu ve kefilin sorumlu olduğu miktar gibi özel ve teknik bilgi gerektiren hususların tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasının zorunlu olduğu, bu nedenle de mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmadan verilen direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Bonoda aval veren eş için, Türk Borçlar Kanunu'nun kefalet sözleşmesinde eş rızası şartını düzenleyen hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı noktasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Avalin kambiyo senetlerine özgü bağımsız bir teminat türü olduğu, Türk Ticaret Kanunu'nda özel olarak düzenlendiği ve ticari hayatın hız ve güven gerekleri gözetilerek, kefalet sözleşmesinden farklı olarak avalde eş rızası aranmaması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kefalet sözleşmesinin iptali davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin göreve başlama tarihinden sonra verilen ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulması gerektiği gözetilerek, dosyanın görev yönünden bölge adliye mahkemesine gönderilmesi için ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefalet sözleşmesinde yer alan bazı kısımların kefillerin el ürünü olmadığının Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edilmesi nedeniyle, kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ve icra takibinin devamına ilişkin itirazın iptali talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesindeki imzaların sahteliğinin Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edilmesi ve kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartlarını taşımadığının anlaşılması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kira sözleşmesine kefil olan davalının, kefalet sözleşmesinde sorumlu olduğu azami miktar ve tarihi kendi el yazısıyla belirtmediği gerekçesiyle kefaletin geçerli olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinde sorumlu olunan azami miktar ve kefalet tarihinin kefil tarafından el yazısıyla belirtilmesinin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 583. maddesi gereğince emredici hüküm olması ve davalının tacir sıfatının bulunmaması gözetilerek, istinaf mahkemesinin davalının kefalet sorumluluğunu reddeden direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.