Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Müşterek Amaç”
- Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi mi yoksa sonuca katılmalı ödünç sözleşmesi mi olduğunun belirlenmesine ve buna bağlı alacak istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, taraflar arasındaki sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi değil, sonuca katılmalı ödünç sözleşmesi olduğuna ve uyuşmazlıkta ödünç sözleşmesine dair hükümlerin uygulanması gerektiğine kanaat getirerek, ilk derece mahkemesinin hukuki nitelendirmede yanılgıya düşmesi sebebiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan 11.06.1998 tarihli sözleşmenin hukuki niteliğinin ne olduğunun ve bu sözleşme kapsamında davacının davalıdan alacak isteminin olup olmadığının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin, tarafların iradeleri ve sözleşme hükümleri birlikte değerlendirildiğinde adi ortaklık sözleşmesi değil, sonuca katılmalı ödünç sözleşmesi olduğu, bu nedenle uyuşmazlıkta ödünç sözleşmesine dair hükümlerin uygulanması gerektiği ve davacının zamanaşımı süresi içinde dava açtığı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davalı arsa sahibinin temerrüdü nedeniyle davacı yüklenicinin gönderdiği ihtarname ile imalat bedelini talep etmesinin sözleşmenin feshi sayılıp sayılmayacağı ve buna bağlı olarak davacının kâr mahrumiyetini talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı yüklenicinin, davalı arsa sahibinin temerrüdü üzerine gönderdiği ihtarnamede imalat bedelini talep etmesinin, sözleşmenin geriye dönük olarak feshi anlamına geldiği ve bu durumda davacının yalnızca menfi zararını talep edebileceği, kâr mahrumiyeti gibi müspet zarar talebinde ise bulunamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesinde, yükleniciden konut satın alan davacının, konutun teslim edilmemesi sebebiyle sözleşmeden dönerek arsa sahiplerine karşı da bedel iadesi talep edip edemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Arsa sahipleri ile yüklenici firma arasında yapılan sözleşmenin hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesi niteliğinde olup adi ortaklık ilişkisi oluşturmadığı, dolayısıyla davacının yüklenici firma ile akdettiği sözleşmeye taraf olmayan arsa sahiplerine karşı bedel iadesi talebinde bulunamayacağı ve arsa sahipleri yönünden husumet bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının arsa sahipleri yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Harici satış sözleşmesi ile alınan ancak teslim edilmeyen konut sebebiyle, ödenen bedelin arsa sahiplerinden iadesi talebi üzerine arsa sahiplerine husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Arsa sahipleri ile yüklenici arasında yapılan satış vaadi ve hasılat paylaşımlı konut yapım sözleşmesinin, arsa sahiplerinin paylarının brüt satış bedeli üzerinden ödenmesi kararlaştırılması ve zarar sorumluluklarının bulunmaması, ayrıca sözleşmede ortak amaca erişmek için ortak çaba ve gayret göstereceklerine dair hüküm veya irade açıklaması olmadığından adi ortaklık değil, gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi niteliğinde olduğu ve bu sebeple sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince arsa sahiplerine husumet yöneltilemeyeceği değerlendirilerek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesi kapsamında yükleniciye ödenen konut bedelinin, yüklenicinin iflası üzerine arsa sahiplerinden de tahsil edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Arsa sahipleri ile yüklenici arasında yapılan sözleşmenin hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesi niteliğinde olduğu, adi ortaklık olmadığı ve davacının arsa sahipleri ile doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davalı arsa sahipleri yönünden kabul kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hasılat paylaşımlı konut yapım sözleşmesi kapsamında konut alıcısının, konutu teslim alamaması sebebiyle ödediği bedelin iadesi talebinde, arsa sahiplerinin de yüklenici ile birlikte müteselsilen sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Arsa sahipleri ile yüklenici arasında yapılan sözleşmenin adi ortaklık sözleşmesi değil hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesi olduğu, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince arsa sahipleri ile alıcı arasında doğrudan bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı ve alıcının ödemeyi doğrudan yükleniciye yaptığı gözetilerek, arsa sahiplerinin sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının arsa sahipleri yararına bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, davalı ile arasında imzalanan iş ortaklığı sözleşmesinin davalı tarafından haksız yere feshedildiğini iddia ederek, ortaklığın eski hale getirilmesini veya tasfiyesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Ortaklık sözleşmesinde öngörülen fesih şartlarının gerçekleştiği ve davalı tarafından ortaklığın haklı nedenle feshedildiği, ancak mahkemenin tasfiye hükümlerini uygulaması gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Arsa sahipleri ile yüklenici arasında yapılan hasılat paylaşımlı konut yapım sözleşmesinin adi ortaklık sözleşmesi niteliğinde olup olmadığı ve bu sözleşmeye dayanarak konut satın alan davacının, yüklenici ifa etmediği takdirde arsa sahiplerine karşı da dava açıp açamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı arsa sahipleri ile yüklenici arasında yapılan sözleşmenin, tarafların müşterek bir amaca yönelik emek ve mallarını birleştirmeleri, kar elde etmeyi amaçlamaları ve bu amaca ulaşmak için birlikte çaba göstermeleri nedeniyle adi ortaklık sözleşmesi niteliğinde olduğu ve adi ortaklıkta ortakların üçüncü kişilere karşı müteselsilen sorumlu oldukları gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin, davalı ile 3. kişiler arasında imzalanan adi ortaklık sözleşmesine dayanarak, davalıdan alacak talebinde bulunması üzerine, davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı şirketin ortaklarının, adi ortaklık sözleşmesini şahsi sıfatlarıyla imzalamış olmaları ve davacı şirketin sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin işin esasına girerek karar vermesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan ve bir otelin balo salonunun işletilmesine ilişkin sözleşmenin niteliğinin ne olduğu ve bu sözleşmeden kaynaklanan alacakların miktarının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Sözleşmenin taraflar arasında bir adi ortaklık ilişkisi tesis ettiği, her ne kadar bölge adliye mahkemesi sözleşmeyi ürün kirası sözleşmesi olarak değerlendirmişse de bu hususun sonucu etkilemediği gözetilerek, bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesi düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Belediyeye ait bir şirketin işlettiği ekmek fırını ve satış yerlerinin hangi işkoluna dahil olduğu konusunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketince yürütülen ekmek üretimi ve satışının, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 14. ve 15. maddeleri kapsamında belediye hizmeti olarak değerlendirilemeyeceği, herkes tarafından serbestçe yapılabilen bir ticari faaliyet olduğu ve İşkolları Yönetmeliği’nde gıda sanayi işkolunda belirtildiği gözetilerek, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararları bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.