Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kullanım ve Muhtesat Şerhi”
- Uyuşmazlık: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz üzerine kullanım ve muhtesat şerhi verilip verilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlar üzerine kullanım ve muhtesat şerhinin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4 maddesi gereğince yapılan kullanım kadastrosu veya güncelleme çalışmaları sonrasında verilebileceği gözetilerek, İlk Derece Mahkemesi kararını düzelten Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, kadastro tespitinde Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde 40 yıllık kullanım hakkı olduğunu iddia ederek, tespitin iptali ve kullanıcı/muhdesat sahibi olduğunun tespitini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastronun mülkiyeti belirlemeye yönelik olması, özel mülkiyete konu taşınmazlarda kullanım kadastrosu yapılmadığı sürece zilyetlik şerhi verilememesi ve davacının taşınmaz üzerindeki muhdesat iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosu sonucu Hazine adına tespit edilen taşınmaz üzerinde davacıların kullanım ve muhtesat hakkı iddiasının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda taşınmazın davacıların murisi tarafından davacıya bağışlandığı, ancak zilyetliğin murisin ölümüne kadar devredilmediği, dolayısıyla bağışın geçerli olmadığı ve taşınmaz üzerindeki zilyetliğin terekeye ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve kullanım şerhinin davacılar adına tespitine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosu sırasında Hazine adına tespit edilen taşınmazlar üzerinde davacının kullanım hakkı iddiasına dayalı tespit itiraz davasında, davacı lehine kullanım şerhi verilip verilmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bilirkişi raporu ve kroki incelendiğinde, uyuşmazlık konusu 161 ada 1 parselin tamamının tel örgü ile çevrili olduğu ve davacı tarafından kullanıldığı, bu hususun önceki temyiz incelemesinde gözden kaçırılarak maddi hataya dayalı bozma kararı verildiği anlaşıldığından, yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosu sonucu Hazine adına tespit edilen taşınmaza ilişkin kullanıcı şerhinin iptali ve taraflar adına kullanım tespiti talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Miras yoluyla intikal eden taşınmazın kullanımının, miras paylarına göre değil, tarafların fiili kullanımlarına göre belirlenmesi gerektiği ve mahkemece yapılan keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucu fiili kullanım alanlarının tespit edildiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 2/B alanında kalan imar parsellerinde kullanım kadastrosu yapılırken, geldi parselin tamamının 2/B alanında kalmaması durumunda, kullanım ve muhdesat tespitinin imar parseli üzerinden mi yoksa geldi parselin 2/B alanında kalan kısmı üzerinden oranlama yapılarak mı gerçekleştirileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu imar parsellerinin tamamının Hazine adına kayıtlı ve 2/B alanında kaldığı, 3402 sayılı Kanun'un Ek 4. maddesi kapsamında yapılan kadastro çalışmalarında taşınmazlar üzerinde fiili kullanımı bulunanlar ve muhdesatların tespit edilerek tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesi gerektiği, paydaşlık durumunun bulunmaması karşısında, dava konusu taşınmazlarda zeminde fiili kullanım alanları belirlenerek davacılar lehine kullanıcı şerhi verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosuna tabi olmayan bir taşınmazda kullanıcı olduklarını iddia eden davacıların, taşınmazın beyanlar hanesine kullanıcı olarak kaydedilmeleri talebiyle açtıkları davanın hukuki yararı bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek-4 maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosuna tabi tutulmayan taşınmazlarda zilyetlik ve muhtesat iddiasıyla dava açılamayacağı, bu nedenle davacıların açtıkları davanın hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının kaldırılıp davanın usulden reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu taşınmazlara konulan muhtesat ve kullanıcı şerhlerine itiraz edilip, davacı adına kullanıcı şerhi verilmesi ve muhdesat sahibi olduğunun tespiti talepli davada, mahkemenin davayı reddetmesi üzerine yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazlarda muhdesat bulunmadığı, kullanım kadastrosu yapılmadığından beyanlar hanesine kullanıcı şerhi verilemeyeceği ve davalı idareye yönelik davanın da husumet yönünden reddinin yerinde olduğu gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılıp çıkarılmadığı ve buna bağlı olarak tapu kaydına şerh verilip verilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bulunduğu bölgede yapılan orman kadastro çalışmaları ve Yargıtay içtihatları incelendiğinde, taşınmazın 2/B maddesi kapsamında orman sınırları dışına çıkarılmadığı ve 1942 yılında kesinleşen orman sınırları içerisinde kaldığı anlaşıldığından, 2/B şerhi verilmesi talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yerel mahkemece yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 1946 tarihli orman kadastrosu sınırları içinde kalan ve daha sonra Hazine adına orman rejimi dışına çıkarılan taşınmazın 2924 sayılı Yasa gereğince kullanım kadastrosunda beyanlar hanesine tasarruf edenin ismi yazılarak Hazine adına tescil edildikten sonra, taşınmaz zilyetliğini devralan kişinin, eski zilyedin beyanlar hanesindeki şerhinin iptalini ve kendi adına tescil isteyip isteyemeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: 2924 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazı fiilen kullanan kişinin beyanlar hanesine yazılması gerektiği, davacının ise zilyetliği kadastro çalışmaları sonrasında devraldığı, dolayısıyla beyanlar hanesindeki şerhin silinmesi talebinin reddine dair yerel mahkeme kararının Özel Daire bozma ilamına aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydındaki zilyetlik şerhinin, kadastro tespitinden sonra zilyetliği devralan davacı tarafından silinip silinemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: 2924 sayılı Yasanın 11. maddesi uyarınca, kadastro çalışmaları sırasında fiili kullanım durumuna göre tasarruf edenlerin isimlerinin tapunun beyanlar hanesinde gösterilmesi gerektiği, davacının ise zilyetliği kadastro tespitinden sonra devraldığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Orman kadastrosu sınırları içindeki bir taşınmazın mülkiyetinin Hazine'ye ait olduğu tapu kaydının iptali ve zilyetlik şerhinin silinmesi istemiyle açılan davanın reddine ilişkin direnme kararının hukuki olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların taşınmazı tasarruf edenlerden satın aldıkları, taşınmazın 1952 yılında makiye ayrıldığı ve 20 yıldan fazla süredir zilyetliği devam ettirdikleri iddialarına rağmen, 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkındırılmasının Desteklenmesi Hakkında Kanun'un 11. maddesi uyarınca beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhi hususunda araştırma yapılmadan hüküm kurulmasının eksik inceleme gerekçesiyle usule aykırı olduğu gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.