Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“2888 Sayılı Yasa”
- Uyuşmazlık: Vakıf taşınmazının, tasarruf edene ait mirasçıların bulunmaması nedeniyle Hazine'ye mi yoksa vakfa mı kalacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi ve 2888 sayılı Yasa'nın 2. maddesiyle değiştirilen 2762 sayılı Yasa'nın 29. maddesi uyarınca, 2888 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazine'ye intikalinin mümkün olmadığı ve mirasçı bırakmayan tasarrufçunun ölümü halinde taşınmazın vakfa ait olacağı gözetilerek yerel mahkemenin direnme kararı onanmıştır. - Uyuşmazlık: Vakıf taşınmazının mutegayyip eşhastan bulunması nedeniyle Hazine adına tescil edilen kısmının iptali ve vakfa tescili davasında, 2888 sayılı Yasanın 2. maddesiyle değiştirilen 2762 sayılı Yasanın 29. maddesinin ikinci fıkrasının uygulanması uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın Hazine adına tesciline ilişkin kararın tapu kaydına işlenme tarihinin 24.09.1983 tarihinden sonra olması nedeniyle, 2888 sayılı Yasanın 2. maddesiyle değiştirilen 2762 sayılı Yasanın 29. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca taşınmazın vakfına rücu etmesi gerektiği gözetilerek yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıf malı olduğu iddia edilen taşınmaz üzerindeki tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili istemine ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın mülkiyetinin mutasarrıfı kayıp kişilerden olduğu için mahlulen vakfa intikal ettiği, 2888 sayılı Yasa ve 5737 sayılı Yasa hükümleri uyarınca aslı vakıf olan taşınmazların Hazineye geçişinin mümkün olmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mukataalı vakıf taşınmazının mutasarrıflarının gaipliği nedeniyle Hazine adına tescil edildikten sonra satışı ile elde edilen bedelin vakfa ait olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: 2888 sayılı Yasa ile 24.09.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazineye intikalinin mümkün olmadığı, Hazine adına tescilin yasal dayanağı bulunmadığı ve bu nedenle satış bedelinin vakfa ait olduğu iddiasının da hukuki bir dayanağının olmadığı gözetilerek yerel mahkemenin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Mukataalı vakıf taşınmazının Hazine adına tesciline ilişkin kararın kesinleşme tarihinin mi yoksa tapu kaydının işlenme tarihinin mi 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 29. maddesinin uygulanmasında esas alınacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: 2888 sayılı Kanun ile değişik 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 29. maddesi gereğince, Hazine adına intikal işleminin tapu kütüğüne işlenmemiş olması ve 2888 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden sonra tapuda Hazine adına tescil işleminin yapılmış olması gözetilerek, taşınmazın mülkiyetinin vakfa ait olduğuna ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: İcareteynli taşınmazın, mutasarrıfının mirasçı bırakmadan ölümü üzerine Hazineye intikalinin akabinde vakfın açtığı tapu iptali ve tescil davasının kabulünün temyizen inkişafı.
Gerekçe ve Sonuç: 2888 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazineye geçemeyeceği, icareteynli taşınmazlarda mutasarrıfın mirasçı bırakmadan ölümü halinde taşınmazın vakfa ait olacağı ve Hazine adına yapılan tescilin hukuka aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıf arazisinin, vakıf şerhi bulunmasına rağmen Hazine adına tescil edilmesi üzerine açılan tapu iptali ve tescil davasında, 2888 sayılı Yasa'nın uygulanıp uygulanmayacağı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: 2888 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihinden önce Hazine adına tescil edilen vakıf arazilerinin mülkiyetinin Hazine'ye geçtiği, ancak taşınmazların mülkiyetinin mutasarrıflarına geçmediği için Hazine'ye intikalinin de mümkün olmadığı gözetilerek, yerel mahkemenin davanın kabulüne ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıf taşınmazları üzerindeki gaiplik kararı verilerek Hazine ve Vakıf adına tescil taleplerinin hukuki dayanağının bulunup bulunmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Vakıf taşınmazları üzerindeki gaiplik kararının verilmesi ve Hazine adına tescil talebinin, taşınmazların vakıf hükmünde olması ve 2888 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi sonrasında Hazine'ye intikal yolunun kapalı olması sebebiyle mümkün olmadığı, ayrıca Vakıf adına tescil talebi için de kayıt maliklerinin mirasçılarının bulunup bulunmadığının araştırılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, mutasarrıfı ölen ve evveliyatı mukataalı vakıf arazisi olan taşınmazın 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca Hazine'den geri alınarak vakfa tescili istenmesine karşı Hazine'nin itirazı üzerine tapu iptali ve tescil davası açılması.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın bir kısmının 2888 sayılı yasanın yürürlük tarihinden önce Hazine adına tescil edilmiş olması sebebiyle bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmazken, kalan kısmının ise 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesindeki koşulların gerçekleşmiş olması ve taşınmazın aslının vakıf olması sebebiyle vakıf adına tesciline karar verilmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının kısmen bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıflar İdaresi tarafından, mirasçı bırakmadan ölen kişinin üzerinde bulunan vakıf arazisinin Hazine adına tescil edilmesi işleminin iptali ve vakfa tescili istemiyle açılan davada, taşınmazın mülkiyetinin kime ait olduğunun tespiti.
Gerekçe ve Sonuç: 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi ve 2888 sayılı Kanun'un 2. maddesiyle değiştirilen 2762 sayılı Kanun'un 29. maddesi birlikte değerlendirilerek, taşınmazın mirasçı bırakmadan ölen kişinin payına dahil olmadığının tespit edilmesi nedeniyle yerel mahkemenin ret kararı vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Mukataa olan taşınmazların, malikinin mirasçısı olmadan ölmesi üzerine Hazine adına tescil edilmesine rağmen, taşınmazların aslen vakıf olması sebebiyle vakfa iadesi gerekip gerekmediği uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: 2888 sayılı Yasa'nın yürürlük tarihi olan 24.09.1983 tarihinden sonra aslı vakıf olan taşınmazların Hazineye intikalinin mümkün olmadığı ve bu tarihten sonra Hazine adına tescil edilmiş olsa dahi vakfa rücu etmesi gerektiği gözetilerek, yerel mahkemenin tapu iptali ve tesciline ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Vakıf malı olduğu iddia edilen taşınmazın Hazine adına tescilinin iptali ve vakıf adına tescili istemine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın 27/90 payının 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 2888 sayılı Kanun ile değişik 29. maddesinin yürürlük tarihinden önce Hazine adına tescil edilmiş olması nedeniyle 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nun 17. maddesinin uygulanamayacağı, ancak taşınmazın 63/90 payının 2888 sayılı yasanın yürürlük tarihinden sonra Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi koşullarının oluştuğu gözetilerek, taşınmazın 27/90 payı yönünden davanın reddine, 63/90 payı yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmeyerek karar bozulmuştur.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.