Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“5510 Sayılı Kanun (Geçici 1. Madde”
- Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin iş akdinin feshi nedeniyle açtığı alacak davasında, net ücretin brüt ücrete çevrilmesi sırasında yapılacak kesintilerin neler olduğu ve buna bağlı olarak alacakların hesabı.
Gerekçe ve Sonuç: Yurt dışında, sosyal güvenlik sözleşmesi olmayan bir ülkede çalışan işçinin net ücretinin brüt ücrete çevrilmesi işleminde, 5510 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendi gereğince yalnızca %5 genel sağlık sigortası primi eklenmesi gerektiği, mahkemece yurt içinde çalışan işçiler gibi %14 SGK primi ve %1 işsizlik primi eklenerek hesaplama yapılmasının hatalı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yaşlılık aylığı bağlanan kişilerin, yaşlılık aylığı almakta iken 4046 sayılı Kanun’un 21. maddesine göre iş kaybı tazminatından yararlanmaya devam edip edemeyecekleri.
Gerekçe ve Sonuç: İş kaybı tazminatının amacının işsizliğin yani gelir kaybının telafisi olduğu, yaşlılık aylığı bağlanmasıyla bu amacın ortadan kalktığı, 4447 sayılı Kanun'un 52. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı alanların işsizlik ödeneğinin kesileceği ve iş kaybı tazminatı başvurusunun işsizlik ödeneği başvurusu yerine geçtiği gözetilerek, yaşlılık aylığı almaya başlayanların iş kaybı tazminatının kesilmesi gerektiği sonucuna varılarak ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: 4046 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre iş kaybı tazminatından yararlanan kişilerin, yaşlılık aylığı almaya başladıktan sonra iş kaybı tazminatına hak kazanıp kazanamayacakları.
Gerekçe ve Sonuç: 4046 sayılı Kanun'un 21. maddesinin amacının işsizliğin ve gelir kaybının telafisi olduğu, iş kaybı tazminatının işsizlik sigortası niteliği taşıdığı, yaşlılık aylığı alanların fiilen işsizlik halinin ortadan kalktığı ve 4447 sayılı Kanun'un 52. maddesi gereğince yaşlılık aylığı alanların işsizlik ödeneğinin kesilmesi gerektiği, iş kaybı tazminatı başvurusunun işsizlik ödeneği başvurusu yerine de geçtiği gözetilerek, yaşlılık aylığı bağlanmaya başlandığı tarihten itibaren iş kaybı tazminatının kesilmesi gerektiği yönündeki ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesinin görüşü benimsenerek uyuşmazlık giderilmiştir. - Uyuşmazlık: Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yaşlılık aylığı bağlanan kişilerin, yaşlılık aylığı almakta iken 4046 sayılı Kanun’un 21 inci maddesine göre iş kaybı tazminatından yararlanmaya devam edip edemeyecekleri.
Gerekçe ve Sonuç: 4046 sayılı Kanun'un 21. maddesindeki iş kaybı tazminatının amacının işsizlik nedeniyle oluşan gelir kaybını gidermek olduğu, yaşlılık aylığı almaya başlayan kişilerin ise gelir kaybı yaşamayacağı, iş kaybı tazminatı ile işsizlik ödeneği başvurusunun aynı mahiyette olduğu ve yaşlılık aylığı alanların işsizlik ödeneğinden de yararlanamayacağı gözetilerek, yaşlılık aylığı bağlananların iş kaybı tazminatından yararlanamayacağına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurt dışında çalışan bir işçinin iş sözleşmesinin feshi nedeniyle açtığı alacak davasında, işçinin brüt ücretinin nasıl hesaplanması gerektiği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yurt dışında çalışan işçinin sigortalılık durumunun (isteğe bağlı sigortalılık veya topluluk sigortasından yararlanıp yararlanmadığı) ve 5510 sayılı Kanun'un 5. maddesinin (g) bendi gereğince brüt ücret hesabında yalnızca %5 genel sağlık sigortası primi eklenip eklenmeyeceğinin belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yurt içinde çalışan işçiler gibi brüt ücret hesaplaması yapılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Özelleştirme nedeniyle iş akdi feshedilen ve yaşlılık aylığı bağlanan davacının, 4046 sayılı Kanun'un 21. maddesi uyarınca ... kaybı tazminatına hak kazanıp kazanmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 4046 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 5. fıkrasının birinci cümlesini iptal etmesine rağmen, yaşlılık aylığı alanların gelir kaybının ortadan kalktığı ve ... kaybı tazminatının amacının gelir kaybını gidermek olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Özelleştirme sonrası işsiz kalan ve yaşlılık aylığı bağlanan davacının, 4046 sayılı Kanun'un 21. maddesi uyarınca ... kaybı tazminatına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 4046 sayılı Kanun'un 21. maddesinin 5. fıkrasının birinci cümlesini iptal etmesine rağmen, yaşlılık aylığı bağlanmasının gelir kaybını telafi edici nitelikte olması ve ... kaybı tazminatının amacının da gelir kaybını gidermek olması gözetilerek, davacının ... kaybı tazminatına hak kazanamadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı ev tipi sosyal hizmet birimlerinde bakıcı anne olarak çalışanların 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında olup olmadığı ve iş güvencesi hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu'nun 16. maddesinin son fıkrası uyarınca ev tipi sosyal hizmet birimlerinin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 4. maddesindeki istisnalar kapsamında olduğu ve bu birimlerde çalışanlar hakkında İş Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı gözetilerek, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin, bakıcı annenin iş güvencesi hükümlerinden yararlanamayacağına dair kararı doğrultusunda uyuşmazlık giderilmiştir. - Uyuşmazlık: Yasal düzenleme gereği davadan feragat edilmesi halinde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 7429 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 90. madde gereğince davacı, davasından feragat etmek zorunda kaldığından, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının vekalet ücreti takdirine ilişkin kısmı düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Kanun'a eklenen geçici 90. madde uyarınca davadan feragat edilmesi halinde vekalet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Dava açıldıktan sonra yapılan yasal düzenleme gereğince davadan feragat edilmesi nedeniyle davacının vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek, davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yasal düzenleme gereği davadan feragat edilmesi halinde davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 7429 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun'a eklenen geçici 90. madde gereğince davacı vekilinin davadan feragat etmesi üzerine, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının vekalet ücreti hükmünün kaldırılması suretiyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: 5510 sayılı Yasanın 41. maddesine göre doğum borçlanması yapılabilmesi için doğumdan önce sigortalı olunması şartının aranıp aranmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: 5510 sayılı Kanun'un 41/1-a maddesindeki doğum borçlanması hakkının, 4/1-a kapsamındaki sigortalı kadınlara tanınmış olması ve borçlanılacak sürenin doğum tarihinden sonraki iki yıllık süreyle sınırlandırılması gözetilerek, bu haktan yararlanabilmek için doğumdan önce sigortalı olunması gerektiği sonucuna varılarak, direnme kararı bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.