Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Kullanım Şerhi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu tapuya tescil edilen taşınmazla ilgili beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin değiştirilmesi istemine ilişkin davanın görevli ve yetkili mahkemesinin hangisi olduğuna dair uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca kadastro mahkemesinin görevinin taşınmazla ilgili tutanağın tanzimi ile başladığı ve askı ilan süresinden sonra açılan davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği gözetilerek Bilecik 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli mahkeme olarak belirlenmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacının zilyetlik iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunması üzerine, davacının zilyetliğinin niteliği ve kapsamı uyuşmazlık konusu olmuştur.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazlar üzerindeki zilyetliğinin tapu iptali ve tesciline imkan verecek nitelikte olmadığı ancak 1782 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ağaçların davacı tarafından dikildiğinin tespit edilmesi karşısında davacı lehine kullanım şerhi verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının davacı lehine kısmi onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8. maddesi uyarınca Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın nizalı bölümünün kendi kullanımında olduğunu iddia ederek, tapu kaydının beyanlar hanesine kullanım şerhi verilmesini veya edinme sebebinin düzeltilmesini talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun geçici 8. maddesi uyarınca yapılan kadastro çalışmalarında, edinme sebebi sütunundaki bilgiler açıklama niteliğinde olup, taşınmaz üzerindeki muhdesat dışında kullanıma ilişkin şerh verilemeyeceği ve davacı tarafından da muhdesat şerhi talep edilmediği gözetilerek, istinaf mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: 2/B uygulaması nedeniyle Hazine adına kayıtlı parselin ifrazı sonucu yol olarak ayrılan kısmının, davacı lehine kullanım şerhi bulunan başka bir parsele ilave edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Hazineye ait taşınmazlarda mülkiyet değişikliği doğuracak dava açma yetkisinin ayni hak sahibi olmayan davacıya ait olmadığı, çekişmeli yerin tespit tarihinde yol olarak kullanıldığı ve davacının kullanımının bulunmadığı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları dışında kalan orman arazisi üzerinde davacının kullanım şerhi talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın 2/B niteliğinde olmadığı ve orman sınırları içerisinde kaldığı, orman üzerindeki zilyetliğin hukuken korunamayacağı gerekçesiyle davacının kullanım şerhi talebinin reddine dair yerel mahkeme kararları, usul ve yasaya uygun bulunarak onanmıştır. - Uyuşmazlık: Davacının, kadastro tespitinde davalı murisinin kullanımında görünen taşınmazın bir kısmının kendi kullanımında olduğunu iddia ederek açtığı kadastrosuna itiraz davasının hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: 1996 yılında kesinleşen kadastro tespitine karşı açılması gereken davanın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, 2010 yılındaki güncelleme çalışmasının ise sadece şerh sahibi lehine hak doğurabileceği ve davacının şerh sahibi olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmazın kadastro tutanağındaki kullanıcı şerhinin kaldırılması talebiyle açılan davanın, 2/B alanlarına ilişkin davaların durdurulmasını öngören 6292 sayılı Kanun'un 9/2. maddesi kapsamında değerlendirilmesi.
Gerekçe ve Sonuç: 6292 sayılı Kanun'un 9/2. maddesi uyarınca, bu Kanun'a göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davaların açılamayacağı ve açılmış davaların durdurulacağı gözetilerek, Hazine'nin şerh kaldırma talebiyle açtığı davanın usulden reddine dair yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kullanım kadastrosu ile oluşan tapu kaydının beyanlar hanesindeki kullanım şerhinin düzeltilmesi talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın karar tarihinden sonra mülkiyetinin Hazine'den Beykoz Belediyesine geçmesi ve husumetin tam olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu Hazine adına tescil edilen ve sonradan 3. kişiye satılan taşınmazın bir bölümünün davacı tarafından kullanıldığı iddiasıyla açılan kadastro tespitine itiraz davasında, davacının kullanımının tapu kaydına şerh edilmesi talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmazın bir bölümünü kullandığının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi ve Hazine adına tescilli taşınmazın bir kısmının davacı tarafından kullanılmasının tapu kaydına şerh yoluyla belirtilmesinin mümkün olması gözetilerek, mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacının kullanım şerhi talebinin kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki kullanımının bilirkişi raporları ve beyanlarla sabit olması, başka bir zilyetlik iddiasının da bulunmaması gözetilerek, davacının kullanım şerhi talebinin kabulüne ve yerel mahkeme kararlarının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmaz üzerindeki kullanım şerhinin güncellenmesi talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması ve kullanım şerhinin güncellenmesi için gerekli akdi veya irsi halefiyet delillerinin sunulmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakanın terekesindeki taşınmazların kullanımının tespiti ve tapu kayıtlarının düzeltilmesi davasında, tereke temsilcisi atandıktan sonra mirasçıların dava ehliyetinin olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tereke temsilcisi atandıktan sonra mirasçıların dava ehliyetlerinin düşeceği ve davayı takip yetkilerinin ortadan kalkacağı gözetilerek, davalı ... hakkında açılan davanın açılmamış sayılmasına, davalılar ..., ... ve Hazine vekilinin istinaf başvurularının ise esastan reddine karar verilmiş, ancak davalı ... kendisini vekille temsil ettirmediği halde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru bulunmayarak karar bu hususta düzeltilerek onanmıştır.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.