Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Mera Sınırı”
- Uyuşmazlık: Hazine'nin, orman kadastrosu sonucu orman sınırı içine alınan ve mera parseliyle çakışan kısmın tapu kaydının iptali ve mera vasfıyla Hazine adına tescili istemine ilişkin davada, yerel mahkemenin mükerrer kadastro gerekçesiyle Hazine lehine verdiği kararın davalı idare tarafından temyiz edilmesi üzerine uyuşmazlık çıkmıştır.
Gerekçe ve Sonuç: 6831 sayılı Orman Kanunu uyarınca yapılan orman kadastrosunun arazi kadastrosundan sonra yapılması nedeniyle mükerrer kadastro olarak nitelendirilemeyeceği, yerel mahkemenin mükerrer kayıt olup olmadığını tespit için gerekli araştırmayı yapmadığı, keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırmadığı, taşınmazın vasfını belirlemediği ve taleple bağlılık ilkesine aykırı davrandığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine'nin, kadastro çalışmaları sonucu özel mülkiyete tescil edilen taşınmazın mera vasfında olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ve kamu orta malı olarak tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın eğimli olması, üzerinde mera bitkilerinin bulunması, sınırında mera parsellerinin yer alması, 1984 yılından kadastro tespit tarihine kadar tarımsal faaliyette bulunulmaması ve doğal hayata terk edilmiş olması, üç sınırının mera parselleri ile çevrili olması ve yapay/doğal sınır bulunmaması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. ve 17. maddeleri uyarınca zilyetlikle kazanılamayacağı ve davalılar yararına kazanma koşullarının oluşmadığı gözetilerek yerel mahkemenin ret kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sırasında mera olarak tespit edilen taşınmazın mülkiyeti iddiasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetliğine dayanarak taşınmazı iktisap edip edemediği.
Gerekçe ve Sonuç: Davaya konu taşınmazın kadastro çalışmalarıyla mera vasfıyla tespit edildiği, davacıya ait parselin sınırının mera olarak belirlendiği, meraların özel mülkiyete konu olamayacağı ve zilyetlikle iktisap edilemeyeceği gözetilerek yerel mahkemenin kabul kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Belediye sınırları içerisinde yer alan meraya tecavüz suçundan açılan kamu davasına Maliye Hazinesi'nin katılma ve hükmü temyiz etme hakkı bulunup bulunmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Meraların mülkiyeti Devlet'te (Hazine) olup, belediyelerin ise meralar üzerinde sınırlı kullanma hakkı bulunduğu, meraya tecavüz halinde Hazine'nin de suçtan zarar gören konumunda olduğu ve bu nedenle 5841 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrasında dahi meraya tecavüz suçundan açılan davaya katılma ve hükmü temyiz etme hakkına sahip olduğu gözetilerek Özel Daire kararının kaldırılmasına ve dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 8. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu mera olarak kaydedilen taşınmazın bir bölümü için tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine, davacının zilyetlikle kazanma iddiasının dayanakları ve meranın sınırlarının tespiti uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacının zilyetlikle kazanma iddiasını incelerken, taşınmazın mera niteliğinde olup olmadığı, zilyetliğin süresi ve meranın sınırlarındaki olası değişiklikler hususunda yeterli araştırma ve inceleme yapmadığı, hava fotoğrafları gibi önemli delilleri değerlendirmediği ve bilimsel verilere dayanmayan bilirkişi raporuna itibar ettiği gözetilerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın davacı tarafından tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğu uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle iktisap edilip edilmediğinin tespiti için yeterli araştırma yapılmadığı, mera vasfının ve sınırlarının belirlenmesinde eksik inceleme yapıldığı, bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin giderilmediği ve toplanan delillerin birlikte değerlendirilerek bir sonuca varılmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespitine itiraz davasında, davacılar tarafından zilyetlik iddia edilen taşınmazların mera vasfında olup olmadığı ve davacıların kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülkiyet iddiasında bulunup bulunamayacakları hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, eksik inceleme ve araştırmayla, davacıların zilyetlik iddiasında bulundukları alanların mera bütünlüğünü bozduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; ancak Yargıtay, hava fotoğrafları, mera komisyonu kayıtları ve yerel bilirkişi incelemeleri gibi delillerin toplanmadan ve değerlendirilmeden hüküm kurulmasının usule aykırı olduğunu, ayrıca davacılar adına tespit edilen parsellerin durumu ve zilyetliğin niteliği konusunda yeterli araştırma yapılmadığını gözeterek direnme kararını bozmuştur. - Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davacının irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı yoluyla zilyetlik iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, bozma kararında belirtilen hususları tam olarak araştırmadan, özellikle Hazine adına tapu kaydının dayanağı, davacının zilyetliğinin başlangıcı, süresi ve niteliği, taşınmazın tapu kaydıyla ilişkisi gibi konularda yeterli inceleme yapmadan hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hazine adına kayıtlı taşınmaz üzerinde davacının zilyetlik ve miras yoluyla iktisap iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil davasında, mahkemenin eksik inceleme yapıp yapmadığı uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, Hazine adına kayıtlı taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle iktisap edilip edilmediği konusunda yeterli araştırma ve inceleme yapmadan, bozma kararındaki hususları tam olarak yerine getirmeden karar verdiği gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak Hazine adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde tapu iptali ve tescil davası açılması üzerine zilyetlikle kazanma şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 212 ada 25 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından bu parsel yönünden temyiz itirazlarının reddi ile karar onanmış; ancak 212 ada 31 parsel sayılı taşınmaz yönünden zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluşup oluşmadığı, taşınmazın tapu kaydının oluşumuna esas belgeler ve hava fotoğrafları ile yapılacak keşif ve bilirkişi incelemeleri sonucunda değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gözetilerek bu parsel yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Hazine adına tescil edilen bir taşınmazın davacı tarafından zilyetlikle iktisap edildiği iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın mera vasfında olup olmadığı ve davacının zilyetlik şartlarını sağlayıp sağlamadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın mera vasfında olup olmadığı hususunda yeterli araştırma yapmadan ve bozma kararında belirtilen hususları tam olarak yerine getirmeden hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek, taşınmazın mera niteliğinin, davacının zilyetliğinin ve iktisap şartlarının detaylı olarak araştırılması gerektiği gözetilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.