Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Resen Yürütme”
- Uyuşmazlık: Davacı hakkında vesayet altına alınması için açılan davada yapılan işlemler nedeniyle devlete karşı açılan tazminat davasının reddi.
Gerekçe ve Sonuç: Cumhuriyet savcısının vesayet altına alınması talebini mahkemeye bildirmesinin yasal bir zorunluluk olması ve vesayet davalarının resen yürütülmesi, hakimin delil toplama yetkisinin olması ve davacının muayeneye gitmeyi reddetmesi üzerine zorla hastaneye sevkinin hukuka uygun olması gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hastanede vefat eden hastanın yakınlarından, hastaneye olan tedavi giderlerinin tahsili istemine ilişkin alacak davasında, mahkemenin faize faiz yürütmesi nedeniyle kararın düzeltilmesi gerekip gerekmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Türk Borçlar Kanunu'nun 121/3. maddesindeki faize faiz yürütme yasağı hükmü gözetilerek, mahkemenin ana para alacağına işlemiş faizi ekleyerek toplam alacak üzerinden faiz yürütme kararı hatalı bulunmuş ve karar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacı avukatın, davalı kurum vekilliğinden kaynaklanan akdi ve karşı yan vekalet ücreti ile bunlara ait faiz alacaklarının davalıdan tahsili.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının davalıyı dava tarihinden önce temerrüde düşürdüğünü ispatlayamaması ve faize faiz yürütme yasağı gözetilerek, yerel mahkemenin davacı lehine hükmettiği faiz alacağının reddine ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Zorunlu hizmet karşılığı yurt dışına eğitime gönderilen araştırma görevlisinden, eğitimini tamamlayamaması sebebiyle talep edilen alacağın miktarı ve kefillerin sorumluluğu ile ilgili uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5535 sayılı Kanun ve 6111 sayılı Kanun'un geçici maddeleri uyarınca, davalıdan döviz olarak yapılmış masraflar karşılığı imzalanan yüklenme senedi ve kefalet senedi hükümleri dikkate alınmaksızın, yurt içi maaşları ve cezai şartlar üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, ayrıca faize faiz yürütülemeyeceği gözetilerek mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Askerlikten ayrılma nedeniyle doğan eğitim ve öğretim giderlerine ilişkin alacak davasında, davalının mecburi hizmet süresinin ve faiz hesaplamasının doğru yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının mecburi hizmet süresinin hesabında, dava açılmadan önce yürürlükte olan ve davalı lehine olan kanun hükmünün uygulanması gerektiği ve temerrüt faizine ayrıca temerrüt faizi yürütülemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu tarihte 506 sayılı Kanun'un 62. maddesinde aranan "işten ayrılma" şartını sağlayıp sağlamadığı ve bu şartın Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin yargılamaya etkisi.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 506 sayılı Kanun'un 62. maddesindeki "çalıştığı işten ayrıldıktan sonra" ibaresini iptal etmesiyle oluşan yeni hukuki durumun değerlendirilmesi gerektiği ve derdest davalarda Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmasının zorunlu olduğu gözetilerek, direnme kararı uygun bulunmuş ancak dosya Özel Daireye gönderilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketlerin %5 Hazine teşvikinden yararlanması gerektiği iddiasıyla fazladan ödenen primlerin iadesi istemiyle açılan davada, 5510 sayılı Kanun’un Ek 17. maddesinin 4. fıkrasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesiyle oluşan yeni hukuki durumun, davaya konu uyuşmazlığa ilişkin yasal dayanaklar ve şartların varlığının incelenmesinde dikkate alınıp alınmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, bozma kararına uyduğunu belirterek direnme kararı vermiş gibi görünse de, Özel Daire bozma kararında istenen incelemeleri yaparak yeni bir hüküm kurduğu, bu nedenle de dosyanın direnme incelemesi için değil, yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için Özel Daireye gönderilmesi gerektiği gözetilerek, dosyanın Yargıtay 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine'nin açtığı tapu iptali ve tescil davasında, kadastro tespitine karşı açılan davalarda on yıllık hak düşürücü sürenin Hazine için de uygulanıp uygulanmayacağı ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının derdest davaya uygulanıp uygulanmayacağı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi’nin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesine eklenen ve Hazine aleyhine hak düşürücü süre öngören hükmün iptaline ilişkin kararının, kesin hüküm olmayan davalara da uygulanması gerektiği ve Yargıtay’ın bozma kararına uyulması ile oluşan usulü kazanılmış hakkın Anayasa Mahkemesi iptal kararları karşısında hukuken bir değer taşımayacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, 4447 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesi gereği faydalandığı prim teşvikinin iptali nedeniyle ödediği primlerin iadesi istemiyle açtığı davada, 5510 sayılı Kanun’un Ek 17. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı ve Özel Daire bozma ilamına karşı verilen kararın direnme kararı olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesinin, Özel Daire bozma kararına uyma adı altında, bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışıp 5510 sayılı Kanun’un Ek 17. maddesini değerlendirerek yeni bir hüküm kurması nedeniyle, verilen kararın direnme kararı olarak nitelendirilemeyeceği ve temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu yerine Özel Daire tarafından yapılması gerektiği gözetilerek dosyanın Yargıtay 10. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin 01.03.2011 tarihinden sonra da %5 Hazine teşvikinden yararlanıp yararlanamayacağı ve fazla ödendiği iddia edilen primlerin iadesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi, bozma kararına rağmen, 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin ilk üç fıkrası kapsamında gerekli irdelemeyi yapıp yeni bir karar vererek bozmaya eylemli olarak uyduğu, bu nedenle ortada HGK tarafından incelenmesi gereken bir direnme kararı değil, yeni bir hüküm bulunduğu gözetilerek dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin %5 Hazine teşvikinden yararlanamaması nedeniyle fazladan ödediğini iddia ettiği sigorta primlerinin iadesi talebiyle açtığı davada, 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi sonrası oluşan yeni hukuki durumun davanın sonucuna etkisi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Özel Daire'nin bozma kararına rağmen, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonrası oluşan yeni hukuki durumu ve 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesi ile getirilen teşvik düzenlemelerini dikkate almadan aynı gerekçelerle direnme kararı vermesi ve bu kararın yeni hüküm niteliğinde olması nedeniyle dosyanın Özel Daire'ye gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı şirketin %5 Hazine teşvikinden yararlanması gerektiği iddiasıyla açtığı prim iadesi davasında, 5510 sayılı Kanun'un Ek 17. maddesinin 4. fıkrasının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesinin dava üzerindeki etkisinin değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin Özel Daire bozma kararına karşı verilen direnme kararının niteliği.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, Özel Daire'nin bozma ilamında belirtilen hususları değerlendirerek yeni bir karar vermesi ve Anayasa Mahkemesi iptal kararının somut uyuşmazlığa etkisinin olmadığını belirtmesi nedeniyle direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olduğu gözetilerek dosyanın Özel Daireye gönderilmesine karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.