Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Tescil Süresi”
- Uyuşmazlık: Hazine adına açılan tapu iptali ve tescil davasında, davalıların zilyetliğine dayalı kazanma süresi ve koşullarının oluşup oluşmadığı ve vergi kaydının kapsamı dışında kalan kısmın Hazine'ye ait olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, önceki bozma kararlarına ve dosya kapsamına uygun olarak verdiği kararda hukuka aykırılık bulunmadığı ve Hazine’nin temyiz itirazlarının yerinde olmadığı değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro sırasında tespit dışı "yol" olarak bırakılan bir yerin tescili istemiyle açılan davada, kadastro tespitinden önceki zilyetlik süresinin kazanmayı sağlayan zilyetliğin şartlarını oluşturacak süreye dahil edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Kadastro sırasında tespit dışı "yol" olarak bırakılan yerin tescili için açılan davada, kadastro tespitinden önceki zilyetlik süresinin de kazanmayı sağlayan zilyetliğin hesaplanmasında gözetilmesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Tapusuz taşınmazın tescili davasında, yasal ilan süresi içerisinde itiraz olup olmadığı hususunun tespiti ve değerlendirilmesi noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin, TMK'nın 713. maddesi uyarınca öngörülen ilan süresi dolmadan karar vermesi ve Yargıtay'ın geri çevirme kararında belirttiği hususların yerine getirilmemesi nedeniyle, yasal ilan süresi içerisinde dava konusu taşınmaz için itirazın bulunup bulunmadığının tespiti için dosyanın yerel mahkemeye geri çevrilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından açılan tapu iptal ve tescil davasında, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davacı vekiline yaptığı tebligat üzerine davacı asilin yaptığı temyiz başvurusunun süresinde olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Tebligat Kanunu'nun 11. maddesi gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması ve HMK 366. maddesi uyarınca istinaf yoluna ilişkin hükümlerin temyiz yolunda da kıyasen uygulanacağı gözetilerek, davacı vekiline yapılan tebligatın davacı asil için de temyiz süresini başlattığı ve davacı asilin temyiz başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında tescil dışı bırakılan taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılıp kazanılmadığı ve davacı adına tescil edilip edilmeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın kadastro sırasında tescil dışı bırakıldığı, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin kazanmayı sağlayacak süreyi doldurmadığı ve imar planı kapsamında kaldığı gözetilerek, davacı lehine zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve taşınmazın Hazine adına tesciline dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacının işvereni tarafından Kuruma eksik bildirilen çalışma sürelerinin itibari hizmet süresi olarak değerlendirilerek sigortalılık süresine eklenmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi gözetilerek, usul ve yasaya uygun bulunan karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının tarım BAĞ-KUR sigortalısı sayıldığı sürelerin tespiti ve özellikle ürün bedelinden kesilen primin Kurum’a intikal etmemesinin sigortalılık tesciline etkisine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının tarım BAĞ-KUR sigortalısı sayıldığı tarih aralığının tespiti için Kurum’dan bilgi istenmesi, talep edilen dönemde ürün teslimi veya prim kesintisi olup olmadığının araştırılması ve ürün bedelinden kesilen primin Kurum’a intikal etmemesinin sigortalılık tesciline engel teşkil edeceği gözetilerek eksik incelemeyle verilen direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının 4956 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten önceki bağımsız çalışma süresinin tespiti talebinde, 1479 sayılı Kanun'un Geçici 18. maddesindeki borçlanma hakkını kullanıp kullanamayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 1479 sayılı Kanun'un Geçici 18. maddesinde belirtilen altı aylık süre içinde Kuruma yazılı başvuruda bulunup bulunmadığı veya prim ödeyerek borçlanma iradesini gösterip göstermediğinin tespit edilmesi gerektiği, aksi halde 04.10.2000 tarihi öncesi dönemin sigortalılık süresinden sayılamayacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davalı ticaret sicil müdürlüğünün, davacı şirketin olağanüstü genel kurul kararının tescil talebini reddetmesi üzerine açılan tescil talebinin reddine ilişkin işlemin iptali ve genel kurul kararının tescili davasında, belediye şirketini genel kurulda temsil edecek kişinin belediye meclisi kararıyla mı yoksa belediye başkanı tarafından mı belirlenmesi gerektiği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Belediye şirketini genel kurulda temsil edecek kişiyi belirleme yetkisinin, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 37. ve 38. maddeleri uyarınca belediye başkanına ait olduğu, belediye meclisinin bu konuda karar alma yetkisinin bulunmadığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı genelgesinin kanuni düzenlemenin yorumundan ibaret olduğu ve davalıyı işlem yapmaya zorlayan bir idari işlem niteliği taşımadığı, ayrıca tescil başvurusunun yasal süresi içerisinde yapıldığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin tescil talebinin reddine ilişkin işlemin iptali ve genel kurul kararının tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Belediyeye ait taşınmazların mülga Türkiye Elektrik Kurumu'na (TEK) kanunla devredildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, devir işlemlerinin yasal süresi içerisinde yapılmamasının tapu iptali ve tesciline engel olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazların TEK'e devrine ilişkin kanunlarda öngörülen sürelerin geçirilmiş olmasının, taşınmazlar üzerindeki fiili hakimiyeti ve kamu yararını da gözeterek devir işlemlerinin tamamlanması gerektiği ve zamanaşımının uygulanmasının mümkün olmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı vekilinin, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında verilen kararı, yasal temyiz süresi geçtikten sonra temyiz etmesi nedeniyle temyiz isteminin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 346/1. maddesi uyarınca, temyiz dilekçesinin kanuni süre geçtikten sonra verilmesi sebebiyle davalı vekilinin temyiz isteminin süreden reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalının, davacının tescilli markasıyla benzer bir ibareyi marka olarak tescil ettirme başvurusunda bulunması nedeniyle, davacının ticaret unvanı ve marka haklarına tecavüzün tespiti, haksız rekabetin önlenmesi ve unvanda ibare terkini talepli davasında, davalının marka tescil başvurusunun sonucunun beklenip beklenmeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı tarafından marka tescil başvurusunun dava tarihinden önce yapılmış olması ve 556 Sayılı KHK'nın 40. maddesi uyarınca marka tescil başvurusunun tescil ile sonuçlanması halinde koruma süresinin başvuru tarihinden itibaren başlayacak olması nedeniyle, davalının söz konusu kullanımının dava tarihi itibariyle tescilli marka hakkından doğan bir kullanım olacağı gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.