Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kefaletin İptali”
- Uyuşmazlık: Davacı eşin, aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine konulan ipoteklerin rızası olmadan tesis edildiği ve yine rızası olmadan eşinin kefil olduğu bir kredi sözleşmesinin iptali talepleri karşısında, ipoteğin kaldırılıp kaldırılmayacağı ve kefalet sözleşmesinin iptal edilip edilmeyeceği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Aile konutu niteliğindeki taşınmaz üzerine eşin rızası olmadan konulan ipoteklerin kaldırılmasına karar verilmesi doğru bulunurken, eşlerden birinin diğerinin rızası olmadan kefil olamayacağına ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 584. maddesi hükmü gözetilerek, kefalet sözleşmesinin iptali talebine ilişkin davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İhtiyati haciz aşamasında verilen icra kefaletinin geçerli olup olmadığı ve bu kefaletin iptal edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: İİK m. 38 uyarınca icra kefaletlerinin geçerliliği için asıl borçlu hakkında takibin kesinleşmesi şartı aranmadığı, kefaletin geçerli olduğu ancak asıl borçlu hakkında takip kesinleşmeden kefile icra emri çıkarılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Eşinin, davacı kadının rızası olmadan kendi adına kayıtlı taşınmazı kefalet olarak gösterip ipotek ettirmesinden dolayı, davacı tarafından ipoteğin kaldırılması, kefaletin iptali ve tapu iptal-tescil talebinde bulunulması üzerine, ipoteğin geçerliliği ve kefaletin varlığı konusundaki uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İpoteğin ayni bir teminat olması sebebiyle eş rızasına gerek olmadığı ve davalı eşin kredi sözleşmesinde kefaletinin bulunmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması ve Yargıtay tarafından da bu kararın onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Eşin, diğer eşin rızası olmadan kefil olması ve aile konutu olmayan taşınmaz üzerine ipotek vermesi nedeniyle açılan kefilliğin iptali ve ipoteğin kaldırılması davasında, Aile Mahkemesi'nin görevli olup olmadığı ve kefalet ile ipotek işlemlerinin geçerliliği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin, eşlerden birinin diğerinin yazılı rızası olmadan akdedilmesi ve bu hususta yasal bir istisnanın da bulunmaması nedeniyle geçersiz olduğu, ancak ipotek verilen taşınmazın aile konutu olmadığından eş rızası aranmayacağı, dolayısıyla ipoteğin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından onanması yerinde görülerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı da onanmıştır. - Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesince verilen ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine ilişkin ek kararın ve bu karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Dosya kapsamı, delil durumu, istinaf sebepleri ve Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde devam eden kefaletin iptali davası dikkate alınarak, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi'nin istinaf başvurusunun reddine dair kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin, borçlu şirketin ortağının kefil olduktan sonra yaptığı taşınmaz satışının İcra ve İflas Kanunu'nun 277. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin sorumluluğunun kefalet tarihiyle başladığı, asıl borçlunun borcunun doğum tarihine çekilemeyeceği ve kefaletten önceki tasarrufların kötüniyet iddiasıyla iptal edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin ret kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı şirket ortağının, şirket borcuna kefil olduktan sonra yaptığı taşınmaz satışının, İcra İflas Kanunu'nun 277. maddesi uyarınca iptal edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kefilin sorumluluğunun kefalet tarihiyle başladığı, asıl borçlunun borcunun başladığı tarihe çekilemeyeceği ve kefaletten önceki tasarrufların kötüniyet iddiasıyla iptal edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kefalet sözleşmesinin iptali davasında görevli mahkemenin hangisi olduğuna ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemeleri'nin göreve başlama tarihinden sonra verilen ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulması gerektiği gözetilerek, dosyanın görev yönünden bölge adliye mahkemesine gönderilmesi için ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, borçlu şirketin ... hesabının kat edilmesi nedeniyle başlatılan icra takibine yaptığı itirazın iptali istemine ilişkin yargılama.
Gerekçe ve Sonuç: Kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu, kefaletin davalının ileri sürdüğü gibi sona ermediği ve takip konusu borcun kefalet kapsamında kaldığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kefilin, asıl borçlu şirketin kredi borcuna ilişkin kefalet sorumluluğunun kapsamı ve davacı bankanın icra takibinin kısmen iptali istemidir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının kefaletinin sadece 30.06.2015 tarihli genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcunu kapsadığı, bu sözleşmedeki kefalet limitinin 1.000.000 TL olduğu ve davacının açıkça bu sözleşmeye dayandığı gözetilerek, davalının sorumluluğunun bu limitle sınırlı olduğuna ve fazlaya ilişkin takibin iptaline karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı tarafından, icra takibine konu fazla ödemenin, daha önce kesinleşmiş bir mahkeme kararıyla geçersiz sayılan bir kefalet sözleşmesine dayanması nedeniyle itirazın iptal edilip takibin devamına karar verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar ve maddi sebep aynı olan ilk davada, iki davanın da temelini oluşturan aynı hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığı yönündeki tespitin sonraki davada kesin delil oluşturması ve bu tespitin maddi olay bakımından kesinleşmiş olması ve aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı sebebe dayalı olarak açılan ve sonuçlanan kesin hüküm nedeniyle oluşan kesin delilin hakim ve tarafları bağlaması ve 160.000 YTL bedelli genel kredi sözleşmesinin geçersizliğine dair kesin hüküm bulunması gözetilerek mahkemenin direnme kararı onanmış, ancak işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.