Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“ÜFE”
- Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarına uygulanacak yıllık artış oranının ne olacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının dava dilekçesinde talep ettiği nafakalara her yıl TEFE/TÜFE ortalamasına göre artış uygulanması talebi karşısında mahkemenin ÜFE oranında artışa hükmetmesi usul hukukuna aykırı olmakla birlikte, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk nafakasına uygulanacak artış oranının davacı kadının talebi olan TÜFE mi yoksa mahkemenin takdir ettiği ÜFE mi olacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimlerin tarafların talepleriyle bağlı olması ve talepten fazlasına hükmedemeyeceği ilkesi gözetilerek, davacı kadının TÜFE oranında artış talebi varken mahkemenin ÜFE oranında artışa hükmetmesinin hatalı olduğu, bu hususun yeniden yargılama gerektirmediği ve hükmün bu yönden düzeltilerek onanması gerektiği değerlendirilerek, yerel mahkeme kararındaki ÜFE ibaresi TÜFE olarak düzeltilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında iştirak nafakasına uygulanacak artış oranının TÜFE mi yoksa ÜFE mi olması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi’nin iştirak nafakasına TÜFE oranında artış uygulaması hatalı bulunarak, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesi gereğince hakimin takdir yetkisi ve nafaka yükümlüsünün memur olması nedeniyle gelirinde TÜFE oranlarının esas alınması gözetilerek ÜFE oranında artış uygulanması gerektiği belirtilerek karar düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat miktarları ile çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasına ÜFE oranında artırım uygulanıp uygulanmayacağı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi-manevi tazminat miktarlarının Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun 50. ve 51. maddeleri gözetildiğinde az olduğu, çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasına ise davacı vekilinin sözlü ıslah yoluyla ÜFE oranında artırım talep etmiş olması ve ıslahın karşı tarafın kabulüne bağlı olmaması gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları ve nafaka artırımı yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranları, velayet, nafaka miktarları ve yıllık artış oranlarının belirlenmesi.
Gerekçe ve Sonuç: Yüksek Mahkeme, nafaka artış oranına ilişkin talebin ÜFE üzerinden hesaplanması gerektiği yönündeki yerleşik içtihatları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının TÜFE yerine ÜFE oranı uygulanacak şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında hükmedilen yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddine ilişkin direnme kararının hukuka uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanmalarına ilişkin kesinleşmiş hükümde yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş olmasına rağmen, mahkemece dava tarihindeki şartlar ve nafakanın takdir edildiği tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre dikkate alınarak ÜFE oranında artırım yapılmadan karar verilmesi doğru görülmediğinden direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk nafakası talebinin reddine ve nafakalara ÜFE oranında artırım uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı-davalı kadının, baroya kayıtlı avukat olması ve adına kayıtlı aktif ve pasif taşınmazlar bulunması nedeniyle boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği ve nafakalara ÜFE oranında artırım uygulanmamasının davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf konusu yapılmadığı halde Bölge Adliye Mahkemesince bu yönde hüküm kurulmasının 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesine aykırı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ve nafakalara uygulanan artış hükmü yönünden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının başlangıç tarihi ve ÜFE artış oranının uygulanma tarihi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yoksulluk ve iştirak nafakalarının, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren ödenebilir hale geldiği ve ÜFE artış oranının da kesinleşme tarihinden itibaren uygulanacağı gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında kadına hükmedilen yoksulluk nafakasının yıllık artış oranının TÜFE mi yoksa ÜFE mi olacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taleple bağlılık ilkesi gereği, kadının karşı dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının yıllık TÜFE oranında artırılmasını talep etmiş olması ve mahkemenin bu talebi aşarak ÜFE oranında artışa karar vermesinin doğru olmaması gözetilerek, yerel mahkemenin nafakaya yıllık TÜFE oranında artış uygulanması yönündeki kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında yoksulluk ve iştirak nafakasına uygulanacak artış oranının TÜFE mi yoksa ÜFE mi olması gerektiği noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde nafakalara TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artış uygulanması gerektiği, ancak mahkemece TÜFE oranında artış hükmü kurulmasının hatalı olduğu gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi uyarınca düzeltme yoluyla onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen nafaka miktarına yıllık olarak uygulanacak artış oranının TÜFE mi yoksa ÜFE mi olacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hakimlerin tarafların talepleriyle bağlı olduğu ve talepten fazlasına hükmedemeyeceği ilkesi gözetilerek, davalı kadının TÜFE oranında artış talebi varken mahkemenin ÜFE oranında artışa hükmetmesinin doğru olmadığı, ancak bu hususun yeniden yargılama gerektirmediği değerlendirilerek, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın bedelinin tespitinde hangi tarihteki Yİ-ÜFE'nin esas alınacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 7201 sayılı Kanun'un ek 3. maddesindeki "dava tarihi itibarıyla" ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş olmasına rağmen, iptal kararlarının geriye yürümeyeceği ve davanın açıldığı tarihte bu hükmün yürürlükte olduğu gözetilerek, taşınmazın değerinin dava tarihi itibarıyla belirlenecek Yİ-ÜFE ile güncellenmesi gerektiği gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.