Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Sözleşmeden Dönme İradesi”
- Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesince davacının sözleşmeden dönme hakkına ilişkin talebi reddedilip irade sakatlığına dayalı talebi kabul edilmişken, davacının istinaf başvurusunda bulunmaması sebebiyle sözleşmeden dönme hakkına ilişkin ret gerekçesinin davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı ve Bölge Adliye Mahkemesinin bu durumu gözetmeden davacının sözleşmeden dönme hakkına dayalı taleplerini kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının sözleşmeden dönme hakkına ilişkin talebinin reddine dair gerekçenin davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu, Bölge Adliye Mahkemesinin ise bu durumu gözetmeksizin 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesine aykırı olarak davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceğine karar verdiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: İfası imkansız hale gelen devre mülk satış sözleşmesinden davacının dönmesi nedeniyle, ifaya ekli cezai şart talebinde bulunup bulunamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı, ifası imkansız hale gelen sözleşmeden dönerek ödenen bedelin iadesini talep ettiğinden, aynı sözleşmeye dayanarak ifaya ekli cezai şart talebinde bulunmasının mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı arasında yapılan sözleşme gereğince davacıya devredilen taşınmaz üzerindeki ipotek nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açılması.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, sözleşmeden dönme iradesi ortaya koymaması ve davalıdan devraldığı taşınmazı iade etmeyi talep etmemesi, ayrıca muvazaa iddiasını ispatlayamaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İkrah (korkutma) nedeniyle tapu iptali ve tescil davasında, Borçlar Kanunu'nun 39. maddesinde belirtilen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçip geçmediği ve önceki bozma kararının usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının ikrah nedeniyle yaptığı tapu devrinden hemen sonra şikayette bulunması ve ceza davasını katılan sıfatıyla takip etmesi sözleşmeden dönme iradesinin açık bir şekilde ortaya konması olarak değerlendirilerek, davalılara bu iradenin 1 yıllık süre içinde ulaştığı ve hak düşürücü sürenin geçmediği, ayrıca hak düşürücü süreye ilişkin bozma kararının usuli kazanılmış hak oluşturmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında satın alınan bağımsız bölümün teslim edilmemesi üzerine, davalı bankanın davacıya kullandırdığı kredi nedeniyle sorumlu olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıya kullandırılan kredinin bağlı kredi niteliğinde olması ve davalı yüklenici şirketin temerrüdü sebebiyle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanması nedeniyle, davalı bankanın da davalı yüklenici şirket ile birlikte sorumlu tutulması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında imzalanan tarımsal üretim sözleşmesi kapsamında davacının, davalının sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle uğradığı zararın tazmini ve cezai şart talebi.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının sözleşmeden dönme iradesi göstermediği ve aynen ifa mümkün olmadığı durumlarda zararın tazmini talep edebileceği, ancak davacının sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan zararını ispatlayamaması ve cezai şart talebinin dava dilekçesinde yer almaması gözetilerek, direnme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının daha sonraki bir tarihte tapuda paylı mülkiyet tesis ettirmesi nedeniyle sözleşmeden döndüğünün kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Tarafların miras taksim sözleşmesi ile taşınmaz devrine ilişkin anlaşmalarının geçerli olduğu, davacı mirasçının daha sonraki tarihte tapuda paylı mülkiyet tesis ettirmesinin bu sözleşmeden dönme iradesini göstermediği ve sözleşmenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tüketicinin, Japon Yeni cinsinden kullandığı konut kredisinde yaşanan aşırı kur artışı nedeniyle, sözleşmenin uyarlanması talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının krediyi kullandığı tarihte Japon Yeni'nin Türk Lirası karşısındaki değer artışının öngörülebilir nitelikte olduğu, ülke ekonomisinin ve döviz kurlarının geçmişteki dalgalanmaları da dikkate alındığında davacının dövizle borçlanmanın riskini öngörebilecek durumda olması gerektiği, bu nedenle TBK m. 138'de öngörülen uyarlama koşullarının oluşmadığı değerlendirilerek yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Hileye dayalı sözleşmenin feshi davasında, davacıların sözleşmeyle bağlı olmadıklarına dair bildirimlerinin hak düşürücü süre içinde yapılıp yapılmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, davalı tarafından açılan ferağa icbar davasına verdikleri cevap dilekçesinde sözleşmeyle bağlı olmadıklarını açıkça beyan etmelerinin, sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren bir yıl içinde gerçekleştiği ve bu nedenle hak düşürücü süre dolmadan dönme iradelerini karşı tarafa ilettikleri gözetilerek, direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Dövize endeksli konut kredisi kullanan davacının, Japon Yeni'ndeki kur artışları nedeniyle sözleşmenin uyarlanması talebinin kabul edilip edilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, döviz kurundaki artış riskini öngörebilir durumda olmasına rağmen Japon Yeni cinsinden kredi kullanmayı tercih etmesi ve sözleşmeyi bir süre ifa etmesi nedeniyle, işlem temelinin çökmesi ve aşırı ifa güçlüğü hükümlerinin uygulanma koşullarının oluşmadığı değerlendirilerek, yerel mahkemenin sözleşmenin uyarlanmasına ilişkin kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından davalı müteahhitten satın alınan ve teslim edilmeyen konut için davalı bankadan kullanılan bağlı kredinin akıbeti ve bankanın sorumluluğunun kapsamı.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı bankanın, davacıya kullandırdığı kredinin bağlı kredi niteliğinde olması ve davacının konutu teslim alamaması sebebiyle sözleşmeden dönme hakkını kullanması nedeniyle, 6502 sayılı TKHK'nın 35. maddesi uyarınca davalı müteahhit ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Karşılıklı feshedilen bayilik sözleşmesinde, fesihnamede davacı tarafından sözleşme ve eklerine ilişkin kayıtlara geçmiş hak ve borçlar ile fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkının saklı tutulması karşısında, davalının asgari alım taahhüdünü yerine getirmemesinden kaynaklanan cezai şart alacağının talep edilip edilemeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Fesihnamede davacı tarafından sözleşme ve eklerine ilişkin kayıtlara geçmiş hak ve borçlar ile fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkının saklı tutulduğu, davacının fesih tarihinden itibaren makul sürede cezai şart alacağına ilişkin faturayı düzenleyip icra takibini başlattığı, bu nedenle davacının söz konusu haktan feragat ettiğinin kabul edilemeyeceği ve cezai şart talebinin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.