Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“6831 Sayılı Kanun'un 2/B Maddesi”
- Uyuşmazlık: Tapu kaydının iptali nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davada, davacı tarafından dava konusu alacağın devredilmesinin davanın reddini gerektirip gerektirmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu kaydının orman vasfıyla Hazine adına tescil edilmesinden sonra açılan tazminat davasındaki alacağı devralan kişinin, tapu kaydındaki şerhten haberdar olması nedeniyle iyi niyetli ve dürüst davranmadığının kabulü, 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi uyarınca tazminat isteme hakkının bulunmadığı ve tapudaki kayıtlarla dava konusu zarar arasında illiyet bağının bulunmadığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu kaydının mahkeme kararıyla iptali nedeniyle oluşan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca tazmini veya kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat isteminin reddine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesine dayalı tazminat talebinin zamanaşımına uğraması ve kamulaştırmasız el koyma tazminatı için de davacılarda mülkiyet hakkının bulunmaması, ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12. maddesi uyarınca dava açma süresinin geçmesi gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşen orman kadastrosu nedeniyle tapuya orman şerhi konulan taşınmaz sebebiyle davacıların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminat talep etmeleri.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın orman kadastrosu nedeniyle tapuya orman şerhi konulmasıyla davacıların mülkiyet hakkının kısıtlanması sebebiyle 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi gereğince tazminat hakkı doğduğu ve arsa niteliğindeki taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşen orman tahdit sınırı içerisinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın kesinleşen orman tahdit sınırı içinde kalması nedeniyle davacıların mülkiyet hakkının kısıtlanması sebebiyle 4721 sayılı Kanun'un 1007. maddesi gereğince tazminat hakkı doğduğu ve taşınmazın gerçek bedelinin net gelir metoduna göre hesaplanarak Hazine'den tahsiline karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın arazi vasfında olduğu ve gelir metodu ile değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada zamanaşımı def’inin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Mülkiyet kaybının kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık hak düşürücü süre ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 4721 sayılı Kanun’un 1007. maddesi ile düzenlenen tazminat davası açma imkanını sağlayan karar tarihinden sonraki makul sürenin de geçmiş olması gözetilerek, Hazine yönünden davanın reddine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ve Hazine adına tescili istemine ilişkin davada, 6292 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B ve 7. maddeleri gereğince davanın durdurulup durdurulamayacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi kapsamında olduğu ve 6292 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle kişiler adına kayıtlı taşınmazlar hakkında açılan davalardan vazgeçilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin Hazinenin davadan vazgeçmiş sayılmasına ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazineye ait taşınmazın belediye tarafından davacıya satılması ve sonrasında hazine tarafından açılan dava ile tapu kaydının iptal edilmesi nedeniyle davacının uğradığı zarardan hazinenin de sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin Türk Medeni Kanunu m. 1007 gereğince kusursuz sorumlu olduğu, davalı hazinenin 6831 sayılı Kanun'un 2/B maddesi gereğince yapması gereken tashih ve tescil işlemlerini yerine getirmeyerek ve sonrasında belediyenin yolsuz tescil ve satışına sessiz kalarak davacının zararına sebep olan kusurlu davranışlarından sorumlu olduğu gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil davasında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı M. Çırak'ın dava tarihi itibariyle taşınmazla ilgisi kalmadığından davalı taraf sıfatının bulunmaması ve Anayasa Mahkemesi'nin 3402 sayılı Kanun'un 12/3. maddesindeki hak düşürücü süreye ilişkin hükmünü iptal etmesi ile 6292 sayılı Kanun'un 2/B davalarının durdurulmasına ilişkin hükmü gözetilerek, direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan ve daha sonra Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın yolsuz tapu kaydının iptali davasında 10 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanıp uygulanmayacağı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Anayasa Mahkemesi'nin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye ilişkin değişikliği içeren 5841 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerini iptal etmesi ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'un yürürlüğe girmesiyle oluşan yeni hukuki durumun değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı Orman İdaresi'nin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu işlemine itirazının yanında mülkiyet iddiasında da bulunup bulunmadığı ve buna göre Kadastro Mahkemesi'nin görevli olup olmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Dava dilekçesinin içeriğinden davacının isteminin yalnızca kadastro tespitine itiraz mı yoksa mülkiyet iddiasını da kapsayıp kapsamadığı açıkça anlaşılamadığından, davacının isteminin belirlenmesi ve buna göre; a) yalnızca kadastro tespitine itiraz olması halinde 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygunluk incelemesi yapılması, b) yalnızca mülkiyet iddiası olması halinde görevsizlik kararı verilmesi, c) her iki istemin birlikte olması halinde ise hem itiraz yönünden inceleme yapılıp hem de mülkiyet iddiası yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Genel arazi kadastrosundan sonra yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulamasının ikinci kadastro niteliğinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesinin ikinci kadastro yasağını arazi kadastrosu için öngördüğü, orman kadastrosunun ise 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre farklı bir yöntemle yapıldığı, 3402 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten sonraki uygulamalarda "dolu pafta" sistemiyle orman alanlarının arazi kadastrosu kapsamında belirlendiği gözetilerek, somut olayda 766 sayılı Tapulama Kanunu'na göre yapılan genel arazi kadastrosundan sonra 6831 sayılı Orman Kanunu'na göre yapılan orman kadastrosunun ikinci kadastro sayılamayacağına ve direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.