Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“Yurtdışı Boşanma Kararı”
- Uyuşmazlık: Mal rejiminin tasfiyesi davası için gerekli dava şartlarının oluşup oluşmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme karar tarihinden önce yurtdışında açılmış ve boşanmaya karar verilmiş bir dava olmasına rağmen, boşanma kararının henüz kesinleşmemiş ve yurtdışı kararının tanınması için dava açılmamış olması nedeniyle, usul ekonomisi gereğince davacıya tanıma davası açması için süre verilerek sonucunun bekletici mesele yapılması gerekirken, davanın reddine karar verilmesi hatalı görülerek bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında, yurtdışında açılmış boşanma davasının devam etmesi nedeniyle dava şartlarının oluşup oluşmadığı ve davanın usulden reddedilip reddedilmeyeceği.
Gerekçe ve Sonuç: Mal rejiminin tasfiyesi davası açıldıktan sonra yurtdışında boşanma davası açıldığı ve boşanma hükmünün kesinleştiği, bu nedenle dava şartı noksanlığının daha sonra giderilmiş olduğu ve yerel mahkemenin boşanma davasının sonucunu bekletici mesele yapmayıp davanın usulden reddine karar vermesinin hatalı olduğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme kararının tanınması nedeniyle boşanma davasının konusuz kalması durumunda, nafaka taleplerinin ve kusur belirlemesinin nasıl değerlendirileceği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması ve kesinleşmesiyle Türkiye'deki boşanma davasının konusuz kalacağı, ancak bu durumun nafaka taleplerinin değerlendirilmesine engel teşkil etmeyeceği, davacı kadına Fransa'da bağlanan yardım nafakasının reddine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği ve yabancı mahkemede kusur belirlemesi yapılmadığından, tazminata hükmedilememesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına, iştirak nafakasının miktarı yönünden kadın yararına bozulmasına, diğer kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme kararıyla boşanmış eşlerin, boşanmalarına esas yabancı mahkeme kararında tespit edilen kusurlu davranışların, Türkiye'de açılan boşanmanın fer'i niteliğindeki nafaka ve tazminat taleplerine yönelik davada kesin delil teşkil edip etmediği.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının Türk mahkemelerince tanınması halinde, boşanmaya sebep olan olaylara ilişkin kusur durumu kesin delil olarak kabul edilmeli ve boşanmaya esas kararda belirlenen kusur durumu, Türkiye'de açılan nafaka ve tazminat davalarında da gözetilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkemenin direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasında, boşanma davasının kesinleşmemiş olması nedeniyle dava şartının oluşup oluşmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mal rejiminin tasfiyesi davası açılabilmesi için, mal rejimini sona erdiren boşanmanın kesinleşmiş olması gerektiği ve mevcut durumda yurtdışında açılan boşanma davasının kesinleşmediği, ayrıca tanıma davası da açılmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ve yurtdışı boşanma davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yargıtay'ın bozma ilamına kısmen uyularak verilen kararda, yoksulluk nafakası talebinin reddine ve iştirak nafakası miktarına ilişkin hükümlerin yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararında yoksulluk nafakası talebinin reddinin kesin hüküm oluşturması ve direnme yoluyla onanan iştirak nafakası miktarının da dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Tarafların yurtdışında anlaşmalı boşanmaları sırasında imzaladıkları protokolün Türkiye'deki taşınmaz mal rejimi tasfiyesini kapsayıp kapsamadığı ve davacı kadının katılma alacağı talebinde bulunup bulunamayacağı hususunda ihtilaf.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının eki niteliğindeki ve tenfizi yapılan protokolde yer alan "Mal Mülk Hakkı Açıklaması" başlıklı maddenin, tarafların Türkiye'deki malvarlıklarını da kapsayacak şekilde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin anlaşma olarak yorumlanması gerektiği gözetilerek, davacı kadının katılma alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmayarak karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, boşanma hükmünün kesinleşmesinden sonra fer'i konularda yeniden hüküm kurulup kurulamayacağı ve hükmedilen tazminatların miktarının uygun olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların iddia ve savunmaları ile hukuk kurallarına göre, yerel mahkemenin boşanmaya sebep olan olaylarda erkeği tam kusurlu bulması, boşanma hükmü kesinleştikten sonra fer'i konularda hüküm kurması ve kadına tazminata hükmetmesi doğru bulunarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yurtdışında verilmiş bir boşanma kararının Türkiye'de tanınması davasında, yetkisizlik kararı verildikten sonra yetkili mahkemede davanın kabulü üzerine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin hangi mahkeme tarafından karşılanacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Yetkisizlik kararı verildikten sonra yetkili mahkemede davanın görülüp esastan kabul edilmesi halinde, yargılama giderlerine yetkili mahkemenin hükmedeceği ve yetkisizlik kararı nedeniyle ayrıca vekâlet ücreti ödenmesine gerek olmadığı gözetilerek, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması nedeniyle taraflar arasındaki boşanma davasının ve fer'ilerinin hukuki sonuçları.
Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkeme kararının tanınmasıyla tarafların boşanmış sayılacakları, kadının yabancı mahkeme kararında kusurlu bulunduğu ve bu kararın kesin hüküm etkisi doğurduğu, dolayısıyla boşanmaya bağlı tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mal rejiminin tasfiyesinde, yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması/tenfiz kararının kesinleşme tarihinin değil, yabancı mahkemede boşanma davasının açıldığı tarihin esas alınarak tasfiyeye dahil edilecek malların belirlenmesi gerekirken, hatalı tarih esas alınarak hüküm kurulması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı TMK’nın 225/II. maddesi uyarınca mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarihte sona ereceği ve yabancı mahkeme kararının tanınması/tenfiz kararının kesinleşme tarihinin değil, yabancı mahkemede boşanma davasının açıldığı tarihin mal rejiminin sona erme tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davalı kadının evlilik birliğine aykırı davranışlarda bulunup bulunmadığı ve bu davranışların boşanma sebebi sayılıp sayılmayacağı hususunda Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ile direnme kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi arasında oluşan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının tanık beyanlarıyla sabit olan evlilik dışı ilişkisinin, evlilik birliğini temelinden sarsacak nitelikte olduğu ve bu durumun boşanma sebebi oluşturduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.