Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“İlk Haksız Hareket”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Sanıkların kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine karşı meşru savunma ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İlk haksız hareketin kimden kaynaklandığı hususunda kesin bir tespit yapılamaması ve bu şüphenin sanıklar lehine yorumlanmasıyla haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının yerinde olduğu, bu nedenle meşru savunma koşullarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın eyleminin meşru savunma veya meşru savunmada sınırın aşılması kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve beraatine karar verilip verilmeyeceği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İlk haksız hareketin kimden kaynaklandığı hususunda tarafsız tanık olmaması ve taraf anlatımlarındaki farklılıklar nedeniyle oluşan şüphenin sanık lehine yorumlanmasıyla haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesi, meşru savunma veya meşru savunmada sınır aşılması koşullarının oluşmadığının tespiti ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda oluşan vicdani kanı gözetilerek yerel mahkemenin mahkûmiyet hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kasten öldürmeye teşebbüs suçundan verilen hükümde haksız tahrik indiriminin miktarının doğru uygulanıp uygulanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında yaşanan karşılıklı kavgada ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının tespit edilemediği ve haksız tahrik indiriminin miktarının olaydaki tahrik eylemlerinin niteliği ve boyutu ile uyumlu olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanığın neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan mahkumiyetine ilişkin verilen hükmün temyiz edilmesi üzerine, meşru savunma ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ile haksız tahrik indiriminin oranının doğru belirlenip belirlenmediği noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: İlk haksız hareketin sanıktan kaynaklandığı hususundaki şüphenin sanık lehine yorumlanmasıyla sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasına karar verildiği, bu nedenle meşru savunma koşullarının oluşmadığı, haksız tahrik indiriminin ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun yerleşik içtihatları doğrultusunda asgari oranda uygulanmasının isabetli olduğu gözetilerek yerel mahkeme hükmü onanmıştır. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında yaşanan kavgada ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının tespit edilememesi nedeniyle sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: İlk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, bu durumun sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin asgari seviyede uygulanmasını gerektireceği gözetilerek, yerel mahkemenin bu hususu değerlendirmemesi nedeniyle bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan verilen hükme karşı yapılan istinaf başvurularının esastan reddine dair kararın temyizi üzerine, temel cezanın miktarı ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Temel cezanın sanığın eylemiyle orantılı olmaması ve katılanın olaylardaki ilk haksız hareketi gözetilerek haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kasten yaralama suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile verilen mahkûmiyet hükmünde haksız tahrik indiriminin uygulanıp uygulanmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların olaydaki ilk haksız hareketi kimin yaptığı hususunda çelişkili beyanlarda bulunmaları nedeniyle ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığının tereddütsüz olarak belirlenememesi ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 22.10.2002 tarihli ve 2002/4-238-367 sayılı kararının da gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle sanık hakkında haksız tahrik indirimi uygulanması gerektiği gözetilmediğinden, yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Sanığın mağdura yönelik eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturup oluşturmadığı ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin kasten öldürmeye teşebbüs suçunu oluşturduğu, ilk haksız hareketin sanık tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının yerinde olmadığı ve yerel mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, temyiz isteminin esastan reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında kasten öldürme ve kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından verilen hükümde haksız tahrik indirimi uygulanıp uygulanmayacağı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın olayda ilk haksız hareketi yapan taraf olduğu, maktul ve katılandan sanığa yönelik herhangi bir haksız söz veya davranışın bulunmadığı, olayların görgü tanığı olan maktulün kardeşlerinin beyanlarının birbiriyle uyumlu ve olay örgüsüne uygun olduğu gözetilerek, sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan verilen hükümde meşru savunma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı ve haksız tahrik indiriminin miktarına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: İlk haksız hareketin kimden kaynaklandığı hususunda şüphe bulunması ve taraf anlatımlarının farklı olması nedeniyle sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının isabetli olduğu, meşru savunma koşullarının oluşmadığı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun yerleşik içtihatları uyarınca asgari oranda (1/4) haksız tahrik indirimi yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın eyleminin kasten yaralama suçunu oluşturduğu, ilk haksız hareketin sanıktan kaynaklandığı ve sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararına konu mahkumiyet hükmü düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Sanığın alacak verecek meselesi nedeniyle mağduru tehdit etmesi ve boğazını sıkarak dışarı çıkarmaya çalışması ilk haksız hareketi oluşturduğundan, mağdurun kardeşi olan katılanın sanığın eline fırça sapıyla vurmasının etki-tepki dengesini bozacak nitelikte olmadığı gözetilerek, sanık hakkında haksız tahrik hükümlerinin uygulanamayacağına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.