Özet: İcra takibine maruz kalan borçlu, vekil marifetiyle takibe itiraz ettiğinde, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlamak için alacaklının açacağı itirazın iptali davasında dava dilekçesinin asıla tebliğ edilmesi gerekmektedir.
Karar Arşivi
Yargıtay içtihatlarına hızlı erişim
Arama Sonuçları
“4721 Sayılı Kanun'un 166/4. maddesi”
- Uyuşmazlık: Erkek tarafından açılan boşanma davasının, daha önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra üç yıllık fiili ayrılık süresinin dolup dolmadığı ve davalı kadına yapılan tebligatın geçerli olup olmadığı hususları.
Gerekçe ve Sonuç: Daha önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın tebliğinin usulsüz olduğu, bu nedenle kararın kesinleşmediği ve 4721 sayılı Kanun’un 166/4. maddesindeki üç yıllık fiili ayrılık süresinin başlamadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi’nin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Davacı kadının, davalı erkekle sekiz yıldır ayrı yaşadıklarını ve erkeğin evlilik dışı birlikteliği olduğunu ileri sürerek açtığı boşanma davasının reddine ilişkin kararın temyizi.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, taraflar arasında daha önceden görülen ve reddedilen bir boşanma davası dosyası olup olmadığının araştırılması ve dosya mevcutsa 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin dördüncü fıkrası (fiili ayrılık) gereğince değerlendirilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmayarak bozulmuştur. - Uyuşmazlık: 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı boşanma davasında kusur değerlendirmesi yapılıp yapılamayacağı, tazminata hükmedilmesinin doğru olup olmadığı ve hükmedilen tazminat ile nafaka miktarlarının uygunluğu.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı erkeğin temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek temyiz edilen karar onanmıştır. - Uyuşmazlık: 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin dördüncü fıkrasına dayalı boşanma davasında, erkeğin kusur durumu, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin haklılığı ve miktarlarının uygunluğu ile vekâlet ücreti konuları.
Gerekçe ve Sonuç: Reddedilen ilk boşanma davasında kadının, erkeğin kusurlu davranışlarını ispatlayamamış olması ve fiili ayrılık döneminde de bu kusurların tekrarının ispatlanamaması nedeniyle, erkeğin boşanmada tam kusurlu kabul edilmesi hatalı olup, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru görülmeyerek karar, kusur belirlemesi ve manevî tazminat yönünden bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Daha önce feragat ile sonuçlanan boşanma davasından sonra ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı ve buna bağlı olarak TMK 166/4. maddesi gereğince boşanma şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Yargıtay'ın önceki bozma kararında, feragat ile sonuçlanan boşanma davasından sonra tarafların bir süre daha birlikte yaşamaları nedeniyle ortak hayatın yeniden kurulamaması unsurunun gerçekleşmediği ve bu nedenle TMK 166/4'e dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiğinden, Bölge Adliye Mahkemesinin bozma kararına uyarak verdiği karar usul ve yasaya uygun görülerek onanmıştır. - Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken kadın tarafından açılan nafaka ve tazminat davasının boşanma davasıyla birleştirilip birleştirilmeyeceği ve iştirak nafakasının başlangıç tarihinin ne olacağı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanma davası ile boşanmadan kaynaklanan nafaka ve tazminat davası arasında bağlantı bulunduğundan, davaların birleştirilerek görülmesi gerektiği, ayrıca iştirak nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren başlaması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında görülen boşanma davasında, daha önce reddedilen boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren üç yıl içinde ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı ve bu kapsamda 4721 sayılı TMK'nın 166/4. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilip verilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme kararında, önceki boşanma davasının kesinleşmesinden sonra tarafların üç yıl süreyle ayrı yaşadıkları, ortak hayatın yeniden kurulmadığı ve bu hususta tanık beyanlarının da bulunduğu gözetilerek, 4721 sayılı TMK'nın 166/4. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında evlilik birliğinin fiili ayrılık nedeniyle 4721 sayılı TMK'nın 166/4. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilip verilemeyeceği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların daha önce açılmış boşanma davalarının reddinden sonra fiilen ayrı yaşadıkları, ortak hayatın yeniden kurulmadığı ve boşanmaya sebep olan olaylarda davacı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar vermiş, bu karar usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi ve Yargıtay tarafından onanmıştır. - Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında hükmedilen tazminat miktarlarının yüksekliği ve ziynet alacağının kabulünün yerinde olup olmadığı.
Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine ve uygulanması gereken hukuk kurallarına uygun olduğu gözetilerek, erkeğin tazminat miktarlarına ve ziynet alacağına yönelik temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusurun belirlenmesi, iştirak nafakası miktarı ve maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olmasına rağmen, kadına hükmedilen maddi tazminat ve çocuğa hükmedilen iştirak nafakası miktarının düşük olduğu, hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha yüksek miktarda tazminat ve nafaka takdiri gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönlerden bozulmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin fiili ayrılık nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasında daha önce açılan boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren üç yıllık sürenin geçmiş olması ve bu süre zarfında ortak hayatın yeniden kurulamamış olması, davacının bu süreçte evlilik dışı iki çocuğunun dünyaya gelmesi ve tarafların birlikte yaşamalarının hayatın olağan akışına uygun olmaması hususları gözetilerek, 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin dördüncü fıkrası şartlarının oluştuğu gerekçesiyle boşanma hükmünün onanmasına karar verilmiştir. - Uyuşmazlık: Taraflar arasında daha önce açılmış ve reddedilmiş bir boşanma davasının ardından, tekrar açılan boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği, davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve nafakaya hükmedilecekse miktarının tespiti uyuşmazlığıdır.
Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin kusurlu olduğu, ortak hayatın kurulamadığı ve 4721 sayılı Kanun'un 166. maddesinin dördüncü fıkrasındaki koşulların oluştuğu, davalı kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği ve hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının hakkaniyete uygun olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Nitelikli Kararlar
Özenle seçilmiş, referans niteliğindeki kararlar
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: İş kazası sonucu açılan tazminat davasında, davacının talebini ıslah yoluyla artırması üzerine, ıslah edilen kısım için zamanaşımının kesilip kesilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.
Gerekçe ve Sonuç: Kısmi ıslahın yeni bir dava niteliğinde olmadığı, dava dilekçesindeki faiz talebinin ıslahla artırılan miktar için de geçerli olduğu ve asıl davanın açılmasıyla zamanaşımının tüm alacak için kesildiği gözetilerek direnme kararı onanmıştır.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Miras bırakanın sağlığında davalıya yaptığı taşınmaz temliğinin muris muvazaası olup olmadığı ve ecrimisil talep edilip edilemeyeceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Miras bırakanın davacı dışındaki mirasçılarına yaptığı temlikler, davacıya herhangi bir temlikte bulunmaması, ölünceye kadar bakma sözleşmesine rağmen sonradan davalıya satış yapılması gibi hususlar bir bütün olarak değerlendirilerek temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı ve muris muvazaası bulunduğu sonucuna varılarak direnme kararı bozulmuştur.
Hukuk Genel Kurulu
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacının 04.02.1997-10.12.2012 tarihleri arasında davalı apartmanda kapıcı olarak çalıştığının tespiti talebiyle açılan hizmet tespiti davasında, mahkemenin yaptığı araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı ve davanın reddine ilişkin direnme kararının bozulup bozulmayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Hizmet tespiti davalarında, tarafların delilleriyle yetinilmeyip, çalışmanın varlığı her türlü delille ispat edilebileceğinden, mahkemenin re'sen araştırma yapma yükümlülüğü bulunduğu, somut olayda ise tanık beyanları arasında çelişkiler olduğu, komşu işyeri çalışanları ve diğer apartman sakinlerinin dinlenilmesi, davacının eşinin aynı dönemdeki diğer çalışmalarının niteliğinin ve davacının çalışmasının tam zamanlı veya kısmi zamanlı olduğunun araştırılması gerektiği gözetilerek direnme kararı bozulmuştur.
Yeni Kararlar
Arşive yeni eklenen kararlar
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: Davacı tarafından istinaf edilen alacak davasında, temyiz incelemesinin miktar yönünden yapılıp yapılamayacağı.
Gerekçe ve Sonuç: Davacı tarafından temyiz edilen miktarın, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibariyle geçerli olan kesinlik sınırının altında kalması nedeniyle, 6100 sayılı HMK'nın 362. ve 366. maddeleri uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile kadroya geçen işçinin, kadroya geçiş esnasında imzalanan belirsiz süreli hizmet sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin nasıl belirleneceği ve davalı idarenin eksik ücret ödemesinin olup olmadığı hususunda çıkan uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Hem belirsiz süreli hizmet sözleşmesi hem de toplu iş sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilerek davacının ücreti belirlenmeli ve eksik ödeme yapıldığı sonucuna varılarak, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi kararlarının usul ve yasaya uygunluğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına hükmedilmiştir.
9. Hukuk Dairesi
AI Özeti
Uyuşmazlık: 696 sayılı KHK ile sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacının, kadroya geçiş tarihini müteakip, ücretinin hesabında hangi düzenlemelerin esas alınacağı ve talep ettiği ücret farkı alacağının olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.
Gerekçe ve Sonuç: Davacının 01.11.2020 tarihinden itibaren yetkili sendika ile işveren arasında imzalanan toplu iş sözleşmesinden yararlanabileceği, ancak bu sözleşmenin ücret zammı hükmünden değil, diğer hükümlerinden yararlanabileceği, bu nedenle de davacının 31.10.2020 tarihi itibariyle hak edilen ücret miktarının aynen korunarak 01.11.2020-31.12.2020 tarihleri arasındaki ücret farkı alacağının hesaplanması gerektiği gözetilerek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararları
Özet: Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine konu taşınmazın, tapuda yükleniciye devredilmesi ve yüklenicinin de arsa payı veya bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satması veya ipotek tesis etmesinden sonra, sözleşmenin geçersizliğinin tespiti veya geriye etkili olarak feshedilmesi hâlinde; üçüncü kişilerin tapuya güvenerek ve iyiniyetli olarak aynî hak edindikleri İddialarının dinlenmesi, dolayısıyla iktisap edilen mülkiyet veya ipotek hakkının korunması gerekir, ancak somut olaya göre üçüncü kişilerin iyiniyetli olmadıklarının anlaşılması hâlinde taşınmazlar arsa sahibine dönebilecektir.
Özet: Kooperatifler/Yapı Kooperatifleri 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sayılırlar.
Özet: Rehinle teminat altına alınmış ve ayrıca kambiyo senedine de bağlanmış alacağın tahsili amacıyla, borçlu aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile aynı anda ve sıra hem rehnin paraya çevrilmesi yolu ile, hem de kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılamayacağı.