Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Fon Kaynaklı Alacaklar”
- Uyuşmazlık: Vekalet sözleşmesinden kaynaklanan kanuni vekalet ücreti alacağının tahsili davasında, sözleşmedeki tahsil şartının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki avukatlık sözleşmesinde kanuni vekalet ücretinin ödenebilmesi için tahsil şartının öngörüldüğü, ancak dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre alacakların aciz vesikasına bağlandığı ve herhangi bir tahsilat yapılmadığı anlaşıldığından, sözleşmedeki tahsil şartı gerçekleşmediği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Ödenmeyen kredi borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususu.
Gerekçe ve Sonuç: Alacağın, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında fon alacağı niteliğinde olmadığı ve bu nedenle 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi olmayıp, 10 yıllık zamanaşımı süresiyle zamanaşımına uğradığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın kefilden tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali isteminin, zamanaşımı nedeniyle reddine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın alacağının, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu kapsamında 20 yıllık zamanaşımına tabi "fon alacağı" niteliğinde olmadığı, bu nedenle 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve kefilin durumunun ağırlaştırılamayacağı gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasında, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve davalının borcu ikrar edip etmediği hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Davalının imzaladığı protokolün borç ikrarı niteliğinde olup olmadığının ve bu ikrarın zamanaşımından feragat anlamına gelip gelmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle protokolün imzalandığı tarihte alacağın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacılar aleyhine, davalı tarafça fon alacağı olduğu iddiasıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun kapsamında başlatılan takip nedeniyle gönderilen ödeme emrinden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun davalı vekiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği ve savunma hakkının kısıtlandığı gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve yararlanma koşulları varsa, sözleşmeden kaynaklanan alacaklarından asıl işverenin sorumlu olup olmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin kapsamında çalıştığı hizmet alım sözleşmesinin personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığı ve 4734 sayılı Kanun'un 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği yapılıp yapılmadığının tespiti, toplu iş sözleşmesi sürecinde kamu işveren sendikasının yetkilendirilip yetkilendirilmediğinin belirlenmesi ve bu hususlar doğrultusunda alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarından davalı asıl işverenin sorumlu olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden, bu hususlar gözetilmeden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından, asıl işveren olan davalı kamu iktisadi teşebbüsünün sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin kapsamında çalıştığı hizmet alım sözleşmesinin personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığının ve 4734 sayılı Kanun'un 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği yapılıp yapılmadığının tespiti yapılmadan, toplu iş sözleşmesi sürecinde kamu işveren sendikasının yetkilendirilmediği hususu da dikkate alınmadan, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarından davalı asıl işverenin sorumlu olup olmadığı hususunda karar verilmesinin hatalı olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından asıl işverenin sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının kapsamında çalıştığı hizmet alım sözleşmesinin, 4734 sayılı Kanun'un 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı olup olmadığının ve toplu iş sözleşmesi sürecinde kamu işveren sendikasının yetkilendirilip yetkilendirilmediğinin tespit edilerek, sonucuna göre davalı asıl işverenin alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarından sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerektiği gözetilerek, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve yararlanma hakkı varsa, sözleşmeden doğan alacaklarından asıl işverenin sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin kapsamında çalıştığı hizmet alım sözleşmesinin personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığı ve 4734 sayılı Kanun'un 62. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendi gereği yapılıp yapılmadığının tespiti, toplu iş sözleşmesi sürecinde kamu işveren sendikasının yetkilendirilip yetkilendirilmediğinin belirlenmesi ve bu hususlar sonucunda alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarından davalı TPAO'nun sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarından asıl işverenin sorumlu olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin kapsamında çalıştığı hizmet alım sözleşmesinin personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığı ve 4734 sayılı Kanun'un 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği yapılıp yapılmadığının tespiti, sonucuna göre ve toplu iş sözleşmesi sürecinde kamu işveren sendikasının yetkilendirilmediğinin de dikkate alınarak alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarından davalı TPAO'nun sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi hatalı bulunarak, mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacının, çalıştığı alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanıp yararlanamayacağı ve asıl işverenin, alt işverenin toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden sorumlu olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı işçinin kapsamında çalıştığı hizmet alım sözleşmesinin, 4734 sayılı Kanun'un 62. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında personel çalıştırılmasına dayalı olup olmadığının tespiti ve sonucuna göre, kamu işveren sendikasının yetkilendirilmediği de dikkate alınarak, alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden kaynaklı işçilik alacaklarından asıl işverenin sorumlu olup olmadığının belirlenmesi gerektiği gözetilerek mahkeme kararları bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların temliki nedeniyle davacının aktif dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı ve zamanaşımı ile alacağın miktarına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, kredi alacaklarının bir kısmının TMSF'ye temlik edilmesi nedeniyle yalnızca teminat mektubu komisyonlarından kaynaklı alacaklar için aktif dava ehliyetine sahip olduğu, zamanaşımının dolmadığı ve alacak miktarının hesaplanırken temerrüt faizi ve BSMV'nin de dikkate alınması gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin kısmi kabul kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.