Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. Maddesi”Anahtar Kelimeler
- Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacılar tarafından zilyetlikle kazanıldığı iddiasıyla açılan tapu iptali ve tescil davasında, zilyetliğin süresi ve niteliği, taşınmazın terke konu olup olmadığı gibi hususların yeterince araştırılmaması nedeniyle uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin süresi ve niteliği, taşınmazın terke konu olup olmadığı, hava fotoğraflarının çelişkili yorumlanması, taşınmaz üzerindeki yapıların durumu ve su kuyularının kimler tarafından açıldığı gibi hususların yeterince araştırılmaması, ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki sınırlamaların gözetilmemesi nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından, kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve kendi adına tescili talebi üzerine, davacının zilyetliğinin zilyetlikle edinim koşullarını sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının doğum tarihi, kadastro tespit tarihi ve iddia edilen zilyetlik süresi birlikte değerlendirildiğinde, davacının tek başına veya babasıyla birlikte yaptığı eklemeli zilyetliğin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen zilyetlikle edinim koşullarını sağlamadığı, ayrıca eklemeli zilyetlikte senetsiz edinilen taşınmaz miktarının 100 dönümü aştığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi sebebe dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacıların mirasbırakanının dava konusu taşınmaz üzerinde 20 yıldan fazla süredir zilyetliğini sürdürüp sürdürmediği ve bu zilyetliğin tapu iptali ve tesciline hak kazandırıp kazandırmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Hava fotoğrafları, bilirkişi raporu, tanık beyanları ve mahalli keşif sonuçları birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu taşınmazın davacıların mirasbırakanı tarafından kadastro tespit tarihinden önce 20 yıldan uzun süredir zilyetliğinde olduğu ve bu zilyetliğin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi şartlarını sağladığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi'nin davayı kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı tarafından kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ve adına tesciline dair açılan dava.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının dava konusu taşınmaz üzerinde 20 yılı aşkın süredir nizasız, malik sıfatıyla, ekili dikili alan olarak zilyetliğini sürdürdüğü ve bu sebeple 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki şartların oluştuğu gözetilerek, istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mirasbırakandan kalan taşınmazın paylaşımı sonrasında davacının uzun süreli kullanımı nedeniyle zilyetlik kazanıp kazanmadığı ve kadastro tespitinin iptaline dair uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının, miras paylaşımı sonrasında yirmi yılı aşkın süredir nizasız ve kesintisiz olarak taşınmazı kullandığı ve bu kullanımın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki zilyetlikle iktisap koşullarını sağladığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu zilyetlikten edinilen taşınmazların, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki kuruda 100 dönüm sınırlamasını aşıp aşmadığı ve tapu iptal tescil davasında taraf sıfatının doğru tespit edilip edilmediğine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Tapu iptal ve tescil davalarının kayıt malikine karşı açılması gerektiği, aksi halde mülkiyet hakkına aykırılık oluşacağı ve davada karar verilecek hakkın ilgililerinin taraf sıfatıyla yer alması gerektiği ilkesinin zedeleneceği gözetilerek; taşınmazların aktif ve pasif tapu kayıtları incelenmeden, taraf sıfatı ve görev hususu değerlendirilmeden karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. - Uyuşmazlık: Miras yoluyla intikal ettiği iddia edilen taşınmazın Hazine adına tescilinin iptali ve mirasçılar adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, taşınmazın mera veya meradan açma olup olmadığı, zilyetliğin mahiyeti ve süresi, komşu parsellerin durumu ve kadastro kayıtları gibi hususlarda yeterli araştırma yapmadan ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca gerekli incelemeleri gerçekleştirmeden hüküm kurması usul ve yasaya aykırı görülerek karar bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Kadastro çalışmaları sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazın, davacı tarafından kadastro öncesi zilyetliğe dayanarak tapu iptali ve tescil talebiyle açılan davada, davacının zilyetlik şartlarını sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı mirasçısının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğini ispatladığı ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki şartları sağladığı gözetilerek, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro öncesi hukuki nedene dayalı tapu iptali ve tescil davasında, davacının zilyetlikle kazanma şartlarını sağlayıp sağlamadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının iddia ettiği zilyetlik süresinin, yaşı ve babası ile birlikte sahip oldukları diğer taşınmazların toplam büyüklüğü dikkate alındığında, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen zilyetlikle kazanma şartlarını sağlamadığı, bu nedenle de davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin yanılgılı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Davacı, kadastro çalışması sonucu Hazine adına tescil edilen 238 ada 14 parsel sayılı taşınmazın kendi mülkü olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde öngörülen "ekonomik amaca uygun malik sıfatıyla zilyetlik" koşulunu taşımadığı, iddialarının teknik bilirkişi raporları, mahkeme gözlemi ve mahalli bilirkişi beyanlarıyla uyuşmadığı değerlendirilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacılar, miras yoluyla intikal eden taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle tapu iptali ve tescil talep etmiştir.
Gerekçe ve Sonuç: Davacıların, taşınmaz üzerinde 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi koşullarını sağlayacak şekilde zilyetliklerini ispatladıkları gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Kadastro tespiti sonucu Hazine adına tescil edilen taşınmazlar üzerinde davacıların tapu kaydına dayalı mülkiyet iddialarının ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki zilyetlik şartlarını taşıyıp taşımadıklarının tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemenin, davacıların zilyetlik iddiasının dayandığı tapu kaydının sınırlarının belirsizliği, zilyetliğin niteliği ve süresi konusunda yeterli araştırma yapmadığı, hava fotoğrafları gibi delilleri değerlendirmediği, taraf ve bilirkişi beyanları arasındaki çelişkileri gidermediği ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesindeki zilyetlik şartlarının oluşup oluşmadığını tespit etmede eksik inceleme yaptığı gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.